Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Her milletin tarihinde Çanakkale Zaferi gibi abideler görülmez. Bizde vardır ve bu bütün Doğu'da tektir."
Sayfa 130
Reklam
Çanakkale müdafaası, Türk zabiti ve Mehmetçiğin başarısıdır
“Almanlar, Çanakkale müdafaasının başarısı kendilerine aitmiş gibi anlatmaya meylediyorlar. Fakat hayır, hiç alakası yoktur. Evet komuta ekibinde Liman von Sanders gibi bazı başarılı Alman generaller vardı ama sayıları oldukça azdı ve öyle etkili de değillerdi. Bu savunma başarısı hemen hemen tümüyle Türk zabitinin ve Mehmetçik’in başarısıdır. Kaldı ki gerçeği biliyorlar, buna rağmen bu sakat Alman teorisini yaydılar…”
Hiçbir zafere çiçekli yollardan gidilmez.. Dönmeyi düşünmediler !!!
Çanakkale'de dövüşürken ne asi ne esirdik. Namuslu bir millet gibi dövüştük, öldük, öldürüldük. Ne zamandan beri ve hangi milletle savaşılır da mağlup olduğu zaman ona katil denilir ?
Mustafa Kemal Bey kendi isteğiyle geldiği Çanakkale Cephesi’nde insanüstü bir mücadele sergilemiştir. Enver Paşa’nın hastalığını bildiği ve başarılarını kıskandığı için ziyarete gitmediğini düşündürecek mevcut çalışmalarda tek bir belge yoktur. Var olan belgeler ancak gönül alıcı mahiyetteki mektuplardır. Kaynaklar ile konuşulması gerekirken tarih çalışmalarında dedikodulara yer verilmesi trajikomiktir.
Sayfa 121Kitabı okudu
18 MART 1915 ÇANAKKALE ZAFERİMİZ KUTLU OLSUN!
Muhsin Yazıcıoğlu Başkan Çanakkale için ne demişti? “Çanakkale vatandır, Geçilmez! Çanakkale topraktır, Satılmaz! Çanakkale ormandır, Yakılmaz! Çanakkale çevredir, Korunur! Çanakkale milli kültürdür, milli ahlaktır, milli maneviyattır. Çanakkale tarihtir. Çanakkale devlettir ve Çanakkaleler geçilmez, geçilmeyecek de...”
Çınaraltı YayınlarıKitabı okudu
Reklam
‘Çanakkale Geçilmez’ sözü kime ait?
“Çanakkale Boğazından geçme fikri İngiltere’nin bahriye nazırı Winston Churchill’e aittir. Nitekim Churchill’in elinde muhteşem bir donanma vardı ve çok rahat bir şekilde geçebileceğini düşünüyordu. Mesela bir Queen Elizabeth zırhlısı vardı, âdeta bir yüzen şehirdi, muazzam bir endüstri eseriydi, ancak bizim açımızdan bakıldığında korkunçtu. Onların donanmasıyla bizim yok hükmündeki deniz gücümüz kıyaslanamazdı bile. İngilizler donanmalarına çok güveniyor ve bu nedenle diyorlardı ki, biz çok rahat bir şekilde Boğaz’ı geçip İstanbul’u alırız. Biz zaferin 18 Mart’ta kazanıldığını düşünüyoruz. Çünkü o gün Nusrat’ın döşediği mayınlara çarparak batanlar olmuştu. Türk ordusunun kara tarafı kuvvetliydi, topçularımız iyiydi. Topçulara ‘mühendis’ (yani ‘le genie militaire) denirdi ve mühendis sınıfı Batılıların, İngiltere ve Fransa blokunun bilmediği kadar ve sandığından daha iyiydi. Türk ordusunu onlar yeterince tanımıyor, açıkçası çok da küçümsüyorlardı. Nusrat Mayın Gemisi mayınları döşüyor, onlar da temizliyorlardı. Bir gece Nusrat tekrardan bir mayın döşeme faaliyeti yapar. Başarı, doğrudan doğruya hatlardan yapılan boğaz savunmasıyla kazanılmıştır. O koca birleşik donanmadan bazı gemiler battı. Hatta ön saflarda olan Fransızlar çok ağır darbeler aldılar. Mesela meşhur Goliath zırhlısı battı, haliyle çekildiler. Fransızlar çekilince ve Queen Elizabeth zırhlısı bile hasar gördüğü belli olunca, ‘ÇANAKKALE GEÇİLMEZ’ diye kesin raporu verdiler…”
“Çanakkale bir milletin hafızasında ve hatta ruhunda yer alan abide hadiselerden biridir. Doğu’da ve Batı’da böylesi büyük abideye nadir rastlanır.”
Sayfa 118Kitabı okudu
Bizim, şehit oğlunun cenazesinde "On oğlum olsa onunu da askere gönderirim, yeter ki vatan sağolsun" diyen analarımız, şehit oğlunun ardından "Oğlumun yarım kalan askerliğini tamamlamak istiyorum" diyen babalarımız, " Ben de büyüyünce babam gibi asker olup şehit olacağım" diyen evlatlarımız olduğu sürece kaç donanma ile gelirlerse gelsinler Çanakkale ruhunu yaşayacak ve yaşatacağız.
Sayfa 35 - Gece KitaplığıKitabı okudu
Mustafa Kemal (yarbay) işte o meşhur sözü ;
«- Size ben, taarruz emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum; biz ölünceye kadar geçecek zaman içinde, yerimizi başka kuvvetler ve başka kumandanlar alabilir…» *** Mustafa Kemal o dakikaları hatıratında ancak birkaç söz, fakat derin bir duygululukla belirtir: «- Düşününüz, işte bu bir andı…» Evet karar anı gelmiştir. Karaya çıkan düşman, 8 taburdan faz-lardır. Arkadan 57. Alay yetişir. Gerçi Mustafa Kemal'in kuvveti düşmana bakarak zayıftır. Ama derhal süngü taktırır. Hücum emrini verir. Sabah saat 10.00. Çanakkale'de artık süngüler konuşmaya başlamıştır. Ve bu konuşma, sonuna kadar devam edecektir. İşte Mustafa Kemal'in bu kararını verdiği ve süngü hücumunu başlattığı yere, simdi «Kemal Yeri» denilir. Ve orada mütevazi bir mermer sütun üzerinde bu sözler yazılıdır. Sağdan soldan diğer kuvvetler de yetişir. Mustafa Kemal, Conkbayırı'ndan harekâtı idareye başlar. Bu harekâtı anlatırken onun sözleri şunlardır: «- Herkes öldürmek ve ölmek için düşmana atılmıştı… Zaten bu, verilmiş bir emirdir: «- Size ben, taarruz emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum; biz ölünceye kadar geçecek zaman içinde, yerimizi başka kuvvetler ve başka kumandanlar alabilir…» Öyle de oldu. 57. Alaya gelince? Ondan bu kubbede bâki kalan, bir son «Allah, Allah!» sedasıdır. Çünkü bu muharebede, 57. Alay, tamamen eridi…
Sayfa 235Kitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.