Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.40
348 syf.
·
Puan vermedi
“Kültür arastası”
*Reşat Şen’in dediği gibi: “Marmara’dan nasibini almamış kişi,demini almamış çaya benzer” diyerek buyrun efendim düşelim yollara. Beyazıt meydanına doğru ilerleyelim.
Durak noktamız “Nuhun Gemisi” diye betimlenen Marmara kıraathanesi.
Bu kıraathaneyi diğerlerinden ayıran ön tarafta ayrılan 10-15 masaydı.
Kimler geçmedi ki bu masadan,bir yudum
Karşılıklılik ilkesi
Ekonomik bir terim gibi görünse de karşılıklılık tam olarak alma verme dengesinden bahsediyor. Sistemin gerçek ihtiyaçları karşılamaktan çok, tüketicileri ihtiyaclari olmayan, ihtiyaçlara inandırmak noktasında nasıl ikna ettiğinden ve devamında bu ihtiyaçların karşılanması gibi bir çok detay içeren bir sistemin nasıl da aksamadan yürüdüğünü açıkliyor. Dili yer yer ağır olsa da zevkle okudum.
Ne anladın derseniz.
Konu her zaman Para zannederiz ya. Aşk, mutluluk, adalet, insan ve aklınıza gelen her kavram Para ile ilgili sanırız.
Aslında tek kavram var: Aç Gözlülük
Sarsıcı değil mi? Aç gözlülük.
Keyifli okumalar.
İktisatçılar ve İnsanlar
Ayşe hoca'nın kitaplarını okumaya devam ediyorum. "İktisatçılar ve İnsanlar" kitabıyla beni yine mest etti. Türkiye'de verilen ekonomi eğitimi genelleme yapacak olursak 200 yılık bir ezber üzerine kuruludur. Özgün bir görüş ve farklı bir görüş açısını çok nadir öğrenebilirsiniz. İktisadi Düşünceler Tarihi dersinde bile yıllar önce ölmüş insanların farklı düşüncelerini radikal ve alternatif görüş olarak okuturlar. Yani iktisat statik bir bilim olarak anlatılır.
《☆☆☆》
"Ceteris Paribus" yani "diğer tüm durumlar sabitken" ilkesi gerçekten geçerlidir. Bakmayın siz bireylerin rasyonel olduğunun söylendiğine. 19 yaşında blog yazarken rasyonel birey kavramını eleştirmişim. Keşke o zamanlar Ayşe hocayı okuyabilseydim. Toplum içerisinde hepimiz aynı anda üretici, tüketici, seçmen ve seçilen olabiliyoruz. Rasyonel ya da akılcı kararlar aldığımız için mi ekonomiler bu halde, demokrasiler her geçen gün geriliyor, sansür artıyor.
《☆☆☆》
Yine bu kitapta bilim felsefesi içindeki farklı görüşleri anlatıyor Ayşe hoca. Karl Popper'ın yanlışlanabilirlik ilkesini, Thomas Kuhn'un bilim felsefesine katkılarını, Lakatos'un bilimsel araştırma programları ve Feyeraband'ın anarşist gerekliliği... Sindire sindire okunacak ve anladıkça geçmişte okuduklarınızla taşların yerine oturacağı muazzam bir bilgi birikimi.
Kitabın faydalı olduğuna hiç şüphe yok ama Ayşe Buğra'nın ardına sığındığı devlet teorisini anlamakta epey güçlük çekiyorum. Yeterince açıklayamadığını düşünüyorum. Bir devlet var, zamanında burjuvazi yaratmaya çabalayan ama sonra onunla itişen kakışan, nihayetinde başka bir devlet daha var yaratılmış burjuvaziyi yok sayıp yenisini yaratmaya
Ateşten Gömlek
Ateşten Gömlek Kurtuluş Savaşını konu alan romanlarımızdan birisi. Yapacağımız bir kitap kritiği için ikinci kez okudum. Halide Edip, savaşı Peyami’nin günlükleri üzerinden geriye dönük bir hatırlama- hayal şeklinde anlatmış. Ayşe karakteri Halide Edip’in kendinden bir şeyler kattığı bir İzmir kızı. Sultan Ahmet Mitinginde konuşan Halide Edip gibi Ayşe de İzmir’in işgaliyle eşi ve çocuğunu kaybederek İstanbul’a geliyor Sultan Ahmet mitingine katılıyor. Cemal ve İhsan asker, Peyami ise İstanbullu bir memur. İzmir’in işgaliyle etkileyici bir başlangıçla başlıyor eser. Daha sonra İstanbul’un işgaliyle hepsi Anadolu’ya koşuyor. Türk ordusu İç Anadolu’dan Ege’ye çarpışarak ilerliyor. Ayşe hemşire olarak ; İhsan, Cemal ve son olarak da Peyami asker olarak düşmanla çarpışmak için cepheye koşuyorlar. Hepsi şehit oluyorlar. Yazar, zaman zaman uzun betimlemelerle romanın dinamizmini düşürüyor. Aşk- savaş ikileminde bazı geçişler çok başarılı olamamış. Kurgu akıp gitmiyor maalesef. Bakış açısı olarak da tarihi olayı objektif olarak anlatamadığını düşünüyorum. Tarık Buğra Küçük Ağa romanı Kurtuluş Savaşı konusunda çok çok daha başarılı bir anlatıma sahip. Yine de değerlendirebilmek için okunması gereken bir roman bence. İyi okumalar…
Bu ikinci kıyamet çok daha başka buradaki kurgu ve akıcılık artık pik durumda. Çok ilginç bağlantılarla Sabri Mahir'in hikayesi tüm sefilliği ile devam etmektedir. Vatanından sevdiğinden uzakta olması yetmez gibi amatör bir boksör olarak ringte bir rakibini öldürmüştür. Fransa'dan sonra İspanyada da duramaz artık. Ve kaderi onu kendi şeytanından daha beter olan Adolf Hitler'le kesiştirir. Hitler Kavgam ' ı yazarken bir kaç koğuş yanında kahramanımız yatmaktadir. Artık buradaki kıyamet kendisi değildir Hitler'in kıyametini yaşayan binlerce bahtsız insanların arasında yerini almıştır.
Tam burada Hitler'in cehennemi kıyameti her nedersek ne çok kitaba konu olmuştur. Bu dünyadaki en nefret edilesi insan o olsa gerek. Buradan Ayşe Kulin'in Kanadı Kırık Kuşları'na Livaneli nin Serenad ' ına selam çakıp bağlayalım.
Sabri Mahir Pera ya kavuştu mu yurda döndü mü ?
Mutlu sonlara inanır mısınız? Okumayanlar için spoiler vermeyeceğim. Ama türk boksör Avrupada futbol oynamış ilk türk Sabri Mahir in hikayesini mutlaka okumalısınız..
·
Puan vermedi
Ruh Adam: Hayattan bir izdüşüm...
Ruh Adam, Nihal Atsız'ın en son romanıdır. Şahsen en sevdiğim romanı da bu sonuncusudur. Eser 1972'de neşredilmiş ve Cumhuriyet'in temelinin atıldığı yıllarda Kralcı olduğu için Türk Ordusundan tart edilen Yüzbaşı Selim Pusat'ın başından geçenler, Kâşgarlı Mahmud'un Divân-ı Lügati't-Türk'ünde adı geçen Türklerle
Avrupa'dan Türkiye'ye sosyal politikanın doğuşu ve devinimine dair kusursuz bir başvuru kitabı. Ayşe Hoca'nın akıcı ve yalın dili sayesinde sosyal politika alanına ilgi duyan, bu konuda çalışan herkes için temel kaynaklar arasında yer alacak bir eser.
keşke bu kitabı okumak ödevim olmasaydı ve ben kendi halimde bulup okumuş olsaydım :') ekonomiyle, teorileriyle ilgilenmeyenler için zor bir kitap. fukuyama'nın end of the history'sinden daha önemli bir kitap bence, ondan daha popüler ya da eşit şekilde popüler olmalıymış ama işte maalesef alanının insanı okuyor herhalde genel olarak. halbuki fukuyama'nın sahte ve çiğ, işte bu budur'undan daha değerli bir analiz. idealist hayal kırıklıkları ve isyan temalı
Yüzyıl önce ve şimdi: Değişmeyen!
Kurtuluştan 7 yıl sonra 1930'ların İstanbul'unda geçen serinin bu son kitabı; Tahir'in sağlığında yayımlanan son eser olmakla, onun belirgin bir olgunlukla anlatımına da yansımış sanki. Ülkeyi kuşatan ilk demokrasi denemesi Serbest Fırka yılları ve birlikte getirdiği değişmiş görünen insanlar, düşen maskeler!
Gazi paşanın
