“Daisy’ sözcüğü İngilizcede ‘papatya’ anlamına gelir. En az çiçek kadar bu kelimenin kökeni de güzeldir. ‘Gün’ anlamındaki ‘day’ sözüyle, ‘göz’ anlamındaki ‘eye’ kelimesi birleşiyor ve ortaya ‘day’s eye’ kelimesi çıkıyor (zamanla da ‘daisy’ hâline bürünmüş), yani ‘günün gözü’.
Şafakta kapanıp, gece açıldığı için ‘papatya’ya bu adı vermişler.
Küçük mavi bir çiçek olan ve dilimizde ‘unutma beni çiçeği’ şekliyle anılan çiçeğin, diğer birçok dilde de adlandırılışı aynıdır. (‘Forget-me-not’ (İng.), ‘vergiss-mein-nicht’ (Alm.).
Bu güzelim çiçeğin bu adı alışıyla ilgili birden çok efsane de vardır. Bu efsanelerin içerisinde en acıklısı bir Alman efsanesidir. Bu efsaneye göre; Tuna Nehri kıyısında yürüyüşe çıkmış bir şövalye ve sevgilisi, nehir kenarında sulara kapılıp gitmek üzere olan bir mavi çiçek görürler. Sevgilisinin çiçeği arzu etmesi üzerine, çiçeği almaya çalışan fakat bu sırada nehrin sularına kapılan şövalye, son bir hamleyle çiçeği sevgilisine doğru atar ve ‘vergiss-mein-nicht!’ yani ‘unutma beni!’ diye haykırır.”
Yakında seksen iki yaşında olacaksın. Boyun altı santim kısaldı, olsa olsa kırk beş kilosun ve hâlâ güzel çekici, arzu uyandırıcısın. Elli sekiz yıldır birlikte yaşıyoruz ve ben seni her zamankinden çok seviyorum.
Yakında seksen iki yaşında olacaksın. Boyun altı santim kısaldı, olsa olsa kırk beş kilosun ve hala güzel, çekici, arzu uyandırıcısın.
Elli sekiz yıldır birlikte yaşıyoruz ve ben seni her zamankinden çok seviyorum.
"Ama" keskindir. "Ama", sen varsan ben olamam demektir. Hareket etmek için duygunun geçmesini, düşüncenin değişmesini önkoşul bellemektir. "Ama" hayat ile arana tek kelimelik bir duvar örmektir. Gücünü toplamak için verdiğin mola yerinden ziyade yolculuğuna son vermektir. Arzu etmediğin bir yere yerleşmektir. Oraya saplanıp kalmaktır."