"Aşk sizce ne demek? Nasıl tanımlarsınız bu benzersiz duyguyu?"
"Ayaklarımızın altında bir zemin yok artık. Bir çatımızda. Gelecek yok. Geçmişin izleri ise çoktan silinmeye başladı. Aşk, bize bu sonsuz boşlukta ev olacak tek şey.
BİR ZAMAN YOLCUSU: SELİM PUSAT (RUH ADAM ROMANI)
Ruh Adam, Atsız'ın tarihî romanlarına göre hayli değişiktir; bir tür post modern romandır. Bu sebeple romanı incelerken biz de farklı bir yol izlemeyi tercih ettik.
Selim Pusat'ın ve Romanın Hikâyesi: Selim Pusat adını ilk defa 08 Haziran 1951 tarihinde, Orkun dergisinin 36. sayısında
Kumdaki ayak izleri gibi, kalmış bir hayatın izleri de içimizde yer eder. Bu izleri uyandıran şeyler artık uzakta olsa da izler içimizde kalmaya devam eder. Bizler de her gün kendi içimizde, bilinçsizce böyle izler bırakırız. Ama bunlar bizim düşüncemizi, hislerimizi ve inançlarımızı etkiler.
Ruhumuzdan gelen izleri silmek yerine, onları hayallerimizde, Özlemlerimizde ve bilinçsiz isteklerimizde iş işten geçtikten sonra bile canlı tutarız.
Kendi sahnemizde, partnerlerimizi bizim yazdigimiz senaryoyu oynamayı teşvik ederiz. Bizi memnun etmese de, aslında içimizden gelmese de, bizim dünyamıza uyan bir senaryodur. Bunlar sadece geride bırakmak istemediğimiz geçmişin izleridir.
Yazar Hanife Mert Hanım'ın 160 sayfadan oluşan #Yolculuk eserini #okudum.
️️️️️️️️️️️️️️️️
️Dört bölümden, otuzdokuz başlıktan oluşan her cümlesi insanın yüreğine dokunup içini biraz daha dönmesi neden onu anlatımlar, anlamlar ile dolu....
️Eseri okumaya başladığım ilk sayfada bulunan önsözünden son sayfasına kadar elinden
Kumdaki ayak izleri gibi, geçmişte kalmış bir hayatın izleri de içimizde yer alır.
Bu izleri uyandıran şeyler artık uzakta olsa da izler içimizde kalmaya devam eder.
Bizler de her gün kendi içimizde, bilinçsizce böyle izler bırakırız. Ama bunlar bizim düşüncemizi, hislerimizi ve inançlarımızı etkiler.
Ruhumuzdan gelen izleri silmek yerine, onları hayallerimizde, özlemlerimizde ve bilinçsiz isteklerimizde iş işten geçtikten sonra bile canlı tutarız.
Kendi sahnemizde, partnerimizi bizim yazdığımız senaryoyu oynamaya teşvik ederiz.
Bizi memnun etmese de, aslında içimizden gelmese de, bizim dünyamıza uyan bir senaryodur.
Bunlar sadece geride bırakmak istemediğimiz geçmişin izleridir.