Kırmızı ve Siyah, Lucien Leuven, Parma Manastırı... kötü muameleye maruz kalmış köylünün oğlu Julien, nazlı yetişmiş bir markiz olan Fabrizio ve bir bankerin oğlu olan Lucien Leuwen... Bu üç genç insan, yazgıları, ırkları ve karakterleri farklı da olsa duygusal açıdan kardeştir: Yaratıcıları [Stendhal] kendi doğasındaki romantizmi onlara aktarmış ve onlarla geliştirmiştir. Aynı şekilde onların üç karşıtı Kont Mosca, banker Leuwen ve Kont de la Môle de aslında tek bir insandır, yani Henri Beyle'dir, ancak tepeden tırnağa bir entelektüel, olgun, mantığın röntgen ışınlarının tüm idealleri yakıp kül ettiği, kökünü kuruttuğu akıllanmış ihtiyar bir adam. Bu üç karşıt insan, hayatın o genç insanı ne hale getirdiğini, bu her şeyden coşku duyan insanın her şeyden bıktığını ve yavaş yavaş her şeyi anlamaya başladığını ("exalté en tout genre se dégoûte et s'éclaire peu à peu") görür. Bu üç erkeğin kahramanlığa duyduğu hayranlık bitmiştir. Üstün taktikler ve pratik yollar büyüleyici bir sarhoşluğun, soğuk bir oyun isteği de gençliklerindeki tutkularının yerini almıştır. Dünyayı yönetenler onlardır; Kont Mosca bir prensliği, banker Leuwen borsayı, Kont de la Môle diplomasiyi yönetir, ancak yönettikleri kuklaları sevmezler ve insanları, onların çok yakınında oldukları için, sefilliklerini çok açık bir şekilde gördükleri için küçümserler.