Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Osmanlı Devleti, bir ''Dünya Devleti'' idi.Bugün propagandası yapılan ABD'nin ''Dünya Devleti'' oluşu gibi değil. ABD ve Batı'nın, demokrasi,insan hak ve hürriyetleri savunuculuğu, hatta bunları savunmada günümüzde şampiyonluğa dönüşen bu halleri, bütün insanlığı kucaklamaktan çok, sırf kendi sömürü ve tahakkümlerine hizmet ettiği derecede varlomuştur. Osmanlı ise, böyle düşünmemiş, din, mezhep ve ırk ayrımı yapmaksızın bütün insanları huzurlu edecek umdeler ve tatbikatlar ortaya koyduğu için gerçek bir ''Dünya Devleti'' olmuştur.
Kuşkusuz Atatürk çok üstün zekaya sahip bir insandı. Kendisinin asker olduğunu biliyorum ama özünde bir bilgin olduğuna inanıyorum. Çankaya ve Anıtkabir'deki kitaplığına bir bakın. Ne kadar çok okuyan bir insan olduğunu görürsünüz. Özellikle tarih ve dil konusunda! ama kendisi asker olmak ve büyük bir asker oldu. Hiçbir yenilgi almayan tek Osmanlı paşasıydı. İki kez , biri Ruslarla karşılaştığında , bir de Filistin cephesinde yenmedi ama geri çekildi. Ama geri çekilirken kendisi , başka komutanlar gibi birliklerinin önünde değil , en arkasında yer aldı!
Sayfa 197 - Prof. Dr. Geoffrey LewisKitabı okudu
Reklam
Bence en başta hatırda tutmamız gerekirken , bugünkü Türkiye'de pek anımsanmadığını gördüğümüz husus , 1923 Türkiyesi'nin savaşlardan tükenmiş bir ülke olduğu gerçeğidir. Bir zamanların güçlü Osmanlı İmparatorluğu'nun bir kalıntısıydı. 1923 Türkiyesi. Altyapıdan yoksun bir kalıntı. Ekonomi altyapısından da eğitim altyapısından da yoksun bir ülke. Atatürk ve arkadaşları işe gerçekten de hemen sıfırdan başladılar. Kuracakları yapı için ellerindeki olanaklar son derece azdı. Attıkları adımların birçoğunu , ellerinde ne bulunduğunu ve ne yapmak istedikleri açısından değerlendirmek gerekir. Ellerindeki olanaklar çok ama çok küçük bir eğitilmiş , yetişmiş insan kadrosuydu. İster öğretmen , ister bürokrat , ister subay olsun , başlangıçta birlikte çalışılacak çok az sayıda insan gücü vardı. Oldukça çabuk saptadıkları şey , değişimin ancak örnek göstererek yapılabileceği olgusuydu. Başka deyişle yukarıdan aşağıya indirme kuramı gereğince , eğitilmiş bu küçük insan gücü öğretmen ve memur olarak bütün Anadolu'ya yayılacak ve yaşam biçimleriyle örnek olarak eğiteceklerdi. Eğitim yalnız okul dersliklerinde yapılan bir şey olmayacaktı. Halkın gördüğü her şey , eğitim işlevi görecekti. Bu yolda en büyük öğretmen Mustafa Kemal'in kendisiydi.
Porf. Dr. Heath LowryKitabı okudu
Müslümanların arasındaki ihtilafı şiddetlendirebilirsen, İngiltere'ye en büyük hizmeti yapmış olacaksın. Biz İngilizler, refah ve se'adet içinde yaşamamız için, bütün dünya devletlerinde ve müstemmelekelerimizde fitne ve tefrikalar çıkarmak zorundayız. Osmanlı Devleti ' ni de ancak böyle fitnelerle yıkabiliriz. Böyle olmazsa, sayıca az bir millete nasıl hükmü edebilir? Bütün gücünle, za'if noktaları ara bul ve oradan içeri gir. Bilmiş ol ki, Osmanlı Devleti ve İran, za'if devrelerini yaşıyorlar. Bunun için, senin vazifen, halkı, idare edenlere karşı isyana sevk etmektir!
Burası ikiye bölünmüş bir dünya, karşıt güçlerin şehriydi: Dindarlarla laikler; eskiyle yeni; Doğu'yla Batı... Avrupa ile Asya arasındaki coğrafi sınırda duran bu edebi şehir Eskidünya'dan daha da eski bir dünyaya uzanan bir köprüydü. İstanbul. Artık Türkiye'nin başkenti olmayan şehir, yüzyıllar boyunca üç farklı imparatorluğun; Bizans, Roma ve Osmanlı'nın merkezi olmuştu. Bu yüzden İstanbul tarihi en fazla çeşitlilik gösteren yerlerden biriydi. Şehir; Topkapı Sarayı, Sultanahmet Camii, Yedikule ile ilgili folklorik savaş, zafer ve yenilgi efsaneleriyle doluydu.
Sayfa 467Kitabı okudu
Enver Paşa'nın babası da paşaymış. İkide birde, "Ben hayatım boyunca harama uçkur çözmedim." dermiş. Oğlu Enver Paşa, tek başına Osmanlı'ya en büyük zararı veren kişi. Keyfi bir kararla 1.Dünya Savaşı'na sokmuş devleti, Çanakkale'de kıyıma sebep olmuş. 90 bin canı Sarıkamış'ta dondurmuş ve sonuçta koca imparatorluğu kuşa çevirip Sevr'e teslim etmiş. Bunun babası yine bir gün gururla "Ben harama hiç uçkur çözmedim." dediğinde bir dostu, Enver Paşa'yı kastederek "Paşa hazretleri, keşke helale de hiç uçkur çözmeseydiniz, sevabınız daha büyük olurdu." demiş.
Reklam
Halbuki Osmanlı'nın yetiştirdiği en büyük isimdir Atatürk. Fatih'in, Yavuz'un ve diğer padişahların adını babadan öyle doğduğu için duyuyoruz. Oysa sen Selanik'te yoksul bir Osmanlı ailenin çocuğu olarak doğ, o yoksul şartlarda git parasız yatılı oku. Oradan çık, dünyaya adını duyur, 20.yüzyılın en büyük lideri ol. Dünya çapında savaşlar kazan, iki kere İngiliz kabinesi yıkılsın senin yüzünden ve bir model oluştur dünyaya ve ölümünden bu kadar yıl sonra bile dünya basını senden bahsetsin. Bana bir tane böyle mucize gösterin ya!
Sayfa 521Kitabı okudu
"Sanatı ve yazarları yeni bir dünya yaratmak için 70 yıl politik bir alet olarak kullanan Sovyet rejimiö Çarlık idaresi zamanında edebiyatta, müzikte, resimde verilen ibi mahsullerle yarışacak bir eser ortaya çıkaramamıştır. Çarlık da saltanat gibi bir dereceye kadar istibdat rejimleriydi, fakat bu rejimde hürrüyet için mücadele ve daha güzel bir dünya düşleme ve özleme hürriyeti vardı."
Sayfa 14 - TimaşKitabı okudu
Ey oğul! Artık Beysin! Bundan sonra öfke bize, uysallık sana. Güceniklik bize, gönül almak sana. Suçlamak bize, katlanmak sana. Acizlik bize, hoş görmek sana. Çatışmalar, anlaşmazlıklar bize, adalet sana. Kötü söz, şom ağız, haksız yorum bize, bağışlamak sana. Bölmek bize, bütünlemek sana. Güçlüsün, kuvvetlisin, akıllısın, kelâmlısın! Amma bunları
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.