Bazı Yaygın Devre Dışı Bırakma Stratejileri • "Bağlanmaya hazır değilim" demek (ya da düşünmek) ama buna rağmen yıllarca bir arada kalmak. • Partnerinizdeki ufak tefek kusurlara takılmak: yemek yiyişi, giyim tarzı ya da (boşluğu doldurun) ve bunun romantik duygularınızı sekteye uğratmasına izin vermek. • Eski sevgilinin burnunda tüttüğünü söylemek ("hayalet eski sevgili" bahsedeceğiz). bundan daha sonra • Başkalarına kur yapmak ilişkiye güvensizlik katmanın can acıtan bir yolu. • Karşı tarafa hisleri olduğunu vurgularken ona "seni seviyorum" dememek. • İşler yolunda giderken uzaklaşmak (mesela samimi geçen bir randevunun ardından birkaç gün aramamak). • Geleceği imkânsız bir ilişki kurmak, mesela evli biriyle birlikte olmak. • Partneriniz sizinle konuşurken "zihinsel olarak ortamı terk etmek". Sır saklamak ve meseleleri belirsiz bırakmak, böylece partneri sürekli tahmin yürütür halde tutmak. • Fiziksel yakınlıktan kaçınmak örneğin, aynı yatağı paylaşmayı istememek, cinsel birliktelik istememek ve partnerden birkaç adım ileride yürümek.
Kendi karanlığı üzerine kendi aydınlığını boşaltabilen bir kadın ki zeki demektir, ki iyi konuşuyor, ki bizi de kendi labirentlerinde dolaştırır, sırsız ve alımsızdır.İyi dost fakat aşka sevilmez.Sır sevilir, belli sevilmez
Reklam
Hayat dediğin nedir ki? Anlaşılmaz bir sır. Kurduğumuz düzen hep öyle sürüp gidecek sanırız.Birden ip kopar, ışık söner, her şey darmadağın olur.
Sayfa 12 - Dergah YayınlarıKitabı okudu
Eğer insan yalnız bir kalpten ibaret olsaydı bütün mâsivayı terk, hattâ esma ve sıfâtı dahi bırakmak, yalnız Cenab-ı Hakk'ın zatına rabt-ı kalp etmek lâzım gelirdi. Fakat insanın akıl, ruh, sır, nefis gibi pek çok vazifedar letaifi ve hâsseleri vardır. İnsan-ı kâmil odur ki: Bütün o letaifi; kendilerine mahsus ayrı ayrı tarîk-ı ubudiyette, hakikat canibine sevk etmek ile sahabe gibi geniş bir dairede, zengin bir surette, kalp bir kumandan gibi letaif askerleriyle kahramanane maksada yürüsün. Yoksa kalp, yalnız kendini kurtarmak için askerini bırakıp tek başıyla gitmek, medar-ı iftihar değil belki netice-i ıztırardır. (Sözler 554.sh - Risale-i Nur)
"Şu insanlar, şu dünyada var oldukça her şeye akıl erdirecekler, kartalın uçuşuna, karıncanın yuvasına, ayın, günün doğuşuna, batışına, ölüme, kalıma, her şeye akıl sır erdirecekler. Karanlığa ışığa, her şeye, her şeye akıl erdirecekler, tek insanoğluna güçleri yetmeyecek."
Evet, hakiki terakki ise insana verilen kalp, sır, ruh, akıl hattâ hayal ve sair kuvvelerin hayat-ı ebediyeye yüzlerini çevirerek her biri kendine lâyık hususi bir vazife-i ubudiyet ile meşgul olmaktadır. (Sözler 357.sh - Risale-i Nur)
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.