1928 yılında basılan ve ilk mekteplerde beş sene okutulmasına müsaade edilen kitap, çocukların dürüst, çalışkan olması, sorumluluk sahibi olması, vatanını ve milletini sevmesi, yardımsever olması, hayvanlara, insanlara kıymet vermesi, öğretmenini ve okulunu sevmesi yönünde yazılarla doludur. “Türk çocuğu sözünde durur, vazifeyi yapar ve tabiatı sever”, “Çalışmak, o bizim bütün insanların, hatta bütün hayvanların bir vazifesi, bir borcudur. Çalışmayan yaşayamaz”, “Yaşasın Türk bayrağı, yaşasın Türkler” gibi cümleler Türk çocuğunun karakterini çizmektedir.
Gerçek kişilik sahiplerinin işi zor, ama yaşamları başkalarınınkinden güzeldir. Sürünün koruyuculuğundan yoksundur bu kişiler, ama kendi hayal güçlerinin hazlarını tadar, gençlik yıllarını geride bıraktıktan sonra da pek büyük bir sorumluluk üstlenirler.
Değişmek için istekliyim.Biz bir "Değişim süreci" içinde yaşıyoruz. Bu eski inançları bı
rakıp yenilerini öğrenme zamanıdır. Yalnızlık, öfke, izolasyon, korku ve acı, eski korku sendromunun parçalandır. Asıl değiştirmek istediğimiz de budur. Biz, korkudan sevgiye geçmek
istiyoruz. Piscean Çağı'nda, kendi dışımıza uzanıp bizi kur
tarmaları için başka insanlardan medet umduk. Şimdi girmekte olduğumuz Aquarian Çağı'nda, insanlar kendi içlerine dön
meye başladılar ve kendilerini kurtaracak gücün kendilerinde olduğunu keşfettiler. Bu, bizler için harika bir kurtuluş. Bu, bir sorumluluk gibi göründüğü için, bazı insanlar korkarlar. Ama
aslında, bu bizim yaşama karşılık verebilme yeteneğimizdir. Üstelik bir kurban gibi değil, tam aksine, güçlendirilmiş olarak...
Başka bir insana dayanmak zorunda olmadığını ve yaşamında
olumlu değişiklikler yapman için, inanılmaz yeteneklere sahip olduğunu bilmek, harika bir duygudur.
Jung'un söylediğiyse, rolünüzü, onun siz olmadığını bilerek oynamanız gerektiğidir. Bu oldukça farklı bir bakış açısı ve bireyleşme gerektiriyor; egoyu, benlik imgesini toplumsal rolden ayırmayı gerektiriyor. Ne var ki bu o toplumsal rolü oynamamanız gerektiği anlamına da gelmiyor; ister sorumluluk üstlenmek ister sorumluluktan kaçınmak olsun, hayatta ne yapmayı seçerseniz seçin bir rol oynuyorsunuz, onu da o kadar ciddiye almayın demek oluyor yalnızca. Persona bu oyunda taktığınız bir maskeden ibarettir.
Anne babalar çocuklarının fikir ayrılıklarını, inatçılıklarını veya basit düşmanlık denemelerini hoş karşıladıklarında, çocuklar eğitilmenin yararlarından mahrum bırakılmış olurlar. Mutluluğu ertelemenin ve sorumluluk duymanın yararları olduğunu öğrenemezler. Sadece birisinin vereceği cezadan nasıl uzak kalabileceklerini öğrenirler.
.
Bizim salih olmamız bile yeterli değil, muslih/ıslah edici olmamız gerekiyor. (...) Peygamberlerin mesleği, görevi ne idiyse bizi bekle- yen sorumluluk da odur... Ve tüm yeryüzü sorumluluk alanımız...
.
"Sayın generaller ve ağır sanayici beyler yerden göğe haklıydı,biz "aydınlar"cephesinde tıs yoktu, bizler zeki boşboğazların oluşturduğu,onlarsız da yapılabilen gerçeğe yabancı , sorumluluk nedir bilmeyen bir topluluktuk.Yazıklar olsun!"