212 syf.
10/10 puan verdi
Bir Kedi, Bir Adam, Bir Ölüm
Siyasi olaylar, savaş, din ve mezhep farklılıkları gibi sebepler yüzünden ülkelerinden kaçıp İsveç’e sığınan Mültecilerin yaşamına dünden bugüne bir bakış… Şilili, Uruguaylı, Japon, Türk, İspanyol, Faslı, İranlı gibi çok geniş bir yelpazede yer alan mültecilerin ülkelerinde ve sürgün hayatında yaşadıklarını, duygularını ve anadillerini kullanamamalarının verdiği sıkıntıları açık bir dille anlatan psikolojik bir eser… Kahramanın(Sami) deyimiyle; köpek olmuş bir insanın artık kedi olma isteğini anlatıyor bize. Ben köpekken sadık ve sevecen, "nefes almam gerek" diye düşünmesem nefes almayacak biriydim derken bir kediye dönüştüm diyor; köpek gibi bağlılık duygusu olmasın, sürekli hakaret işitip ve yine aynı şekilde kişilere dönmemek istiyordu. Kedi gibi uzak, denetimli, soğukkanlı, güçlü durmayı ve her şeyi unutup öyle devam etmek isteyen güçlü bir kedi… Kitabın bitirilmesi 29 yıl sürmüş ve LİVANELİ nedenine; "Gerçeğe gerçek dışından ulaşmak için gerekli mesafeye sahip olmadığıma inanmamdı." diyor 2001 yılında “Yunus Nadi Roman Ödülü'ne” layık görülen bu değerli eseri okumanızı tavsiye ederim. Son olarak Yaşar Kemal'in kitap hakkındaki yorumuna ve anlamlı birkaç söze yer vermek isterim. "Gerçek bir şaheser! Teknik ve psikolojik olarak mükemmel! Öldürmek mi bağışlamak mı? İkilemini en iyi veren roman."(Yaşar Kemal) "Yanardağlar taşları, ihtilaller de insanları fırlatır."(Victor Hugo) “Ölmek isteyeni kurtarmak, öldürmekle birdir.”(Horatius) “Anadil Anayurttur.”(Jonh Berger)
Bir Kedi, Bir Adam, Bir Ölüm
Bir Kedi, Bir Adam, Bir ÖlümZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 202124bin okunma
282 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
•Birazcık spoiler içerebilir ama alacağınız hazzı azaltmaz :)
Yr ülkesinden kocaman merhaba! Sahi, hepimiz birer kaçık değil miyiz? Kitabın satırlarını okuyunca Deborah'tan çok da farkım olmadığını hissettim. "Tanrım, diye düşündü, eskiden dünyada nasılsam şuanda da öyleyim -içi yanardağ olan devinimsiz bir dağ." Akıl hastanesinin soğuk duvarlarındaki sıcak gülüşleri duydum biliyor musunuz? Kitabın köşelerinde saklı, okuyunca dökülüyor bu sesler. Rüzgar suratınızı yalar, kendinize gelirsiniz hani. Bu roman öyle bir etki bıraktı işte. Genç kızımız Deborah'ın o küçücük "belki"ye sığınışı okudum. 'O' insanların; yıkmaya, yıpratmaya ne kadar hevesli olduklarını okudum. Tek bir kelimenin nasıl buzlar, yanardağlar, yalnızlıklar serüvenine yol açtığını okudum. Ona sımsıkı sarılmak istedim. Yr ülkesine sığınan kızın limanı olmak istedim. Yr dilinde şöyle bir sözcük vardır, biz normalleri kast eder: atumai. Atumailer,tökezlemelerine yol açacak aşırı tek bir adım atmazlar. Paket bağladıkları ip hiçbir zaman yarım santim bile kısa gelmez. Trafik ışıkları her zaman onlara uyumludur. Acı, yatağa uzanıp acı çekmeye hazır oldukları zaman ortaya çıkar, şaka da onları güldürmesi uygun olduğu zaman. Şiircikle, mizahla harmanlanıp altı çizili cümleleriyle bana yoğun duygular yaşatan bu kitabı çok sevdim. Otobiyografik izler taşıması gerçekliğini daha da hissettirdi. Yr ülkesi kapılarını açtı. Bir hayal dünyası başka nasıl böyle gerçek olabilirdi ki?
Sana Gül Bahçesi Vadetmedim
Sana Gül Bahçesi VadetmedimJoanne Greenberg · Metis Yayınları · 202114,3bin okunma
Reklam
152 syf.
8/10 puan verdi
"yaptığım tek şey beni yok etme çabalarına susmaktı. aslında her şeye sustum." kitabın baş karakteri merve çok başarılı bir avukattır. eşi mehmet'le tanıştıklarında hızla aşık olup kısa sürede evlenirler. merve evlendikten sonra hukuk lisansının yanına psikoloji lisansı da eklemek ister ve evliliklerinin ilk çatırıları burada başlar. mehmet, merve'nin başarısını çekemez ve onu hep aşağılamaya çalışır. merve tüm bunlara susar her şeyi sineye çeker fakat bir zamana kadar. merve, genellikle kadın cinayetleri, çocuk istismarı gibi davalara bakar. kitapta anlatılan bu davaları okurken vücudumdan kan çekildi resmen. okurken o kadar etkilendim ki hislerimi kelimelere dökmekte güçlük çekiyorum. özellikle kitabın sonunda merve'nin mutlu olmasını okumayı beklerken yazarın ters köşesiyle karşılaştığımda gözlerim dolu ve yaşları tutamadım. yazarın dilinin çok akıcı olduğunu ve kitabın kısa olduğu için kolay okunacağını söyleyebilirim fakat okuduğunuz şeyler hiç kolay olmadığı için sindirmesi çok uzun sürebilir. kitapta geçen hiçbir olayın yaşanmadığı bir dünyada uyanmak üzere diyebiliyorum ancak. "merve dinledi yine sessiz sessiz. sustu. mehmet konuştu. merve sustu. o konuştukça merve daha çok sustu. sustukça uzaklaştı. o kadar uzaklaştı ki görünmez oldu. görünmez oldukça iyiden iyiye sustu. o sustukça sesler çoğaldı. herkes daha çok konuştu. denizde dalgalar konuştu, gökyüzünde gök gürültüsü, yer konuştu sonra gök konuştu, sonra yanardağlar konuştu patlaya patlaya, hep bir ağızdan konuştular."
Suskun
SuskunBetül Altaylı · DKY Yayınevi · 202119 okunma
208 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
“Yanardağlar taşları,ihtilaller de insanları fırlatır.”Eserin başında Victor Hugo’nun bu çarpıcı sözü yer alıyor. Eserin başkahramanı Sami Baran ‘ın üniversitede tanıştığı ve evlenme hazırlığı yaptığı Filiz, örgüt üyesi olduğu gerekçesiyle güvenlik güçleri tarafından vurulur. Filiz’in ölümünün ardından durumu kapatmaya çalışan bir bakan, Sami’ye işkence eder ve siyasetin yaşattığı travma sonucu kahramanımız mülteci olarak Stockholm’e yerleşir. Ve köklerinden sökülüp ,kaderlerine terk edilmiş şaşkın mülteciler için intikam zamanı gelmiştir.Kültür çatışmasının merkeze oturtulduğu eserde ana dilin öneminin de altı çizilmiş. Eserin iki farklı anlatıcı tarafından anlatılması da kitaba inandırıcılığı artırmış.Yunus Nadi Roman Ödülü’nü fazlasıyla hak eden Livaneli eserini okumanızı tavsiye ederim. “Hiç kimsenin toprağın­dan tamamen kopmasına imkân yoktu. Ağaçlar, bitkiler gi­bi o toprağa dikilmiştik.Sürgünün en kötü yanı da buydu.Doğaya aykırıydı sürgün.Bu yüzden hepimiz perişan olmaya yazgılıydık.Mutlu sürgün yoktu ve olamazdı.”
Bir Kedi, Bir Adam, Bir Ölüm
Bir Kedi, Bir Adam, Bir ÖlümZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 202124bin okunma
200 syf.
10/10 puan verdi
·
15 günde okudu
Belki de tek bir kıvılcım bekliyor içimizdeki ümmet ateşini tutuşturacak cesaret. Bu kitapta o kıvılcımı arıyorsanız müjde kıvılcım beklediğiniz bu eser yanardağlar barındırıyor sinesinde öyle güçlü parlıyor ki varlığı bile nice zihinlerde deprem etkisi yapıyor. Engellenmeye çalışılıyor komik laflar eşliğinde binlerce yıl ceza verilmiş yazan yiğide o cevabımız bir tebessüm bir kaç kelime sizler bu kadar süre burda kalacağınızı mı sanıyorsunuz sonra göz yaşları ile atılan kahkahalar mermi gibi saplanıyor düşman beynine. Bilinmeli ki böyle islam kahramanlarının hikayeleri kendi bedenleri çürüse bile kalplerimize bıraktıkları izler asla silinmeyecek. İzleri kalplerinde en yakışır şekilde tutanlara selam olsun.
Yoldaki Mühendis
Yoldaki MühendisAbdullah Galib Bergusi · Ekin Yayınları · 20244,631 okunma
143 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 saatte okudu
Jean-Louis Fournier bu kitapta insanların mutlu olmasından rahatsız olmaya başlayan tanrının, insanları mutsuz edecek kötülükler yaratmasını anlatıyor. İsmi muzip (şakacı) olmasına rağmen hiç de şakacı bir tanrı yazmamış. Tamamıyla işkenceden hoşlanan, ölümlerden zevk alan, insanların acı cekmesinden haz duyan bir tanrı yazmış. Bu tanrının bir de yardımcısı var Aziz Pierre. Kendisi de pek geri kalır değil. 143 sayfa boyunca sürekli bir şeyler yaratıyor: araba kazaları, nüfus patlaması, seller, yanardağlar, sinekler, uzun ve kavurucu yaz sıcakları, horlamak vb. onlarcası. Yine Fournier'den Dul kitabını okumuştum. Çok etkilenmiştim burada onu da öveyim istedim, maalesef Muzip Tanrı, Dul kitabına yaklaşamamış. Kitap iki saatte bitiyor, oldukça kısa. Bir çırpıda okunabilir.
Muzip Tanrı
Muzip TanrıJean-Louis Fournier · Chiviyazıları Yayınları · 2006269 okunma
Reklam
18 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.