Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ateş*
Ateş maddeden doğar ve giderek daha hafif, hava benzeri bir maddeye dönüşür, kökündeki kırmızı veya mavimsi alevden zirvedeki beyaz aleve geçer oradan da duman olup kaybolur... Bu anlamda ateş doğası itibarıyla yükselme eğilimine sahiptir, aşkınlığı çağrıştırır, ama bir yandan da, belki de yeryüzünün derinliklerinde yaşadığını ve sadece yanardağlar uyandığı zaman patladığını bildiğimiz için, cehennemvari derinliklerin de simgesidir. Ateş hayat demektir, ama sönüşünün ve sürekli kırılganlığının da deneyimi anlamına gelir.
Sayfa 69 - DoğankitapKitabı okuyor
Yanardağlar gibi tütüyor, kuvvetli rüzgârlar gibi esiyordu şimdi.
Sayfa 62
Reklam
Düşman, üzerime gülle değil, yanardağlar, kuyruklu yıldızlar atsa yine ölmeyeceğim.
Sayfa 15 - PanamaKitabı okudu
Yanardağlar taşları, ihtilaller de insanları fırlatır. Aileler çok uzaklara gönderilir, kaderleri ülkelerinden ayrı düşer, topluluklar dağılır. Bulutlardan düşüyor gibi olurlar; şunlar Almanya'ya, bunlar İngiltere'ye, berikiler Amerika'ya... Gittikleri ülkenin insanlarını şaşırtırlar: Bu yabancılar nereden geliyor böyle? Onları püskürten, şurada tükenmekte olan yanardağdır. Bu göktaşlarına, bu atılmış ve kaybolmuş insanlara, bu talihin es geçtiklerine çeşitli adlar verilir; onlara göçmen, mülteci, maceracı denir. Kalırlarsa sineye çekilirler, giderlerse sevinilir. Kimi vakit, bunlar kesinlikle zararsız yaratıklardır... Ne kin duyarlar ne de öfke, şaşkındırlar. Yapabildiklerine kök salmaya çalışırlar. Kimseye zarar vermezler, başlarına gelenlerden de hiçbir şey anlamazlar.
"Susuz kalsam yanan çöllerde, can versem elem duymam Yanardağlar yanar bağrımda, ummânlarda nem duymam Alevler yağsa göklerden ve masseylesem duymam Cemâlinle ferahnâk et ki yandım yâ Rasûlallah." Allah'ım... Şu cümleleri yazdıran Aşk-ı Rasûlullah'ı nasip et. Bize Habîbi'ni, Habîbi'ne bizi sevdir. Sevdiklerini sevmekten başka sevgilerde yorma kalplerimizi. Hamdlerin en güzeli Sana, salât-u selâmların en sonsuzu Habîbi'ne olsun 🤍
Bize Bu Yapılır Mıydı?
Günlerden bir ekim sabahıydı. Hava soğuk ve kasvetli... İşe gittim ama her zaman ki sıkıcı ve yorucu insanoğlu ile ilgilenmek çok daha canımı sıkmıştı. Zaten Firuze'de tek satır söylemeden beni terk edip askerden yeni gelmiş yağız delikanlıya kaçmıştı. Canım patlayacak sandım, yanardağlar gibiydim. Ama dışım öyle hüsran, öyle sıkkındı. Sahile
Reklam
“Vatanda senin gibi bir kız görmek,sana sahip olmaktan da büyüktür.Hem…Emin ol,düşman üzerime gülle değil,yanardağlar,kuyrukluyıldızlar atsa yine ölmeyeceğim.”
Çünkü iyi temizlenmiş yanardağlar püskürmeden, yavaş ve düzenli bir şekilde yanar. Volkanik püskürmeler ise ocaktaki alevler gibidir.
Kendi su yolunda akan küçücük suyum Durmadan yüreğimi kanatan ince sızı İçinde yanardağlar devinen durgunluğum
Reklam
Bizde devalüasyon yoktu Hayatımızdan altı sıfır atamazdı kimse. Yanardağlar asla küçültmezdi kendilerini.
Sayfa 42 - MetisKitabı okudu
Yanardağlar taşları, ihtilaller de insanları fırlatır. Aileler çok uzaklara gönderilir, kaderleri ülkelerinden ayrı düşer, topluluklar dağılır. Bulutlardan düşüyor gibi olurlar; şunlar Almanya’ya, bunlar Ingiltere'ye, berikiler Amerika'ya... Gittikleri ülkenin insanlarını şaşırtırlar: Bu yabancılar nereden geliyor böyle? Onlar püskürten, şurada tütmekte olan yanar dağdır. Bu göktaşlarına, bu atılmış ve kaybolmuş insanlara, bu talihin es geçtiklerine çeşitli adlar verilir; onlara göçmen, mülteci, maceracı denir. Kalırlarsa sineye çekilirler, giderlerse sevinilir. Kimi vakit, bunlar kesinlikle zararsiz yaratıklardır... Ne kin duyarlar ne de öfke, şaşkındırlar. Yapabildiklerime kök salmaya çahışırlar. Kimseye zarar vermezler, başlarına gelenlerden de hiçbir şey anlamazlar.
Ölmedin; daha aklı başında biri de olmadın. Gözlerini kavurucu güneşe çevirmedin. İkinci sınıf iki yaşlı aktör seni aramaya gelmediler, sana yapışıp üçünüzden ikisini ortadan kaldırmadan birinizi yok edemeyecekleri bir bütün oluşturmadılar seninle. Bağışlayıcı yanardağlar seninle ilgilenmediler.
Sözümü keserek, "Bu sonun başlangıcı olsa gerek," dedi. "Sonun! Yüce Tanrı'nın gazabının büyük günü geldi! İnsanların dağlardan ve kayalardan üstlerine yıkılıp kendilerini saklamalarını -tahtta oturan Tanrı'nın yüzünden saklamalarını- dileyecekleri o gün geldi!" Durumu kavramaya başlamıştım. Uzun uzun mantık yürütmekten vazgeçtim, güçlükle yerimden kalktım, tepesine dikilip elimi omzuna koydum. "Korkaklık etme!" dedim. "Korkudan aklın başından gitmiş senin. Bir felaket karşısında yıkılıp gidecekse din ne işe yarar? Bir düşün bakalım, depremler ve seller, savaşlar ve yanardağlar bugüne kadar ne işler açtı insanların başına. Tanrı'nın Weybridge'i bütün bunlardan bağışık kıldığını mı sanıyorsun?.. Tanrı sigortacı mı, be adam!"
Sayfa 87 - 6. Basım: Nisan 2022 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
1.177 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.