Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Xurşidbanu Natəvan" əsərindən
Nə mən olaydım, ilahi, nə də bu aləm olaydı, Nə də bu aləm ara dil müqəyyədi-qəm olaydı... Nə hicran atəşinə odlanıb yanaydı dilim ki, Nə eşqin içrə könül böylə xürrəm olaydı...
Tezat tesellisi
Sudan aldığımız lezzeti çoğaltan içimizdeki hararettir. Yani susamaya borçluyuzdur suyun lezzetini. Açken yenen kuru ekmek parçasındaki lezzet, onun tadının yoğunluğundan degil, açlığın varlığından dolayıdır. Açlık da bir tür lezzettir ve diğer lezzetlerin varlık sebebidir. Açlık olmasaydı yemek, susuzluk olmasaydı su ne derecede bir nimet sayılabilirdi? İştah, açlık ve susuzluk insanoğluna verilmiş birer ceza değil, birer hediyedir. Şayet insan hiç hasta olmayacak şekilde yaratılsaydı, sıhhat ve afiyet lezzeti söz konusu olmayacaktı. Sağlığın lezzeti, varlığını hastalığa borçludur. Hastalık olmasaydı, asıl hastalık aralıksız sıhhatteki monotonluk ve boğuculuk olurdu.
Reklam
Hangi çocuk olursa olsun baş edemeyeceği bir duy­guyla karşılaştığında, bilinçaltı, acıların daha derine inmesine engel olmak için o çocuğu oyalanma davranışına yönlendirir ... Böylece acı bastırılmış olur ... Anne babası kavga eden bir çocuğun kenarda bir yerde bebeği ile oynayıp şarkı söylemesi çocuğun çok mutlu olmasından değil, duygularını bastırmaya çalışmasından dolayıdır.
“Ruhumu gömdüğüm yer hala belli. Güneşi özledim, sonra seni Keşke gölgesine razı bir fesleğen olaydım.”
Sana nerden gönül verdim. Ah keşke vermez olaydım. Seni nerden sevdim keşke sevmez olaydım.
Sayfa 163 - Can Yayınları
Keşke susmanın muhabbet kuşu olaydım. Ters Pinokyo olmak istiyorum Gepetto Usta Kötülüklere boğulup insanlıktan çıkmak istiyorum artık!
Reklam
İblis, yâni Şeytan, Allah'ı "Yaratıcı" olarak kabul ettiği halde, O'nun buyruklarını (Adem'e secde etmemek gibi) tanımadığı için kâfir oldu. Bundan dolayıdır ki, "Allah'a inanıyorum, fakat O'nun şu, şu buyruklarını tanımıyorum; örneğin, "Kur'an'a inanırım, fakat onun bazı âyetlerine inanmıyorum" gibi ifadeler, küfür alâmetidirler. Secde bir itaat, bir kulluk ifadesidir. Dolayısıyla "secde etme" olgusu bir imtihan olma hasebiyle kulluğun en önemli rüknüdür.
Ayrıca, İstanbul'dakiler daha bu tarihte "Aldandıklarını anlamış" ve belki de Mustafa Kemal Paşa'nın Osmanlı hanedanı hakkındaki düşüncelerini sezmiş bulunuyorlardı. Bundan dolayıdır ki, onlar yani saltanatçılar, o andan itibaren yalnız istilacılarla değil fakat aynı zamanda Mustafa Kemal Paşa'nın yarattığı güçlüklerle de karşı karşıya geldiklerini gördüler ve bu güçlükleri; kendi gelecekleri bakımından çok tehlikeli buldukları için, Mustafa Kemal Paşa ve onunla birlikte çalışanların aleyhine, düşmanla iş birliği yapmayı düşünecek kadar alçaldılar. Bu, affedilmez bir hata idi. Tarihteki yüzlerce kötü örneğe böylece bir yenisi daha ekleniyor, makam ve iktidar hırsı, aynı milletten olan insanları bir daha bu yola itiyordu. Ancak, Mustafa Kemal Paşa hakkındaki iyi düşüncelerini belki de en son kaybeden kişilerden birisi Sultan Vahidüddin'dir.
Sonra gittin. Birlikte kışlıkları naftalinleyecektik. Söz vermiştim unutmayacaktım gözlerini Bir yeşil fanila gibi ipte, alıp ütüleyecektim. Herkese iyi akşamlar demeyi öğretecektim gözlerine. Sonra gittin. Çocuk oldum bir daha, ağladım. Kaç şiir, kaç kere sular altında kaldı. Kitaplar, aşk, her şey. Her şeyi son bir kere daha kurtaramazdım. Keşke nane şeker gibi mentollü bir buluttan doğaydım Sonra gittin. Beyaz bir küf büyüdü evde, tersten yağan kar gibi. Keşke dünya toz şekeri ile kaplı olsaydı. Çocuk oldum sonra ağladım, yağmur bile beni ayıpladı. Söz dedim, söz verdim. Yüzüme bir daha çiçekli masa örtüleri sermeyeceğim. Sokakta kuş ölüsü bulmuş çocuk gibi ağladım. Söz dedim, söz verdim. Ruhumu gömdüğüm yer hâlâ belli. Güneşi özledim, sonra seni Keşke gölgesine razı bir fesleğen olaydım.
Senin yumuşaklığından, insaniyetinden, merhamet dolu yüreğinden dolayıdır başına gelenler.
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.