Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
86 syf.
10/10 puan verdi
"UNUTACAĞIM SENI! UNUTUYORUM BILE! BAK NASIL UNUTACAĞIM SENI! BAKSANA!"
Hiroşima Sevgilim! Varla yok arasında.. Ölmeden bir kez daha göremeyeceğimi çok iyi bildiğim.. Bir anın içine 70 bin ölüm sığdıran.. Ölüm kadar benim.. Yaşam kadar hızlı tükettiğim..
Hiroşima Sevgilim
Hiroşima SevgilimMarguerite Duras · Yankı Yayınları · 1973462 okunma
86 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
2 saatte okudu
Ben hep ağlamışımdır. Hiroşima' nın alınyazısını düşündükçe. Hep.
Filmini izleyip beğendiğim için, rastgele görüp de aldığım kitap. Kaplumbağalar da uçar gibi film replikleri ve film sahnelerinden verilen bilgilerle senaryo gibi okunan bir kitap. Fransız bir kadın Japon bir erkek Barış konulu bir film çekimi için Japonya'ya gelen Fransız bir kadın oyuncu ile Japon bir mimar olan adamın aşkını anlatılıyor.
Hiroşima Sevgilim
Hiroşima SevgilimMarguerite Duras · Yankı Yayınları · 1973462 okunma
Reklam
112 syf.
7/10 puan verdi
·
34 saatte okudu
Fransız edebiyatının usta kalemlerinden olan Duras’ın 1971 yılında kaleme aldığı Sevgili (L’Amant), konunun içerisinde gerçek kişilerinde geçmesi sebebiyle yüksek bir ihtimal kendi öz yaşam hikâyesinin kurgulanmış halidir. Okumuş olduğum kitap dördüncü basım 1992 Can Yayınları çıkışlıdır. Artık sayfaları sarı değil, daha da hardal rengine
Sevgili
SevgiliMarguerite Duras · Sel Yayınları · 2017942 okunma
112 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
“Birtakım şeylere inceden inceye bakmak öğrenilecek bir şey.”
Oyun, senaryo gibi konuşma çizgilerinin sayfayı istila ettiği metinleri okumakla aram pek iyi değil. Duyguyu almakta zorlanırım çoğunlukla. Ama Duras zaten parçalanmaz bir bütün olarak görmez metinleri. Parçalar, bir parçasını oraya, bir parçasını buraya atar. Bu kitapta parçaladığı ilk şey zaman. Geçmiş ve gelecek paralel çizgilerde oynaşıyor
Hiroşima Sevgilim
Hiroşima SevgilimMarguerite Duras · Can Yayınları · 2011462 okunma
110 syf.
9/10 puan verdi
"YAZAR OLMAK, OLDUĞUNU BİLMEMEKTİR." Yazmak üzerine çok şeyler okudum. Yaşatmak mı, öldürmek mi, arada kaldım çoğu zaman. Sanki gözle görülemeyene suret oluyormuş gibi geldi bana. Hissedileni şekle sokmaya, harflere hapsetmeye benzettim. Ölümsüzü, ölümlü kılmak mıydı, yoksa unutulacak olanı unutulmayacak olana dönüştürmek
Bir Kış Günü Öğleden Sonra
Bir Kış Günü Öğleden SonraMarguerite Duras · Can Yayınları · 2000140 okunma
112 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Beş denemeden oluşan kitapta, yazmaya çalışan biri olarak beni en çok etkileyen kitaba başlığını veren Yazmak adlı denemesi oldu. Deneme deyince daha didaktik bir dil beklerken yazmanın ve yazarın ruh halini derinlemesine anlattığı denemede lirik bir dil karşılıyor okuru. Bir yazarın yalnızlığını, eserini yaratırken hissettiği acıyı iliklerinizde hissediyorsunuz. "Çevremizde bulunan her şey bir şey yazar, sezinlenmesi geren işte bu dur " diyor denemesinde. Diğer denemelerinde bu sözünün yansımasını görüyoruz. Mekânlardan, objelerden yola çıkarak hissettiği duygu dünyasının içinde gezdiriyor bizi.Biraz karmaşık. Resim Sergisi adlı denemesinde sergiye hazırlanan bir ressamın atölyesini öyle güzel anlatıyor ki ressamın sergi öncesi endişesi gözünüzün önünde canlanıyor her bir fırça ve boyasıyla
Yazmak
YazmakMarguerite Duras · Can Yayınları · 2021250 okunma
Reklam
128 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
2 saatte okudu
“Acısız yazı yoktur, yoktur".
Kitabı okurken sık sık “ne yazmış ama” deyip durdum. İşin ilginç yanı, beni en çok etkileyen yanının yazmadıkları olması. Cümleler kısa, cümleler kesik, sanki yarım bırakılmış. Anlattığı aşk hikayesi gibi.. Yarım kalmış, tamamlanması mümkün olmayan bir aşkı uzun uzun anlatmak nasıl mümkün değilse, bu kitap da başka türlü yazılamazmış hissi. Ve bu
Bir Yaz Akşamı On Buçukta
Bir Yaz Akşamı On BuçuktaMarguerite Duras · Can Yayınları · 2007176 okunma
96 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
26 saatte okudu
Her şeyi değiştiren, binlerce ufak tefek şeydir.
Parkta karşılaşan hizmetçi kadın ve seyyar satıcı adam arasında geçen diyaloglarla örülmüş kısacık bir kitap. Duras’ın o bildiğimiz kesik, eksiltili, bol üç noktalı cümlelerini aramayın, parkta açık havzadayız, uçuşmuşlar. Cümlelerin başı sonu belli, noktaları kucağında diye, her şey yerli yerinde olacak değil tabi. Duras bu, karmaşaya hürmet esas. Kadın umudu ve bekleyişi, adam kabullenişi ve teslimiyeti temsil ediyor. Ortalarına incelikli bir ip seriyor Duras. Umut ipi atlayıp adamın, kabulleniş ipi atlatıp kadının tarafına geçiveriyor. Zemin felsefe döşeli, ışıltılı gelecek yüzüstü çamura saplanırken, geçmiş küçük ve gösterişsiz başını yukarı kaldırıyor. Bir şey olma düşüncesi nasıl da çaresiz bırakıyor kadını ve hiçbir şey olmak nasıl da güçlü kılıyor adamı..Umudun içinde umutsuzluk ve yorgunluk, kabullenişin içinde umut ve yaşama sevinci kımıl kımıl. Her şey, hayata, mutluluğa, geleceğe dair tüm kavramlar nasıl da kırılgan..Ve şu hepimizin bildiği, hayatın, yanımızdan geçip giderken bile henüz tam başlamamış olduğuna duyduğumuz o zavallı inanç.. Duras işte, elimizden tutup bizi kendimizle çok kalabalık olduğumuz, hem de yapayalnız kaldığımız bir yerde, çırılçıplak bırakıyor, aynalar kırık. “Her şeyi değiştiren, binlerce ufak tefek şeydir.” Ufak tefek şeyleri karıştırıp felsefe yoğurmuş işte kadın.
Şirin Etik
Şirin Etik
de fırında içini iyice pişirmiş, bir gram çiğlik kalmamış. Yesenize.
Parkta
ParktaMarguerite Duras · Can Yayınları · 202392 okunma
326 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.