Mustafa Kemal Atatürk
Örneğin okulda, Atatürk'ün karga kovaladığını bilirdik ama 5000'e yakın kitap okuduğunu bilmezdik. Laikliğini az çok bilirdik, ama Kurtuluş Savaşı sırasında işgalci Yunanlılarca yıkılan, ahır yapılan yüzlerce camiyi tamir ettirdiğini bilmezdik. İçki içtiğini duyardık da. Kur’an’ın ilk gerçek tefsir ve tercümesini yaptırmak için verdiği mücadeleyi
Mahmut Esat Bozkurt. Cumhurbaşkanının emriyle «Türk İnkılâbı Tarihi Enstitüsü»nde Türk inkılâp tarihi okutan eski adliye vekili, derslerine Atatürk İhtilâli adını verir. Zira, inkılâp kelimesi yanlıştır, Bozkurt'a göre. «İhtilâl, bir şeyin esasından değişerek, yerine yepyenisinin konulmasıdır... İnkılâp ise, bir şeyin aslını muhafaza ederek başka bir kalıba girmesi, başka bir hâle geçmesidir».
Sayfa 122Kitabı okudu
Reklam
. Dileyen dilediği amaç uğruna yazıp söylesin. Ancak yalan yaymasın. Evet, Uydurma Özgürlüğü var; ama Çürütme Özgürlüğü de var. Biz, yalan çürütme özgürlüğümüzü doya doya kullanmak istiyoruz. Öyle ki, bu, içinde yaşadığımız bugünlerde, artık bir hak olmaktan da öte, bir görev olmuştur. Yalan çürütme görevinden kaçanlar bu denli çok sayıda olmasaydı, Türkiye kendilerine “İkinci Cumhuriyetçi”, “İslamcı", “Osmanlıcı” denilen bunca yalancının ardına takılıp, bunca kargaşaya sürüklenmezdi.. Türk Dil Kurumu, kendisine ilişkin yalanlar yayılırken susuyorsa; Türk Tarih Kurumu, kendisine yönelik yalanlar yayılırken susuyorsa; İnkılap Tarihi Kürsüsü Prof.’ları, Dr.’ları Atatürk’e ve Cumhuriyet’e ilişkin yalanlar yayılırken susuyorsa; Bu yalanlar karşısında susulmasını söylenenlerin gerçek olduğu biçiminde anlamaktan başka bir yolu kalmayan toplum, hiç bir biçimde suçlanamaz... .
Sayfa 323Kitabı okudu
Aslında Doğu meselesi, bizim için bir Batı meselesidir, Batı'nın doğudaki meselesidir.
Sayfa 222 - Ermeni Sorunu
Türk milleti, 18'nci asırdan sonra Garp cemiyetini işbâ haline getiren ağır sanayi, büyük kapitalizma ve bunların emri altındaki Garp emperyalizmasının bir avı halinde, boyuna kurtuluş reçeteleri getirerek kendisini zehirleyen inkılap rehberlerinin izinden, Garbın bu tarihî tuzağına bütün külçesiyle oturtulmuştur.
Celâl Nuri 1926'da kaleme aldığı kitaba «Türk İnkılâbı» adını vermiştir. Gerçi Cumhuriyet Türkiyesi'nin resmî neşriyatında kabul edilen kelime inkılâptır ama, tekrar ediyoruz, inkılâbın ifâde ettiği mânâ ihtilâldir. Ve ihtilâl âşıkları kelimelerine büyük bir taassupla bağlıdırlar. Meselâ, Mahmut Esat Bozkurt. Cumhurbaşkanının emriyle «Türk İnkılâbı Tarihi Enstitüsü»nde Türk inkılâp tarihi okutan eski adliye vekili, derslerine Atatürk İhtilâli adını verir. Zira, inkılâp kelimesi yanlıştır, Bozkurt'a göre. «İhtilâl, bir şeyin esasından değişerek, yerine yepyenisinin konulmasıdır... İnkılâp ise, bir şeyin aslını muhafaza ederek başka bir kalıba girmesi, başka bir hâle geçmesidir». Türk ihtilâli, bin yılı aşkın bir devri bütün müesseseleriyle, fikriyatıyla yere vurarak, yerine yepyenilerini koymuştur. Şu hâlde bir inkılâp değil, bir ihtilâl karşısındayız».
Sayfa 122 - İhtilal mi inkılab mi?
Reklam
441 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.