ATSIZ SORGULANIYOR Hâkim: Evvela memlekette ne gibi bir fikir cereyanı uyandırmak istiyordunuz; teziniz nedir, onu anlatın? Atsız: Efendim, benim yaratmak istediğim cereyan yani müdafaa ettiğim fikir Türkçülüktür. Hâkim: Sade Türkçülük mü? Atsız: Evet, sade Türkçülüktür. Yalnız Türkçülük denince bunun içinde birtakım unsurlar vardır. Mesela
Borç
Düğüne gelince,"bir yıldan önce düğünü falan düşünmenin bir anlamı yok,"dedi ürkekçe,"evet, evet bir yıl, daha önce olamaz."planını bitirmesi, mimarla anlaşması gerekiyordu. Sonra... Sonra... İç çekti, ödünç para almak düşüncesi beyninde şimşek gibi çaktı fakat hemen bu düşünceyi reddetti."bu olanaksız. Ya zamanında ödeyemezsem? İşler düzelmezse, alacaklılar mahkemeye verirler ve oblomov'un şu ana kadar saf ve temiz olan adı..."Tanrı göstermesin. O zaman huzuru kalmaz, gururuna veda ederdi. Borçlanan insanlar sanki ruhlarına şeytanlar girmiş gibi koşuşturup durur, çalışır, uykuları kaçardı. Evet, borç bir şeytandır, yalnızca para ile kovulabilen bir kötü ruhtur. Kuşkusuz hayatları boyunca parazit gibi yaşayan akıllılar da vardı. Sağı solu soyarlar ve lanetlere kulak asmazlardı. Nasıl huzurlu uyurlar, nasıl yemek yerler, anlayamazdı. Borç! Bunun ardından ya arkası gelmez bir kölelik ya da onursuzluk gelirdi. Çiftliği ipoteğe vermek... Bu da aynı türden, dönüşü olmayan, bir kıyıya konulamaz bir borç sayılmaz mıydı? Her yıl ödemek zorunda kalınırdı ve yaşamak için para kalmazdı. Mutluluğu bir yıllığına ertelemek. Ablama O acıyla kıvrandı ve yatağa gömüldü, ama kendisini hızla toparlayıp kalktı. Olga ne söylemişti? Ona adam diye güvenmemiş miydi? Gücüne inanmamış mıydı? Ona elini uzatıp ardından sürükleyebileceği, yol gösterebileceği bir yere kadar gitmesini beklemiyor muydu? Evet, evet! Fakat nereden başlamalıydı? Dikkatle düşündü, sonra alnına vurdu ve ev sahibini ziyarete gitti.
Sayfa 323 - dorlion yayıneviKitabı okudu
Reklam
HRİSTİYAN VE KOMÜNİSTTİNİZ ŞİMDİ NİÇİN MÜSLÜMANSINIZ?
Fransız Komünist Partisi Sekreteri Roger Garaudy İstanbul’a gelmişti. Yıldız Sarayı’nda bir konferans veriyordu. Ona şöyle sordular: “–Siz, bir zamanlar komünisttiniz. Hem de komünizmi, Marks’ın bütün fikirlerini yeni baştan tedvin edecek derecede bir komünisttiniz. Şimdi ise müslüman oldunuz. Niçin katolik hristiyandınız, niçin komünisttiniz,
Sayfa 58 - Yüzakı Yayıncılık - 2019Kitabı okudu
Doktorun aklına bir şey geldi. "Hey! Giribel! Ze Oroco'nun kayığını tanır mısın?" "Tabii... Rosinha." "Onu nereden buldu?" "Ölmek üzere olan bir Kızılderili verdi kendisine. Curumare adında ufak tefek bir ihtiyar." "Ze Oroco'nun kayığıyla konuştuğunu hiç gördün mü?" Giribel,
X: Hapisten Çıkış Bütün bunlar hapishanedeki son yılımdaydı. Bu son yılı, aşağı yukarı ilk yılım kadar iyi hatırlıyorum; hele son zamanlarını… Ama ayrıntıları anlatmanın gereği yok. Bir an önce günümü doldurma sabırsızlığıma rağmen, bu son yılın sürgün hayatımın ilk yıllarından daha çabuk geçmesini hiç unutmam. Mahpuslar arasında iyi bir adam
Birkaç yıldır elime kitap değmediği için hapishanede ilk okuduğum kitabın üzerimde yaptığı garip, heyecan dolu etkiyi anlatmak oldukça zor… Bunu hiç unutamayacağım… Kitabı akşam, koğuş kapandıktan sonra okumaya başladım; bütün gece, şafak sökünceye kadar okudum. Bu bir dergiydi aslında. Sanki öbür dünyadan bir müjdeciydi; eski hayat bütün
Reklam
208 öğeden 81 ile 90 arasındakiler gösteriliyor.