Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İyi dedin
bu fırsatı önemli bir konuyu açıklığa kavuşturmak için kullanmak isterim. eğer akli melekeleri şüpheli yaşlı bir adam bir anda kapınızda bitip -dedeniz olduğunu belirterek bir çeşit gizemli görev için onun peşine takılmanızı isterse- onu net bir şekilde reddetmelisiniz. size şeker verirse onu da almayın.
Sayfa 20 - akılçelen kitaplarKitabı okudu
Her şeyi gerçekliğin karşı konulmaz vurgusuyla bizzat kendisi anlatmıştı. Netice itibarıyla Jean Valjean kim olursa olsun tartışmasız bir biçimde uyanmış bir vicdandı ve içinde gizemli bir dönüşüm başlamıştı, her halükârda bu adam vicdanının denetimi altındaydı. Adalet ve iyiliğe doğru bu türden yönelişler sıradan insanlara özgü değildir. Vicdanın uyanışı ruhun yücelişidir.
Sayfa 776 - 2. CiltKitabı okudu
Reklam
Vhalla bakışlarını ona dikti.karşılaşmayı beklediği prens buydu.gizemli ve aydın hayalet Ya da odaya ilk girdiğindeki tuhaf şekilde kibar adam kesinlikle değildi.
…bazen mutluluğun neden bu kadar geciktiğini, neden daha erken gelmediğini merak ederiz, fakat mutluluk, şimdi olduğu gibi, aniden ümitler kesildiğinde ortaya çıktığında ne yapacağımızı bilemeyiz ve kahkahalarla gözyaşları arasında bir seçim yapmanın ötesinde, içimiz nasıl karşılayacağımızı bilemediğimiz gizemli bir kaygıyla dolar.
Kırmızı KediKitabı okudu
“Sen benim derimden çok daha benimsin. Seni ararken İçimde, damarlarımda, kanımda, ışıkla örülmüş Gizemli dokularımda sendin bulduğum. Sanki kandın sen Taştın, azıktın. Bense dışında kaldım aklın, çılgınlığın, giysilerin, Eski bir karanlık ve ormanlar soyundan geliyorum, Ama tıpkı bir kuyudaymış gibi iki büklüm girip Kör bir adam gibi el yordamıyla Yolumu bulmaya çalışırken topraklarımda, Adımlarıma yön verecek parmaklıklar yoksa da Vardır senin gülünün büyümesi evimde İçimde büyümeyi sürdürüyorsun, Köklerin çok derinde Yapraklarında parmak uçlarımı yakmadan Gözlerine dokunmam olanaksız... ”
Adam gizemli bir sessizlikle yatıyordu. Ne hissediyordu acaba? Ne düşünüyordu? Hiçbir fikri yoktu. Ona göre tuhaf bir adamdı, tanımıyordu onu. Sadece beklemesi gerekiyordu, zira onun o gizemli sessizliğini bozmayı göze alamıyordu. Adamın kolları bedenine sarılı, ıslak bedeni üzerinde; öyle yakın. Bütünüyle meçhul. Yine de huzursuz etmiyordu. Sessizligi huzur veriyordu.
Sayfa 189Kitabı okudu
Reklam
Langdon'ın arkadaşları onu daima gizemli biri gibi görürlerdi, yüzyıllar arasına sıkışıp kalmış bir adam...
…bazen mutluluğun neden bu kadar geciktiğini, neden daha erken gelmediğini merak ederiz, fakat mutluluk, şimdi olduğu gibi, aniden, ümitler kesildiğinde ortaya çıktığında ne yapacağımızı bilemeyiz ve kahkahalarla gözyaşları arasında bir seçim yapmanın ötesinde, içimiz nasıl karşılayacağımızı bilemediğimiz gizemli bir kaygıyla dolar.
Richard Feynman daha bir çocukken, onun yirminci yüzyılın belki de en büyük, muhtemelen en çok sevilen fizikçisi olacağını kimse bilebilir miydi? Doğmakta olan işaretlerin birçoğu oradaysa da bu o kadar açık değildir.Tartışılmaz bir şekilde akıllıydı. Destekleyici, onu bilmecelerle eğlendiren, bir öğrenme sevgisi aşılayan, içinde bulunan merakı cesaretlendirip olabildiğince zihnini besleyen bir babası vardı. Bir kimya deney seti vardı ve radyolara karşı bir hayranlık duyuyordu. Ama bunlar o zamanların parlak gençleri için görülmedik şeyler değildi. Birçok temel açıdan Richard Feynman Birinci Dünya Savaşı sonrası Queens'te yetişen tipik bir zeki Yahudi çocuğuydu ve tarihteki müstakbel yerini renklendiren şeyle rin başında da bu basit olgu geliyordu. Zihni olağanüstüydü, evet, ama varoluşumuzun en gizemli âlemlerini keşfetmeye koyulduğunda bile ayağını sağlamca gerçekliğe basıyordu. Gösterişe kayıtsızlığı, yaşamının bununla karşılaşmadıği erken döneminden, o otoriteye olan kayıtsızlığı yalnızca ondaki bu bağımsızlığı destekleyen babasından değil, bir çocuk olarak özgür olduğu, tutkularının peşinden gittiği ve kendi hatalarını yaptığı erken döneminden gelir.
Fazlalıksız biriydi. Belli ki, kendine yetmeyi bi­lenlerdendi. Az konuşuyordu ama gizemli, derin adam sanılmak için böyle yapanlarınkinden çok farklıydı bu. Her şeyinde oldu­ğu gibi, konuşmasında da tutumlu bir ölçü tutturmuştu. Karşısın­dakini dinlerken de, kendi düşüncelerini açıklarken de aynı dik­kat ve özeni gösteriyordu.
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.