_Türkler, hür ve bağımsızdırlar. Gururları çok yüksektir. Gururludurlar fakat asilzadelik taslamazlar. Türklerin karakterinde büyük tezatlara rastlanır. Hem sert ve dik başlı hem de yumuşak ve sabırlıdır. Yırtıcılığı İskitlerden, yumuşaklığı da Yunan'dan almışlardır. Fetihçi ve cahil olduklarından bütün uluslara tepeden bakarlar. Aralarında
Yunanistan ile Türkiye arasında zorunlu nüfus mübadelesi...30 Ocak 1923'te imzalanan anlaş­ma, etnik temelin tanımında dini kullanıyordu. Sonuçta Ortodoks kilisesine bağlı olan 1.100 bin eski Osmanlı vatandaşı Yunanistan'a göç ederken, genelde Makedonya ve Girit'te yaşayan 380 bin Müslüman Türkiye'ye geldi. Rumların birçoğu daha anlaşma irnzalanmadan kaçmıştı ama Orta Anadolu'da Karamanlı olarak bilinen Türkçe dil­li Rumlarla, Karadeniz kıyısında ve başka bölgelerde yaşayanlar da kendilerine yeni bir vatan aramak zorunda kaldılar. Batı Trakya' daki Müslümanlarla, Büyük Savaş'ın bitiminden önce İstanbul sınırları için­ de yaşayan (yerleşik) Rumlar bu göçten muaf tutuldular. Ama yaklaşık 150 bin Rum'un ya kendi isteğiyle ya da zorunlu olarak eski Osmanlı başkenti ve çevresini terk etmesiyle bölgenin karakteri geri dönülmez bir biçimde değişti... Zorunlu takas süreci Türklerden çok Rumları etkilerken, Bulgaristan, Yugoslavya ve Romanya gibi diğer Balkan ülkelerinden göç edenlerle de Türkiye'nin nüfusu arttı(1935 sayımı 960 bin Türk'ün yabancı ülkelerde doğduğunu gösteriyor. Bunlardan 370 bini Yunanistan, 227 bini Bulgaristan, 158 bini Yugoslavya, 70 bini Sovyetler Birliği sınırları içinde kalan topraklar ve 62 bini Romanya' dan gelmişti).
Sayfa 454 - Remzi Kitabevi.
Reklam
Hikâyeyi, Bern Büyükelçisi Taner Baytok'un kitabından özetleyerek aktarıyorum... Bir diplomatımız eşiyle birlikte Selanik'e gitmek için Yunan sınırına gelirler. Sınır kapısından geçiş uzayınca, bir otelde kalmaya karar verirler ve mecburen yolları bir köye düşer. Köyün meydanındaki kahvehanede otururlarken, yan masada, kendilerinin
Sayfa 89 - Kapı Yayınları / meşrutiyet hatıraları / bu toprakların hikayesiKitabı okudu
"Kırk üç bin köyümüz var; birkaç yüz kasabamız var. İzmit'ten öteye Anadolu'ya açılın; Hadımköy'den öteye Trakya'ya gidin. Birkaç kombinenin dışında hep eski şartların devamını görürsünüz. Coğrafya yer yer esniyor. Sıkı bir nüfus siyasetine, sıkı bir istihsal siyasetine başlamamız lazım. Öğretme ve yetiştirme işleri için de aynı zaruretlerle karşı karşıyayız. Birtakım mekteplerimiz var; birçok şeyler öğretiyoruz. Fakat hep eksik olan bir memur kadrosunu doldurmak için çalışıyoruz. Bu kadro dolduğu gün ne yapacağız? Çocuklarımızı muayyen yaşlara kadar okutmayı adet edindik. Bu çok güzel bir şey! Fakat günün birinde bu mektepler sadece işsiz adam çıkaracak. bir yığın yarı münevver hayatı kaplıyacak... O zaman ne olacak? Kriz..."
Sayfa 263 - Dergâh YayınlarıKitabı okudu
Talebe Birlikleri Hakkında ‐II‐
Bizim anlamak istediğimiz manada birlik, yani isimden ve idare heyeti içtimalarından ibaret olan, ve ara sıra da gazetelerde faaliyetleri veya münakaşaları hakkında havadisler çıkan teşekküller değil de, unsurlarını hakkıyla etraflarında toplayan varlıklar sade nizamnameler ve onların ahkâmıyla tesis edilemez Talebe birlikleri her şeyden evvel
B. Müttefiklerin İstekleri ve Sonuçları:
1. Askerden Arındırılmış Bölge: (Müttefik istekleri): Türkiye'nin Trakya sınırının her iki tarafında 30 kilometrelik bir askerden arındırılmış bölge olmalıdır. Ayrıca Boğazların her iki yakasında genişliği değişecek şekilde bir şeridin askerden arındırılması gerekir. (Türkiye'nin cevabı): Türkiye Boğazların her iki yarısının
Sayfa 464 - İnkılap YayınlarıKitabı okudu
Reklam
63 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.