Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Aziz Şehitler Ruhunuz Şad Olsun
01. ABDULLAH TAYYİP OLÇOK 02. ADİL BÜYÜKCENGİZ 03. AHMET KARA 04. AHMET KOCABAY 05. AHMET ORUÇ 06. AHMET ÖZSOY 07. AKIN SERTÇELİK 08. AKİF ALTAY
Reklam
Öğret Ona
Zaman alacak biliyorum, fakat eğer öğretebilirsen ona, kazanılan bir liranın, bulunan beş liradan daha değerli olduğunu öğret. Kaybetmeyi öğrenmesini öğret ona ve hem de kazanmaktan neşe duymayı. Kıskançlıktan uzaklara yönelt onu. Eğer yapabiliyorsan, sessiz kahkahaların gizemini öğret ona, bırak erken öğrensin, zorbaların görünüşte galip
Yılmaz Güney'in sanat anlayışı
Yılmaz’ın sanatı politika ile nasıl iç içe gördüğünü kendinden dinlersek: “... Benim anladığım sanat, sınıf mücadelesinin en etkili ve en ihmal edilmez silahlarından birisidir. Ve emperyalizme, tefeci bezirgan, toprak ağası, gerici ortaklarına, revizyonistlere, oportünistlere, sözde marksist şovenlere, burjuva ve küçük burjuva milliyetçiliğine, her türlü gerici kültür, siyaset ve ideolojilere karşı acımasız savaş verir. Bize düşen tarihi görev: Halkımızın ve dünya halklarının; maddi, manevi esaretlerinin temel nedeni olan ve dünya halklarının gelişmelerini hayatın her alanında engelleyen emperyalizm ve burjuva uşaklarının, feodal kalıntıların, ekonomik, ideolojik, toplumsal, siyasal ve kültürel bütün gerici kuramlarına karşı uzlaşmaz bir savaş vererek; pençelerinden, boyunduruklarından kurtulmaktır. İşte ben bunun için yazıyor, bunun için sanat yapıyorum. Ve bu nedenle de halkın sanatçısı halkın savaşçısıdır, diyorum. Gerçek devrimci sanatçı, memleketinin politik ekonomik durumlarıyla yakından ilgilidir. Kendisini bunun dışında gördüğü an, sanatçı niteliğini yitirir. Bir sanatçı eylemin dışında olduğu zaman, eski devirlerin sanatçısı olur. Yazar, bozar. O kadar!”
Sayfa 168 - Dönüşüm Yayınları
Alaattin Çakıcının geniş ailesinde zaten Ülkücü olmayan hemen hemen yok gibidir. Bu nedenle "Çakıcı Ailesi" tüm fertleriyle birlikte sol militanların boy hedefleri haline geldi ... Nitekim, Alaattin'in amcasının oğlu Necati Çakıcı Gültepe' deki dükkanında TİKKO mensubu solcu militanlar tarafından katledildi. Tarih, 18 Eylül 1978'i gösteriyordu ... TİK-KO militanları, aynı tarihte işi daha azıtarak Çakıcı'nın çok sevdiği küçük kardeşi Gamze'yi bile vurup üzerine benzin dökerek yakmak istediler. Ama, bir mucize eseri küçük Gamze bu olaydan hafif yarayla kurtuldu ... Ancak, solcuların Çakıcı ve ailesi efradına karşı giriştikleri saldırıların ardı arkası bir türlü kesilmedi. Evler, iş yerleri kurşunlandı, bombalandı ...
Sayfa 14
_Ayrılık
Ayrılık _ Kerem'di Aslı'ydı Şiirin'di Ferhat'tı Banaz' da Pir Sultan Serez'de Bedrettin'di Karadeniz'de Suphi Rusya'da Nazım'dı Halep'te Nesimi Zindanlarda Cem Sultan'dı Sürgünlerde kacaklarda Yılmaz Güney Ahmet Kaya Kahpe kurşunlarda Sabahattin Ali'ydi
Reklam
"Nereye gittiğinizi bilmediğiniz zaman, kendinizi neresi olduğunu bile bilmediğiniz bir yerde bulabilirsiniz."
Sayfa 12 - çizgi kitabeviKitabı okudu
Volta vururken hiç yalnız değilim... Bazen Reşit Fuat Baraner, bazen Dr. Hikmet Kivılcımlı eşlik ediyor bana. Biraz güneş açınca Nâzim Hikmet gelip oturuyor avlunun bir köşesine; bahtiyar. Ya da, tahta iskemlesini çekmiş altına, Behice Boran'ı görüyorum avlunun bir diğer köşesinde; bacaklarını karnına çekmiş, kitap okuyor. Ruhi Su'nun ise türkü söyleyen sesini duyuyorum. Aziz Nesin, koğuşta beslediği tavuğunu çalıp yemesinler diye, avluya hep tavuğuyla çıkıyor. Hasan İzzettin Dinamo ise kedisi Sarman'ın yarasındaki kurt çukları temizliyor güneşin altında. Sabahattin Ali'nin yüzü hep gökyüzünde; belli denizi düşlüyor. Şiir yazıyor. Rifat Ilgaz bir mahkûma alfabe öğretiyor. Yılmaz Güney cezaevinden yöneteceği filminin senaryosunda son değişiklikleri yapıyor. Can Yücel Adana Cezaevi'nde yazdığı şiirleri okuyor. Kemal Tahir, Orhan Kemal kıdemlilerimiz; ayaklarında tahta takunya var; Bursa Cezaevi hatırası. Atillâ İlhan, Enver Gökçe biraz mahçuplar, işkenceye dayanamadıkları için. Dr. Şefik Hüsnü gelince Cibali'nin komünist tütün işçileri saygıyla ayağa kalkıyor. En saygılı olanlar ise bu büyük maratonun en hızlı yüz metresini koşanlar; Deniz, Hüseyin, Yusuf. En gencimiz Erdal Eren.... Ve unutulabilir mi; ilk voltayı Magosa zindanında atan Namık Kemal... Ne çokuz... 150 yıldır volta atıyoruz bu toprakların cezaevlerin de; adı bazen Magosa zindanı, Bekirağa Bölüğü oluyor, ba zen Sultanahmet, Selimiye ya da Metris, Mamak, Diyarbakır Cezaevi...
Sayfa 410Kitabı okudu
Derler ki bir gün ihvandan bir Müslüman Hasan el Benna'ya :“Üstad gece gündüz çalışıyoruz.İslam ne zaman dünyaya hakim olacak?"der.Hasan el Benna o kişiye:“Ne zaman çocuklarını şuurlu bir şekilde yetiştiren anneleri yetiştirirsek, işte o zaman İslam dünyaya hakim olacak"der.
Sayfa 17
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.