Belki bütün bunları bir kimseye açmak isterdi. Fakat bulutlar gibi değişen, kasırga gibi kararsız, dönüp dolaşan bir keyifsizlik nasıl anlatılır ki? Ne kelimeler dilinin ucuna geliyor, ne fırsat ele geçiyor, ne de içinde cüret buluyordu.
Kimse uyarmadı
dostlarımızla yaşadığımız bu ayrılığın
söylemediler böyle acıyacağını
nerede bu albümler
hiç şarkı söylenmemiş bunun için
şiirler göremiyorum hiçbir yerde
ya da dostlarımız gittiğinde
düştüğümüz kederi anlatan kitaplar yok
...
Başa çıkılabiliyor yine de
kanser de olsa kasırga da
varılan yer aynı
bir dost ya da sevgili
kayıp her zaman kayıp
-hafife alınan Sızı
][◇][◇][]
Güneşten bir kasırga yükseliyor sanki,
dalgalar ters yöne döndü bir anda.
Bulutlar kül oldu,yağıyorlar toprağa.
Dengeler değişiyor mu?
Bir şeyler oldu mizanda.
Anlamıyorum, nereden çıktı bu fırtına ?
[]◇][◇][
Bir toz bulutu yaklaştı kasırga gibi dünyaya
Gündüz vakti karanlık çöktü aydınlığa
Soldu çiçekler, açmaz oldu yapraklar
Sarıldı insanoğlu tüm dünya mallarına.
"Şşş," dedi. "Her şey yolunda. Ne olursa olsun, her şey yolunda."
Elbette yanılıyordu. Hiçbir şey yolunda değildi. Fakat şimdi onun tarafından teselli edilmek çok iyi geliyordu. Ellerini saçlarımda gezdirdi, sırtımı okşadı. Yapabildiği tek şekilde sustu, yatıştırdı ve teselli etti.
Onu birçok kez tutmuştum. Pek çok ayrılığın ve ebeveyn hayal kırıklığının ardından ama şimdi burada, geriye gitmiş gibi hissediyordum. Onun koruyucusu olduğumu sanıyordum. Onun uçarı, sorumsuz ve aklı havada olduğunu düşünüyordum. Onu korumak benim işimdi. Onun zayıflığını ve kaprislerini dengeleyen güçlü kişi bendim. Ama yanılmıştım. Güçlü olan ben değildim, oydu. Çünkü risk almak, çizginin dışına çıkmak, gerçeklere değil de hislere dayanan kararlar vermek böyle bir şeydi. Ve acıtıyordu. Ruhumda şiddetli bir kasırga gibi hissediyordum. Sanki atlatamayacakmışım gibi geliyordu.
"Atlatacaksın," dedi bana. "Atlattın bile."
O konuşana kadar bunları sesli söylediğimin farkında bile değildim. Ben onun kucağında dertop olmuştum, o da üzerime kıvrılmıştı; o hâlde saatlerce kaldık. Onu yakalayıp şişeye tıkmaya ve bir kenara kaldırmaya yetecek kadar uzun süre öylece kaldık. Ömür boyu yetecek kadar biriktirdik.
Sevginin geleceği olmak zorunda değildir.
Bir an için bıraktık ki gelecek olan gelsin.