Toltek yolunda bize ölüm meleğinin öğrettiği şey budur. Ölüm meleği bize gelip şöyle der: “Burada gördüğün her şey benimdir, senin değil. Senin evin, senin eşin, senin çocukların, senin araban, senin kariyerin, senin paran -her şey benimdir. İstediğim an her şeyi senden alabilirim ama şimdilik bunları kullanabilirsin.”
Ölüm meleğine teslim olmayı seçtiğimizde sonsuza dek mutlu oluruz. Neden? Çünkü ölüm meleği yaşamın devam edebilmesi için geçmişi bizden alır. Geçmiş olan her anı ölüm meleği almaya devam eder. Çünkü geçmiş ölüdür ve biz canlı olan anda yaşamayı sürdürürüz.
Parazit geçmişin yükünü sırtımızda taşımamızı ister. Bu ağırlıkla yaşamımızı zorlaştırmak ister. Yaşamın ağırlığını taşımaktan yaşayamayız bile. Geçmişte yaşarken andan haz almamız ne mümkün?
Geleceği düşlerken geçmişin acılarını taşımanın ne gereği var?
Ne zaman anda yaşayacağız?
İşte ölüm meleğinin bize öğrettiği şey budur.
DÜNYA TESELLİSİ
Dünya hayatında hakiki bir lezzet var mıdır? Lezzet zannedilen şeyler sıkıntı ve elemden kurtuluş değil midir? Mesela, yemekten alınan lezzet, açlık eleminden kurtuluştur. Giyimden alınan lezzet, sıcak ve soğuk gibi elemlerden kurtuluştur.
Dünyada insanın hali ya elem veya bir elemden kurtularak diğerine geçmekten
JÖNS : Peki şu Ölüm mü ?
RESSAM : Evet, o hepsiyle dansederek alır götürür.
JÖNS : Niye böyle saçma sapan şeyler resmediyorsun ?
RESSAM : İnsanlara bir gün öleceklerini hatırlatmağa yarar diye düşündüm.
JÖNS : Bu onları daha mutlu kılmaz ki.
RESSAM : Ne diye insanları hep mutlu kılmalı ? Onları arasıra korkutmak hiç de fena fikir sayılmaz.
JÖNS : O zaman gözlerini yumar, senın resmine bakmaktan kaçınırlar.
RESSAM : Yo yo, bakarlar. Kuru kafa, çıplak bir kadından hemen hemen daha ilginçtir.
JÖNS : Sen onları korkutursan ...
RESSAM : Düşünürler.