Kuzguncuk'a yolunuz düşerse mutlaka uğrayın ...
Köşebaşında üçgen kitabevi Nail. Nefis. Daha önce rastgeldiği bir başka kitapçıya benzemiyor. Giriş kapısının alınlığındaki taş işçiliği. Her yana sinmiş iyi kitap kokusunu içinize çekin. Yaşasın bağımsız kitabevleri.
Sayfa 369Kitabı okudu
Kuzguncuk oteli
sen bu çocuğu bir yerden hatırlıyorsun ben bu çocuğu bir yerden unutmalıyım
Şiir Atı Yayıncılık
Reklam
Aynı anda Akşam Yıldızına bakmanın anlamı…
“Bizim oralarda, Kuzguncuk Obasında, bir erkekle bir kadın Akşam Yıldızına aynı anda bakıyorlarsa, ikisinin arasında bir söz verilmiş olur; birinin diğerini hiç bırakmayacağına dair bir söz...”
Yeşili iktidardan koruyoruz...
Kuzguncuk Bostanı. Fıstık çamları. Gezi Parkı gibi halk burası için de mücadele etmiş. Helal olsun. Yalnız neyi kimden koruyoruz, baksanıza.
Sayfa 374Kitabı okudu
Kadıköy ve Üsküdar'ın yüzyıllarla oluşan güzellikleri de bu ve buna bağlı para hırsıyla zalimce yok ediliyordu. Pembecavuş üzümleriyle ünlü Erenköy, çitlenbik ağaçlarıyla süslü şık Moda, fıstık çamları ve kokulu incirleriyle baş döndüren Salacak, leylak, sümbül, erguvanlarıyla dillere destan Fenerbahçe çılgın bir hızla betonlaşıyordu. Yalnızca bizim yaka değil, İstanbul'un iki yakası da tümden yeşilini ve tarihini silmeye uğraşıyordu. Çilekleriyle ünlü Kuzguncuk'ta da bağlar azaldı, o güzelim iki katlı evleri onartmak yerine çirkin beton apartmanlar yapılıyordu. Acelecilik ve açgözlülük, zevksizlik, kalınlık ve kabasabalığın en kallavisini doğuruyordu. Dedim ya, yanlış anlamıştık...
Sayfa 58 - Everest yayınları 68 basım Ağustos 2019
"Can Yücel ile Kuzguncuk'taki kahvehanede bir sohbetimiz sırasında bir dergi çıkarmaya karar vermiştik. Derginin adını çoktan koymuştu. Can Yücel: 'Atın İntikamı..."
Sayfa 119 - Türkiye İş Bankası Kültür yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Karanlığın içinde umut veren aydınlık
"Kız Kulesi'ni görmeyecek miyiz?" "Birazdan. Beylerbeyi ile Kuzguncuk'u geçtik mi Üsküdar. Sonra Salacak ve Kız Kulesi. Bana sorarsan dünyanın en güzel manzarası. Hele akşam gün battı mıydı başka güzel. Kule, gece mavisinin içinde beyaz gelinlik gibi durur. Karanlığın içinde umut veren aydınlık gibi. Gerisinde göz alabildiğine Topkapı Sarayı'ndan Ortaköy'e kadar Istanbul manzarası. Şiir gibi, aşk gibi..."
Sayfa 82 - İthakiKitabı okudu
Artık ben de tüm ailem gibi İstanbul'da, İstanbul'u özleyenler kervanına katılmıştım. Fakat onlarınki gibi sadece bir yakayı ya da parlak maziyi özlemek gibi bir şey değildi benimki, belki de hastalıklı bir şeydi. Anadoluhisarı'nda Beyoğlu'nun coşkusunu, Beyoğlu'nda Fatih'in maneviyatını, Üsküdar'dan vapura bindiğim anda Anadoluhisarı'nı, Kuzguncuk'u, Beykoz'u özlüyordum. Hangi yakadaysam, diğerine bakarken derin bir hasret çörekleniyordu yüreğime.
"Beykoz'da oturmalı Beykoz'da çalışan adam Fakat Kuzguncuk şirin yerdir Ve gayet nefis yapar gül reçelini pansiyoncu Madam ve kızı Raşel..." Nazım Hikmet
Sayfa 32 - Remzi Kitabevi - 1997Kitabı okudu
Adı "Oktay'a", yani Oktay Rifat'a yazılmıştır, onun ölümü üzerine: "1960'larda Kuzguncuk'taki evine/Ziyarete gelmiştik,/Cevat vardı, Teoman vardı.../Kapıyı sen açtın,/Gözlerinde deniz hareleri,/İy'ki geldiniz çocuklar, dedin/ Sosyalizmi göreceğim gelmişti.../.../Sosyalizmi temsil.../.../Ama hiç kuşkum yok, Oktay/Sosyalizmin göreceği gelecek seni..."
Sayfa 13 - Haydar ErgülenKitabı okudu
224 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.