Hislerimin köreldiğine delil aramıyorum artık. uyurken rahatım. Uyuyamıyorum. Cümlenin başında kurduğum son hiç de öyle hayalimdeki gibi olmayacak biliyorum, bu yüzden cümlemi yarıda kesiyorum. Yarım cümlelerle beni anlayabilir misin? Aslında boşver gitsin. Anlayıp anlamaman umrumda değil. Hiçbir şey umrumda değil. Post-üzüntünün bizi getirdiği
Atatürk'e göre, "ruhu ve fikri birtakım dar kalıplar içine sokmak ve iradeyi, adet, görenek ve ahlaki düstur diye birtakım katılaşmış, paslanmış kayıtlarla haksız yere kötürümleştirmek, hülasa fertlerin hürriyetini herhangi bir zor ve tazyikle örselemek" vicdanın kabul edemeyeceği bir adaletsizlik, mantıksızlıktı.
Reklam
Her akşam gözlerimde alevler coşar deniz kabukları gibi umutsuz hiçbir yere çıkmayan boş sokaklar boyunca. Yanağını yaslarsın kimyasal maddelerin solunumuna uzaklarda kara lambaların aydınlattığı bir sahil görürsün yaprak gibi mobilyaları olan piyanoları bulutlar gibi meydanlara yayılan kapanma saatinde her zaman dışarıda kalan ellerimde bir yabancının tüylü eldiveniyle yirmi yaşıma dokunmaya kalkarım Gökte diken gibi bir göz uyuyan yıldızlarla dolu bir su testisi.
Deniz kıyısında oynuyorlardı, sonra dalga geldi ve oyuncaklarını ellerinden alıp derinlere çekti: şimdi ağlıyorlar. Oysa aynı dalga yeni oyuncaklar getirecek onlara ve rengârenk yeni deniz kabukları yığacak önlerine!
Bilemiyorum hangi gökdelenin tuğlaları arasındadır El ele yürüdüğümüz Ve seni İlk kez öptüğüm O kuytu kumsal Ama duyarım Bir mısır tarlasının Yüreğindeki telaşı Görülünce dağın ardından Kentin ilk gökdeleni Daha kamyonlar dolusu Kümelenir inşaat önlerinde Ayıklanır deniz kabukları Yok edilir gibi Bir cinayetin izleri
Bir saadet denizi içinde felaketlerden kurtul­muş perişan bir sandal gibiyim. Yelkenler pa­ramparça, sandal su içinde. Hayır, sandalcı gibi­yim. O, ömrümde bir daha tutamayacagım, sey­rine doyamayacagım bir deniz mahluku gibi. Yo­sun ve deniz kabukları kokuyor. Onu bana geti­ren sebepler ne olursa olsun, bu battaniyenin üs­tündeki resimli dergiye dalmış harikulade netice, beni dostluklara, sevdalara, yirmi yaşlara, sıh­hatlere ve saadetlere, arkadaşlıklara ve huzurlara salan netice, karşımda işte. Daha ne isterim
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.