Hafız Aziz
Bursa’da tanıştığım bir kitapçıya gittim. -“İngilizce ders verilir.” diye bir kağıda yazsam da, sizin dükkanın camına kağıdı yapıştırsam, nasıl olur? -İş çıkmaz! dedi.
Adam YayınlarıKitabı okuyacak
"Mesela herhangi bir gün müthiş bir iç sıkıntısı seni boğar. Hayat sana karanlık, manasız gelir. İnsan, biraz evvel senin zırvaladığın gibi felsefeler yapmaya başlar. Hatta yavaş yavaş onu da yapamaz ve canı, ağzını açmayı bile istemez. Hiçbir insanın, hiçbir eğlencenin seni canlandıramayacağını sanırsın. Hava sıkıcı ve manasızdır. Ya fazla
Reklam
Eski Şiire Yeni Nesilin Bakışı
Garip olan şu ki, bizim nesil Osmanlı'nın kendisi gibi yüksek kültürünü ve o kültürü taşıyan şiiri de reddetti. Onu halktan uzakmış gibi göstermeye, fildişi kulelerde ahbap-çavuş pazarlıklarının metaı gibi tanıtmaya çaba harcadı. Tek haklı iddiamız dilin artık anlaşılmaz olmasıydı ama yazık ki bu da onlardan (şairlerden) değil bizden (okuyamayanlardan) kaynaklanıyordu.
Sayfa 6
Ya nasıl da akıyor gidiyor cümleler.
Mesela herhangi bir gün müthiş bir iç sıkıntısı seni boğar. Hayat sana karanlık, manasız gelir. İnsan, biraz evvel senin zırvaladığın gibi felsefeler yapmaya başlar. Hatta yavaş yavaş onu da yapamaz ve canı ağzını açmayı bile istemez. Hiçbir insanın, hiçbir eğlencenin seni canlandıramayacağını sanırsın. Hava sıkıcı ve manasızdır. Ya fazla sıcak,
Sayfa 16 - Yapı Kredi Yayınları
Geç vakit işten çıkarsın, iki satır konuşmak için hasretsin bir ahbap yüzüne, bıçak açmaz dostların ağzını değirmenci su derdinde . . . Yorgunluğu çıkarmak istersin bir koltuk meyhanesinde, kesen elvermez,
Sayfa 76 - Çınar Yayınları
Madem ki yüreğim ağlıyor, gözünü ağlatmaktan menetmişsin ne çıkar, ne değişir! Görülüyor ki yemek, içmek, uyumak gibi bu da bir ihtiyaç... Kimden sıkılıp da tatlı canını sıkıntıya sokuyorsun a budala... Bırak şu musibet göz yaşlarını kana kana aksın. Belki biraz da ferahlarsın...
Reklam
Çok İyi Anlatmamış Mı ?
“Mesela herhangi bir gün müthiş bir iç sıkıntısı seni boğar. Hayat sana karanlık, manasız gelir. İnsan, biraz evvel senin zırvaladığın gibi felsefeler yapmaya başlar. Hatta yavaş yavaş onu da yapamaz ve canı ağzını açmayı bile istemez. Hiçbir insanın, hiçbir eğlencenin seni canlandıramayacağını sanırsın. Hava sıkıcı ve manasızdır. Ya fazla sıcak,
"Madem ki İstanbul'a gideceğim, bu işi de hallederim... Yanlız bir kadın, eski bir ahbap, o kadar hatıra var ki arada..."
Sayfa 237 - Dergâh YayınlarıKitabı okudu
Gündelik gaileler, hayhuylar arasında pek farkına varılmıyordu amma bu, ne gülünç, ne boş, ne aşağılık bir hayattı.
Sayfa 44 - İnkılap KitabeviKitabı okudu
Göz göze geldiklerinde zaman, eski ahbap olduklarını bildiren bir bakış ve bir gülümseme ile iktifa etmek ve buna rağmen hayatının daha maksatlı,daha canlı bir yol tuttuğunu vehmetmek...Bunlar az şeyler miydi?
393 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.