“Savaş” deyince aklımıza neler gelir? Toplar tüfekler, yakılan yıkılan evler, füzeler, siyaset... ve daha bir sürü şey. Peki dört duvar arasında, kara perdeler arkasında kalanlar? İşte onlardan bahsediyor kitap. Farklılıkların kabullenilmeyişi ya da yanlış bilinenlerin peşine gidilmesi nelere sebep olabilir? İşte onlardan bahsediyor kitap. İstanbulda bir gazeteci Mardin’deki çocukluk arkadaşının öldürüldüğü haberini görüp cenazeye gidiyor, ölüm sebebini öğrenmeye çalışıyor ve başlıyor hikaye.. işte bundan bahsediyor kitap.. Kitabın sonuna kadar nefesinizi tutarak okuyabiliceğiniz bir hikaye. Kitabın gidişatına bakınca daha güçlü bir son bekliyor insan, o yüzden sonu beni pek tatmin etmese de okumaya değerdi.
Grigory Petrov’dan son okumuş olduğum 
Beyaz Zambaklar Ülkesinde’yi incelemek, daha doğrusu ele almak istiyorum. Biliyorum, belki birçoğunuzun aklından, burada da herkes hep aynı yazarların eserlerini okuyor düşüncesi geçiyor
