Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
626 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Baştan başa insancıl bir Hristiyanlık anlatısıyla örülü, gizem ve korku öğelerinin öyküyü sürüklediği ve aynı zamanda belki de edebiyat tarihindeki en sağlam ve hayranlık uyandırıcı karakterlerden birini, Jane Eyre'i bize tanıtmış olan harika bir roman. Evet, evet tesadüf öğeleri günümüz anlayışımıza göre dalga geçilecek kadar yapay. Zaten
Jane Eyre
Jane EyreCharlotte Brontë · Can Yayınları · 201831,4bin okunma
Zamanın genç hali, kendini o vakit beğenmediği ama kağşayınca eski hallerine ve eski bitirdiklerine bakıp da “bir vakit ben böyle miydim,” dediği, etrafın da vakit o vakit ilken yani güneş tepede sular berrak ve o henüz o iken sesini düğümleyip oturanın da şimdi dönüp “evet o güzeller güzeli sendin, nasıl güzeldin bir bilsen,” dediği, dönüp de “niye vaktinde bildirmedin peki?” denilemeyen zamandan, çağın gizli, tanıkların suspus olduğu zamandan, yeni yaşanan zamandan, meçhulden, yani geçen zamandan elimize dört beş kitap, etnografya müzesinde kemik kalıntıları…. hâlâ arkamızdan kalan geçmişin ıslığı kaldı.
Sayfa 16
Reklam
388 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
#Okudum #KitapYorum #DiyarınKıyametiFilinGazabı #OktayVolkanAlkaya #KanonYayınları #TarihiRoman #388Sayfa #Kitabaaşıkokumayasevdalı Merhaba arkadaşlar, Bugün sizlere Kanon Yayınları'ndan çıkan, Oktay Volkan Alkaya'ya ait "DİYARIN KIYAMETİ FİLİN GAZABI" isimli tarihi romanla geldim. Yazarımızın yayınlanmış dört romanı daha
Diyarın Kıyameti : Filin Gazabı
Diyarın Kıyameti : Filin GazabıOktay Volkan Alkaya · Kanon Kitap · 202415 okunma
Efsaneye göre Cihangir Hanlığının genç Prensi Salim Şah, bir gün raksını görüp hayran kaldığı Anarkali isimli genç ve güzel rakkaseye âşık olur. Zaman geçer ve Prens Salim Şah gönlünü çelen bu güzel rakkase ile evlenmek ister ancak ülkesinin kuralları buna izin vermez. Bir prensin halktan bir kızla evlenmesi, hele ki bir rakkase ile evlenmesi
208 syf.
·
Puan vermedi
Çaresizlik tam olarak nedir sizce? Var olan imkanlara rağmen kullanamamak mı yoksa ufacık bir ihtimalde dahi imkanının olmaması durumu mudur tam olarak? Hiçbir koşulda kendinizi ait hissetmediğiniz bir hayata mecbur bırakılsanız haliniz tam olarak nasıl olurdu hiç düşündünüz mü? Muhtemelen çoğunuzun cevabı böyle bir durumun oluşmasına asla izin vermem veya bulunduğum ortamı terk ederim olacaktır, gelin görün ki durum hiç öyle bahsedildiği kadar kolay değil. Zaten işler insan dünyasında ne zaman kolay ve anlaşılır oldu ki o da ayrı bir detay, neyse bu başlık başka bir zamanın konusu olsun. Fedakarlık yapmak, ödün vermek veya hiç istemediğin bir kişiliğe bürünmek; sırf dahil olmak, ait hissetmek ya da birilerini mutlu etmek için. Kulağa nasıl da korkunç geliyor. Sebep ne olursa olsun eminim hepimiz en azından bir kere olsun bu hissi yaşamıştır. Güzeller güzeli Suzanne’nin durumu da bundan çok farklı değildir. Mahkum olmuş, esir alınmış, maruz kalmanın sancısıyla yıllarını geçirmiş dört duvar arasında yaşatılan eziyetler de neyin cabası bilinmez tabii. Şu an karşımızdaki eser bir mutsuzluklar kitabıdır aslında. Kilise camiasına koca bir saldırı niteliğinde olan eserde; aslında dini öğretiler ışığında nasıl karanlık gerçekler yer aldığını da gösteriyor bizlere. Henüz yazarın kalemi ile tanışmadıysanız; klasikler arasında yer Rahibe’ye kesinlikle okuyun (!)
Rahibe
RahibeDenis Diderot · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2019787 okunma
Dertlerin büyüğü...
Yirmi yaşında iken on dört yaşında yeryüzünde bir melekle evlenmişti ve sanki bir rüya görmüştü. Bir sene sonra o melek beşikte bebek bırakıp uçmuş, gitmişti. Sebati Efendi cünun sahrasına birkaç kere gidip dönmüştü. Meleğin yadigârı bebek kızdı, billursan bir gül goncasıydı. Sebati Efendi adını "Nazike" koydu ve haftalar, aylar, yıllar boyunca elleri mi, ayakları mı, saçı mı, kaşı mı, gözü mü, hali mi, edası mı, yüzündeki gamzesi, yanağındaki beni mi,neresi anasına benzeyecek diye bekledi. Nazike anasına benzemedi ama bir başka melek oldu. Sebati Efendi'yi de bu sefer bir başka dert sardı: Güzeller güzeli kızını kocaya vermek.
Sayfa 87 - Doğan Kitap
Reklam
O gün hayatımın tamamı ile değiştiği gündü. Babam ile aramızdaki bağı en baştan inşa etmeye başlamıştım. Uyumak üzereyken ise Nisan'dan aldığım güzel mesaj içimdeki huzuru tamama erdirmişti. "Kumru Kuş'um. Uraz bizi durumlardan haberdar etti. Baban onunla yaşamanı istemiş ama sen her zaman bil ki burası sonsuza kadar senin de evin olacak. Evini bulamamayı en iyi bilenlerdenim. Dört duvar arasında sevilmemeyi de en iyi bilenlerdenim. Ama emin ol, burası her zaman senin de evin olacak ve burada, bu dört duvarın arasında hep sevileceksin. :) Öpüyorum güzeller güzelim. Herkes sana bol bol sevgisini gönderiyor. Özellikle Uraz :) Biraz da morali bozuk, haberin olsun! Sanırım sen gittiğin için... Ne zaman istersen yaz ve ara! Görüşürüz! Seni seviyoruz!"
208 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Servi'nin hikâyesi bu, Suna' nın, Zemzem'in, Yeter'in belki de Bedriye' nin. Elmas'ın hikâyesi olacaktır, benim, senin kimin ihtiyacı varsa onun hikayesi olur. Yaşam enerjisi ve imanı tükenmiş, tüketilmiş ve özünü arayan Suna'nın, on dört yaşından beri çektiği çilelerin hesap vakti geldi diye gülen ve kocası tarafından 'döve döve' öldürülen Yeter'in hikâyesi. Uğursuz doğduğuna ve öyle olduğuna inanılan, bu yüzden başına gelen kötülüklere kimseyi inandıramayan, köyünden sürüldüğünde de Fırat'ı zemzemleyen Zemzem'in hikâyesi bu. Fazla sevginin, başka birinden görülen sevgisizliği örtmediği gibi karşısındakini kine boğan ona gösterdiğin sevgiyle seni öldüren, oğlunu anaya düşmanı eden Bedriye'nin hikâyesi. Servi Nine'nin, Servi'nin hikâyesi... Dedik ya hayat sonlardan ibaret diye onun sadece ik mutlu sonu oldu. Sonrası zulüm, haksız yere yenilen dayaklar ve kim bilir belki de 'bir anlık öfke krizi' ile yitirilen bir can onun hikâyesi. Şimdi sıra Elmas'ınkinde sonra belki benim ve sonrada senin... Mutlu sonlarımızın Servi'ninkinden çok olması dileğiyle.
Servi Nine ve Üç Güzeller
Servi Nine ve Üç GüzellerArlin Çiçekçi · İthaki Yayınları · 0348 okunma
280 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
“Güzellik! Daha arkanı dönmeden geçip giderdi.” İngiliz toplumuyla ilgili hepimizin hemfikir olduğu bir konu vardır; o da genelinin soğuk bir mizaca sahip olduğu, duygularını göstermekten bir hayli kaçındığı yönündedir. İklimi soğuk olduğu gibi insanları da soğuktur denir. Bilemiyorum, bilenler söylesin gerçekten de öyleler mi? Bayan Wilkins
Büyülü Nisan
Büyülü NisanElizabeth Von Arnim · İş Bankası Kültür Yayınları · 2021522 okunma
520 syf.
·
Puan vermedi
·
11 günde okudu
1591 yılı kış ayları, İstanbul. İki erkek çocuğu annesi, güzeller güzeli Şeküre’nin kocası dört yıldır savaştan dönmemiştir. Çocukluk aşkı, yeğeni Kara ise aşkını açıkladığı için evden kovulmuş ve ancak on iki sene sonra İstanbul’a dönebilmiştir. Döner dönmez de hala çok sevdiği Şeküre ile evlenmenin yollarını arar. Babası ve iki çocuğu ile
Benim Adım Kırmızı
Benim Adım KırmızıOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 202316,2bin okunma
806 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.