Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ölüm Audi Kullanır – Kristian Bang Foss
Eskiden sıradan mı sıradan, dümdüz bir hayatım vardı. Kopenhag’da Sara ve Amalie ile birlikte bir dairede otururdum. Akşamları Amalie’yi yatırdıktan sonra televizyon karşısına geçip oturduğumuzda ben koltuktan kalkarsam Sara hemen sorardı, “Ne var, ne yapacaksın?” Geceleri işemeye kalktığımda bile sorardı Sara, “Nereye
Dante Kitap - Çevirmen: Sadi TekelioğluKitabı okuyacak
Papara!
Çuvallara doldurulan sıcak ekmekler, ezilerek hamura dönüyor, Köprü'den Beykoz'a gelinceye dek de deniz suyunu yiyerek iyice ekmeklikten çıkıyordu. Tadını da yitiriyor, bütün anlamıyla bir deve hamuru durumuna geliyordu. İskeleden okula gelinceye dek de bir kez daha yoğrulan ekmekler, çuvalların ipliklerine yapışıyor, ekmekleri kurtarabilmek için çuvalları veda etmek gerekiyordu. Gelgelelim, bu hamur topaklarını çocuklar yiyemeyeceğinden bunlardan papara denen özel bir Darüleytam yemeği yapılıyordu. İçinde upuzun telis(çuvalın ipleri) parçaları bulunan hamur topakları, kazanlara doldurularak üzerine biraz yağ karıştırılmış kaynar su boca ediliyor, iyice karıştırılarak bir kez daha hamur haline getirildikten sonra karavanalara doldurulup yemekhanelere gönderiliyordu. Bu yüzden Beykoz Darüleytamının paparası, çocuklar arasında çok ün kazanmıştı. Öğretmenlerden kuvvetli bir azar işiten çocuk bunu arkadaşlarına şöyle anlatıyordu: "Öğretmenden bugün bir papara yedim ki sorma gitsin." Böylece çocuklar, kendilerine karşı olan her türlü olumsuz davranışı "papara yemek" deyimiyle açıklar olmuşlardı.
Sayfa 76 - heyemolaKitabı okudu
Reklam
Duyarsızların anlamayacağı türden bir hikaye...(mehmet reşad)
9-10 yaşlarındayken evimizin yanındaki parkta, bi duvar kenarında yatıp kalkan, orada yaşayan bi adam vardı. 30'lu yaşlarında, siyah beresi, krem, kirlenmiş kazağı, yırtık kadife pantolonu ve artık dikkatli bakınca yırtıklarından ayakları görünen ayakkabılarıyla çocukları izlerdi. o adamı oradan gidene kadar ben bi daha hiç doyasıya mutlu olup
VE ÇOCUĞUN UYANIŞI  BÖYLE BAŞLADI
Gül kokuları çocukların kaburga kırıklarından geliyor  Acıyı ve insanlığı çocuklar  Böyle dayanılmaz kıldılar ve yeni suları  Onların bilgileri getirdi  Elleri önlerine bağlı - duruşları  Omuzlarından göğüslerine doğru kıvrık ve yumulu  Yaşarlar ebedi göz ve ölümsüzlük aşısı yapan kitabı  Ki şimendifer  Nasıl peşinden koşturursa katarları yolcu
‘Geçen Noel’de, Güney Kaliforniya Üniversitesi’nde öğrenci olan Nina W. adında genç bir kadın, Beverly Hill’de şık bir alışveriş merkezinde dolaşıyordu. İçi içine sığmıyordu. Tatilini Buffalo, New York’taki ailesiyle birlikte geçirecekti. Nina bir vitrinin önünden geçerken gözüne çok güzel bir İspanyol derisi çanta takıldı. Çantaya hevesle baktı. Ama sonra fiyat etiketini görüp içini çekti. Kendi kendine, ‘Böyle pahalı bir çantaya asla param yetmez.’ demek üzereydi. Sonra konuşmalarımdan birinde söylediğim bir şeyi hatırladı. ‘Olumsuz bir ifadeyi asla dile getirmeyin. Hemen tersine çevirin. Böylece hayatınızda mucizelerin gerçekleştiğini göreceksiniz.’ Vitrine bakarak, ‘O çanta benim.’ dedi. ‘Satılık. Bunu zihinsel olarak kabul ediyorum; bilinçaltım da onu aldığımı görüyor.’ O gün ilerleyen saatlerde Nina veda yemeği için nişanlısıyla buluştu. Nişanlısının kolunun altında çok şık bir hediye paketi vardı. Nina paketi soluğunu tutarak açtı. Bu, sabahleyin baktığı ve kendisinin olarak belirlediği güzel deri çantaydı. Zihnini beklenti düşüncesiyle doldurmuştu. Sonra meseleyi, başarma gücüne sahip olan derin zihnine aktarmıştı.’
Sayfa 27 - Koridor Yayıncılık, 2018.Kitabı yarım bıraktı
"*Günümüzde bazi dini-tutucu cevrelerin , yeni dogan cocuklarina 'Büsra', 'Sena' gibi isimleri sirf Kur'an'da geciyor diye vermelerinin moda haline geldigine sahit oluyoruz. Hicbir arastirma yapma gelenekleri bulunmayan bu cevrelerin; Busra nin Incil, Sena'nin da Isa Peygamberin Son Veda Yemegi anlamina gelen isimler olduklarini bilselerdi acaba yine bu isimleri cocuklarina verirler miydi cok merak ediyorum."
Sayfa 170 - Sinir ÖtesiKitabı okudu
Reklam
Veda
Kimselere fark ettirmeden ölüyordum. Okuduğum kitaplar, dinlediğim şarkılar, fark ettirmeden yüzüne baktığım kadınlar, işe giderken bir poşetin içinde sardığım ekmek arası öğle yemeği, mahalle camisinden yükselen sabah ezanı, annemin su sesine benzer tespih şıkırtısı hayatta kalmama yetmiyordu.
316 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.