Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kaculı Bahadır bir gece rüyasında gördü ki Kabl Han ağabeyinin koynundan bir yıldız çıktı ve yürüyüp gitti. Ondan sonra tekrar birisi doğdu ve kayboldu. Üçüncüsünde yine bir yıldız çıkıp sonra battı. Dördüncü yıldız Kabl Han'ın koynundan çıktı, çok nuranî olup dünyayı ışıklandırdı. Ondan sonra yeni birçok yıldız çıktı. Kabl Han onların her birisini bir vilâyet tarafına gönderdi. O nurani yıldız kaybolduğu zaman dünya aydınlığı onun ışığında sürekli olmaya başladı. Durum böyle iken Kaculı Bahadır uyandı ve yeniden uykuya daldı. Bu defa rüyasında gördü ki kendi koynundan bir yıldız çıktı ve kaybolup gitti. Ondan sonra tekrar bir yıldız çıktı ve battı. Sözün kısası yedi kere o hali tekrar gördü. Sekizinci defasında bir büyük yıldız çıktı, bu yıldız bütün dünyayı aydınlattı ve nurani kıldı. Ondan çok sayıda yıldız kollara ayrıldı, her biri etrafını ve çevreyi nuranî ışıklar ile aydınlattı. Çok sayıda yıldız battıktan sonra Kaculı Bahadır uykudan uyandı ve babasının yanına gitti. Gördüğü rüyayı babasına anlattı. Tümine Han bu durumdan çok mutlu oldu. Kabl Han haber gönderip oğlunu yanına çağırdı. Kaculı Bahadır, Kabl Han ağabeyine yaşadıklarını ve gördüğü rüyaları anlattı. Ondan sonra Tümine Han, bu rüyanın tabirini anlattı. Kabl Han neslinden üç kişi hanlığa yükselir. Kaculı Bahadır neslinden yedi kişi cihangir olur. Dünyanın dörtte biri uzun yıllar onun hâkimiyeti içerisine girer. Kabl Han'ın uykusunun tabiri Cengiz Han'ın saltanatının işaretidir. Kaculı'nın tabiri ise zaman ve zeminin sultanı Emir Timur-ı Gürgan'dır.
Sayfa 223 - Alankuva İlinin DurumuKitabı okudu
Günümüzde bu dehşet, bir Cengiz Han veya Hitler olarak ortaya çıkmak zorunda değildir; artık dehşet kendini iyilik, tebessüm ve ilerlemecilik maskesi altında açığa vurmaktadır. Hugo Ball (1919) şöyle yazmıştı: "Bilginin en yüksek prensip olarak ortaya çıktığı yerde coşku ve ruh muhakkak ölür..."
Sayfa 76 - Çitlembik YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
“Biz rüyaları gerçeğe dönüştürmek için doğduk...”
Bazıları insan hayatının önemli olduğunu sanıyorlardı.. ne lâf ya! Devlet bir sobadır ve yakıtı da yalnız insandır. Yakılacak insan olmazsa soba söner.
Yeryüzündeki bütün yaratıklar arasında Şeytanla hemen uyuşan, anlaşan tek yaratık insan idi.
Tipik modern zihin için bir şey mevcut haliyle değil, yalnızca nelere dönüştürülebileceği bakımından ilginçtir. Bu bakış açısından bakıldığında şeylerin önemli özellikleri, onların içkin nitelikleri değil faydalarıdır. Her şey bir alettir. Eğer bu aletin ne işe yaradığını sorarsanız, bunun başka aletler yapmaya yarayan bir alet olduğu ve bu başka
Sayfa 152Kitabı okudu
Reklam
Yeryüzündeki bütün yaratıklar arasında Şeytan'la hemen uyuşan, anlaşan tek yaratık insan idi...
Otrar'a doğru yol alıyoruz. Akşam alacasında Otrar'ı çekiyoruz. Ekibimiz yorgun ama inatla ve ısrarla çekmeye devam ediyoruz. Olağanüstü bir performans var hepimizde. Akşam güneşini çekiyoruz ve Otrar müzesine geçiyoruz. Müze girişinde ilginç bir kayık var, hiç görmediğim bir şekilde yapılmış. Tarihi hakkında bilgi almak mümkün değil. Otrar, Cengiz Han'a en fazla direnen şehir, altı ay teslim olmamış. Yusuf Kadir Han sonuna kadar savaşan bir komutan, Otrar kalesi şimdi kendi halinde bir yer. Gün batışını seyrediyorum Otrar kalesinde ve kerpiçten yapılmış en az beş metre kalınlığındaki duvarlara bakıyorum. Sonrasında Çimkent'e doğru uzanıp gidiyoruz, müthiş bir yagmur var. Geceye karışan yağmur ve şimşek seslerini yaşıyoruz. Türkistan'dan uzaklaştıkça, daha da büyüyor içimde mavi çinili kubbe ve sanki bütün gök kubbeyi örtüyor.
Sayfa 62
"Devlet bir sobadır ve yakıtı da yalnız insandır. Sönen, yanmayan sobanın da hiçbir yararı yoktur. Ama öte yandan da bu insanlar da devlet olmadan yaşayamazlar: sobayı tutuşturan , yakan onlardır. Sobayı yanar tutmakla görevli olanlar da onan yakıt temin etmelidirler. Her şey buna bağlı ."
Moğolların vahşi görünümlerini detaylı olarak anlatır: "Kalın hatlı burunları, tığ gibi keskin dilleri var. Çiy yiyerek yaşayabiliyorlar." Temuçin'i aç kalmış bir şahine benzetiyor ve şunları ekliyorlar: "Tüm vücudu leğimlenmiş bakır ve demirden yapılmış, ki hiçbir şey işlemiyor."
Sayfa 113 - KronikKitabı okuyor
Reklam
Toplum baskısı önemli olsaydı insanılık tarihinde önemli bilimsel sıçramalar yapılamazdı. Bu sırf bilimde değil, başka komalarda da böyledir. Mesela Rönesans'ta perspektifin keşfi. resim sanatını temelinden değiştirmiştir. Askerlikte Iskender, Cengiz Han, Timur ve Atatürk gibi dâhiler kendi zamanlarına kadar geliştirilen askeri yöntemleri terk ederek yeni yöntem ler geliştirmiş ve onun için zaferden zafere koşmuşlardır. Ata- türk'ün arkadaşlarının ne sıklıkta onun fikirlerine itiraz ettikleri malúmunuzdur. Atatürk de aslında tek başınaydı. Onun fikirleri, bizim devrimlerimizi ve Cumhuriyetimizi yarattı, bizi kulluktan insan seviyesine çıkardı. Kim ne derse desin bunlar. tek bir adamın kafasından çıkan fikirlerdi.
Cengiz Han'ın ölümünden sonra küçük oğlu Tuluy yeni kağanın seçimine kadar saltanat naipliği yaptı (1227-1229). 1229 İlkbaharında Kerulen Irmağı kenarında toplanan kurultayda Cengiz Han'ın vasiyeti doğrultusunda üçüncü oğlu Ögedey büyük han seçildi. Ogedey daha sonra merkezini Karakurum'a (günümüzde Harhorin) nakledince
Tatarların kültür düzeyinin pek düşük olduğu yolunda çok yayılmış bir inanç vardır. Bu inancın realiteye uymadığını sık sık belirttik. Cengiz Han'ın teşkilatçılık kabiliyeti sayesinde kurulan askeri feodal İmparatorluk, XIII. yüzyıl Moğollarının barbarlığı yolundaki inancı yalanlamağa yeter.
• CENGİZ HAN ( 1162 - 1227 ) Korkuyorsan yapma, yapıyorsan da korkma!
CENGİZ HAN ( 1162 - 1227 ) Saklanacak yerim kalmadı, ben de korkmaktan vazgeçtim.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.