Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Anadolu’yu hikâyeye taşıyan isim olarak biliniyor.Bu nedenle Türk edebiyatında özel bir yere sahip.Refik Halid Karay için de geçerli bu durum.
Niyazi Akı, Hasan Ali Yücel, Şerif Aktaş, Cevdet Kudret gibi isimler de Yakup Kadri Karaosmanoğlu ve Refik Halid Karay’ın Türk edebiyatının kapılarının Anadolu’ya açılmasında etkili olduğunu belirtmişler.
Elliden fazla hikâye yazan Yakup Kadri’nin otuz hikâyesi Anadolu’yla ilgilidir.
Maupassant tarzı hikâye tekniğini kullanan Yakup Kadri, konunun işlenişini karakterin üstlendiği rolle gerçekleştirir.
Yakup Kadri, Anadolu’yla ilgili hikâyelerinde başlangıçta, eleştirel, karamsar bir bakış açısını kullansa da zamanla bu tutumundan uzaklaşmış.
Meşrutiyet dönemine, Milli Mücadele dönemine ve Cumhuriyet’in ilk yıllarına tanıklık eden, Yakup Kadri, bu dönemleri hikâyelerinde de yansıtmış.
Kitapta yer alan İstanbul’da Üç Gece hikâyesi bizi işgal altındaki İstanbul’a götürürken, Perili Köşk hikâyesinde hayatından gerçek bir kesit sunar, Yakup Kadri.
Kadın ve Ukubet hikâyesinde dipnot olarak, Ateşten Gömlek adlı romanın isim babası olarak kaldığını öğreniriz.
Dokunma Belki Kahramandır’da hikâye içinde hikâye anlatır yazar.
Çok gerçekçi, dönemin ruhunu yansıtan, çok başarılı hikâyeler okudum Yakup Kadri’den.Tavsiye ederim.