Müslümanların namaz kıldıkları ve oruç tuttukları zaman mutlaka evliya olmaları şart değildir. Onlar bilakis alelâde, hayatın zevklerine mütemâil insanlardır. Namaz ve oruç onları yukarıya doğru çekerse de onlar yine iliklerine kadar insandırlar. Yani fiilî hayata iştirak edip tekrar tekrar ona dönerler...
İslam'ın böylece hem fiziki hem manevi hayatı sürdürmek veya Kur'an'ın dediği gibi bu dünyadan nasibini unutmadan ebedî hayat için yaşamak şeklinde tanımlarken diyebiliriz ki, bütün insanlar bilinçli veya bilinçsiz olarak olası birer müslümandırlar.
"Eğer İslâm bu ise, o zaman biz hepimiz İslâm içinde yaşıyoruz demektir." J.W.Goethe
Her ne kadar Türkçe Hint- Avrupa dil ailesine mensup olmasa da tarih boyunca bu dillerin konuşulduğu memleketlerde ticaret, denizcilik vb. ilişkiler sebebiyle dilimize başta Farsça olmak üzere bazı Batı dillerinden sözcükler girmiştir.
Bu dil ailesinin (Hint-Avrupa) doğu kolunda Farsça ve Hintçe , batı kolundaysa İngilizce, Almanca, İtalyanca , İspanyolca, Fransızca , Rusça, Bulgarca .. gibi diller yer almaktadır.
Biri doğu biri batı kolunda olsa da söz gelimi Farsça ve İngilizce arasında çok fazla ortak sözcük bulunmaktadır.
Farsça : Sitare İngilizce : Star
Farsça : Mader İngilizce : mother
Farsça : Peder İngilizce : father
Farsça : Duhter İngilizce : daughter
Farsça : Bed İngilizce : bad
Farsça : Birader İngilizce : brother
Onca işin gücün arasında zar zor bitirdim kitabı. Anlaşılması zor, tuhaf ve sıradaşı bir kitap. Muhtemelen bu yüzden ilgi gördü ve popüler oldu.
Kitabı beğendim mi beğenmedim mi ben de bilmiyorum. Çok bir şey anlayamadım ama beni öyle büyülü bir evrene soktu ki afalladım. Ben afallamadım ben iyi bir okuyucuyum ve bu esrarı çözmeliyim dedikçe
Batılı bilgin, "kitap değiştirildi" şeklinde bir iddiada bulunursa noktasından virgülüne kadar değişen her sözcüğü, aslını ve sahtesini oraya koyar, kanıtlar. Doğulu hoca İncil, Tevrat değişti der arkasını getiremez. Batı, belge, arkeoloji, kanıt demektir.
Doğu ise rivayet, masal.