Okullarda dünya tarihi öğretimi iyi değildir. Öğretmenler tarih dersinin maksadının yalnızca tarihleri ve hadiseleri öğretmekten ibaret olduğunu düşünmektedirler. Bir öğrenci için bir savaşın başlama ve bitiş tarihlerini bilmek ya da bir mareşalinin doğumunu, bir taç giyme törenini bilmek önemli değildir. Tarih okumak, tarihi olayları doğuran ve gerektiren şeyleri öğrenmek ve araştırmaktır.
Maziyi unutturmak için en kuvvetli iki amil, tarih öğretimi ve dili değiştirmektir. -Halide Edip Adıvar
Sayfa 183
Reklam
. . "Köylere kitap götürmek, çöle su götürmek gibidir." . . ... Mustafa Güzelgöz... Dil tarih coğrafya fakültesinde bir kürsü açıldı. Türkiye'de ilk kez kütüphanecilik öğretimi başladı.
HARF DEVRİMİ
Yeni harflerin öğretimi yaygınlaştıkça kitabevleri eskisinden çok sattılar. Harf devriminin ikinci yılında okul ve öğrenci sayısının arttığı gözleniyordu. Yeni harflerin basım tekniğinde sağladığı kolaylık, basılan kitap sayısında da artış sağlamıştır.
Sayfa 309
Savaşın Yetim Çocukları Kâzım Karabekir Paşa, içinden gelen babalık ve sevgi duygusuyla, binden fazla öksüz çocuğu kendine evlât edinmişti. Dörtle on dört yaş arasındaki çocuklara üniformaya benzer elbiseler giydirmiş, subaylarını da onlara bir çeşit askeri eğitimi vermekle görevlendirmişti. Çocuklara ilk öğretimi ve yararlı bilgileri vermek için okullar kurmuştu. Kâzım Paşa müziğe de meraklıydı, boş zamanlarında biraz da keman çalardı. Bu yüzden çocuklara, sanat ve elişi bilgileri yanısıra müzik eğitimi de veriyordu. Küçükler ona “Paşa Baba” der ve kendisini öylesine sever ve sayarlardı ki, Karabekir, hemen hemen hiç ceza vermeden onlara sözünü dinletir; özgür birer insan olarak yetişmelerini teşvik ederdi.
Genç araştırmacıların en az bir yabancı dili iyi bilmeleri gerekiyor. Orta derecede yabancı dil pek bir işe yaramıyor. Türkiye'de iyi bir dil okulu eksiği var. Profesyonelce iyi ve kaliteli yabancı dil öğretimi eksiği. Ayrıca, öğrencilerin çok fazla kitap okumasını öneririm. Öğrenciler okuduğu kitapların nasıl yazıldığını incelemeli, bibliyografya ve dipnotlarına dikkat etmelidir. Üçüncü olarak İstanbul'daki kütüphaneleri ve yabancı enstitülerin kitaplıklarını mutlaka görmeli ve incelemeliler. Bu işin bir yerde yurtdışı ayağının olmasını öneririm. Bir araştırmacı doktorayı bitirmeden mutlaka bir ay veya on beş gün bile olsa yurtdışında bir kitaplık görmeli.
Sayfa 370 - Oğuz Tekin-2011 yılı RöportajKitabı okudu
Reklam
160 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.