Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İkbal'in Mehmet Akif'le olan pek çok benzer yanlarından biri, kendi milletlerinin gençlerine ve dolayısıyla bütün Müslümanlara vermek istedikleri mesajı kendi çocuklarına hitap ederek vermeleridir. Akif'in Asım'ı, İkbal'de en küçük oğlu Cavit'tir. Eserlerinde Cavit'e hitap eder ve ona bazı tavsiyelerde bulunur. İkbal'in bu tavsiyelerle birlikte dolayısıyla bütün Müslümanlar yapmak istediği dini ve ahlaki tavsiyelerdir.
Sayfa 198Kitabı okudu
Mehmet Akifin Asım'ı kimdir? Asım'ının nesli?
Asım romanı esasen diyaloglardan oluşur. Mehmet Akif ve Akife "Hocazadem" diye seslenen babası Tahir Efendi'nin talebesi" Köse İmam" karşılıklı olarak konuşurlar. Esere bir yerden sonra arka planda dahil olan iki görünmez kahraman daha vardır: Akif'in oğlu (Emin) ve Köse İmam'ın oğlu (Âsım) Gerçek ismiyle Ali Şevki Hoca olan yani lakabıylada (Köse İmam) Akif için içtiği su ayrı gitmeyen yakın bir dosttur ama Bekâr olarak ölmüştür, dolayısıyla evladı yoktur. Onu çok seven Akif,, Köse İmam'a Asım gibi gelecek nesillerin numune-i imtisali olacağını düşündüğü bir erkek evlad hediye eder "EDEBİ OLARAK" Dolayısıyla romanı Asım'daki dört karakterden sadece Asım kurgusaldır.
Sayfa 25
Reklam
Şu Boğaz harbi nedir? Var mı ki dünyada eşi? En kesif orduların yükleniyor dördü beşi. -Tepeden yol bularak geçmek için Marmara'ya- Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya. Ne hayâsızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı! Nerde-gösterdiği vahşetle 'bu: bir Avrupalı' Dedirir-Yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi, Varsa gelmiş, açılıp
Mısır'da iken Cenap Şahabettin'in Serveti Fünun'da çıkan "Safahat Mübdii" yazısını Eşref Edib kendisine gönderince Asım Şakir'e bir mektup yazmıştı. Mektupta "Okudum, koltuklarım kabardı, insan met olunmaktan hoşlanıyor vesselam. Vakıa Cenap'ın tasvir ettiği ''Safahat mübdii" ile benim hakiki
Akif eğer iyileşebilseydi Safahat'ın ikinci kısmını yazacak, Naim'i ve Süleyman Nazif'i konuşturacak, kendi felsefelerini ve düşüncelerini onlara söyletecekti. Hastalığı sırasında her gün gelip Kur'an okuyan Hafız Asım'a, Safahat'ın ikinci kısmında, "Bilhassa İstiklal Savaşı'nı tasvir edeceğim" demiş ve gözleri bir noktaya çevrilmiş, düşünceli ve mütereddit bir andan sonra ''İstiklal Savaşı 'm yaZfflak da benim salahiyetim dahilindedir. Ve bana teveccüh eden bir vazifedir. İnşallah biraz iyileşince ilk işim budur. " dememiş miydi?
(...) Âsım, bilindiği gibi Âkif'in gençlikte görmek istediğinin prototipidir. Âsım memleketin durumundan memnun değildir, bir takım haksızlıklar, yanlışlıklar yapılmaktadır. Arkadaşları ile bunu bilek gücü ile yani kaba kuvvetle düzeltmeye çalışır. Halbuki bu yolla memlekete faydalı olmanın imkânı yoktur. Bunun için, Âkif, Âsım'ı karşısına alır.
Atatürk Kültür Merkezi Yayınları
Reklam
...Cenaze kabre indiriliyordu, Akif'in son günlerinde hemen hemen her gün gelip Kur'an okuyan Hafız Necati ve Hafız İdris o güzel tesirli sesleriyle Kur'an okumaya başlamışlardı. Çok sevdiği, Mısır'da iken de sık sık mektuplaştığı, Fransızcasını ilerletmesi için ta oralardan yazdığı sayısız mektupla ısrar ettiği Hafız Asım Şakir de kabrinin başındaydı. Son günlerinde Asım'a: ederlerdi. "Asım evladım, bu çocuklar hep beni severler, beni görmek arzu Fakat onlara sen rehber oldun, buraya getirdin. Berhudar ol Yaptıklarından ziyade beni bunlar memnun etti. Allah hepinizden razı olsun. " demişti. Rus mültecisi hastabakıcı Mari'yi herkes hayretle seyrediyordu. Akif'in mezarının başına çökmüş durmadan ağlıyor, hafızlardan Kur'an okumalarını istiyordu. Çünkü aylarca süren bakıcılığı müddetince hastasını çok iyi tanımış, onun Kur'an'ı dinlemekten ne kadar hoşlandığını görmüştü. Üniversite gençliğinin gösterdiği büyük heyecan da herkese çok tesir etmişti.
Âkif Bey'in fikirleri gençler için faydalıdır. Safahat'ın bir parçası olan Âsım, Âkif'in nasıl bir gençlik istediğini açıkça ortaya koyar. Bugün memleketi hercümerç içerisinde bırakan bugünkü gençlik Asım'ı mutlaka okumalıdır.
Sayfa 102 - Kurtuba KitapKitabı okudu
Mehmet Âkif'in Safahat adı altında kaleminden süzülen 7 ciltlik eserleri arasındaki altıncı kitap (Asım)'a verdiği emek çok fazla ve pek kıymetlidir. Ankara'da Tacettin Mahallesi'nde tamamladığı bu cilde Yunan Harbi başında başlamıştır. Diğer yazıları hakkında büyük bir tevazu gösteren şair, Asım'ı şaheser olarak kabul ederdi. Aruz vezninin Türk edebiyatında bu kitapta vasıl olduğu tekâmülüne, zarafetine kendisi bile imreniyor, cidden sanatkârane işlediği manzumeleriyle iftihar ediyor, gurur duyuyor idi.
Sayfa 35 - Kurtuba KitapKitabı okudu
Ruhumun senden, İlahi, şudur ancak emeli: Değmesin mabedimin göğsüne nåmahrem eli." Hz. Peygamber'in okçusu" ve "Hamiyyü'd-debr" (arıların koruduğu şehit) lakaplarının sahibi ve şehid dü- şeceği zaman "Ya Rabb, günün evvelinde ben senin di- nini koruduğum gibi günün sonunda da sen benim ce- sedimi koru" diye dua eden mücahid sahâbi Asım bin Sabit (v. 3) radıyallahu anh'ı hatırlayıp onu örnek alsın düşüncesiyle Asım diye isimlendirmiş olabilir. Nitekim İstiklal Marşı'ndaki şu iki mısra, Åsım b. Sabit radıyallahu anh'ın anılan dileğinden alıntılanmış gibidir:
Sayfa 88
72 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.