Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Büyümeye başlayınca insanın aklı her şeyi daha net görüyor. Benim için bu dönem ergenlik yıllarım oldu, on yedi, on sekiz yaşlarım falan. Büyüyen bedenimle birlikte gelişen beynim acı gerçekleri çat diye vurdu suratıma. Yıllardır 'annem babam beni istesin, varlığımı keder gibi değil kutlu bir haber gibi görsünler' diye didinen ben, anneme babama gram yaranamamış ben, çocukluğum bir adım boyu yol alamadığım bir uğurda harcanmış olan ben, evin stres topu, dayak arsızı, semer yükleneni, eşek sıpası yine bendim.
Ondan hoşlanıyordum tabii ki ve kız arkadaşım olduğu için de minnettardım. Eğer benimle olmamış olsaydı, ergenlik yıllarım kupkuru ve renksiz geçecekti.
Reklam
Çocukluğum pop çağı, ergenlik yıllarım arabesk çağı, gençlik dönemi rock çağı, malumunuz şimdi orta yaşımda Blues çağındayım ve ileri yaşlarımı da jazz ya da klasik müzikle tamamlayacağım.
İnsan aşk acısı çekerken ne aptalca, ne çocukça şeyler düşünüyor! Bir kırılgan ergenlik, bir hülyalı, hicranlı hal gelip yerleşiyor aklının, dimağının tam ortasına. O mu daha uzak artık, yoksa lise yıllarım mı, diye geçirdim aklımdan. İkisi de dönmemecesine geçti gitti neticede.
Tolstoy
Beş yaşında bir çocuğun yanına yetmiş beş yıl unutamayacağı bir manzarayı koyuyorlar: Ölü bir kadın. Hayatın sıcaklığını taşıyan çocuk, ölümün soğukluğunu taşıyan kadına bakıyor: Annesi! Öyle bir çığlık atıyor ve kaçmaya başlıyor ki bir daha kendisini hiç kimse durduramıyor. Bir ayna gibi taşıdığı günlüğünü ayırmıyor yanından. Ne zaman kendisinde
Sayfa 68
İnsan aşk acısı çekerken ne aptalca, ne çocukça şeyler düşünüyor! Bir kırılgan ergenlik, bir hülyalı, hicranlı hal gelip yerleşiyor aklının, dimağının tam ortasına. O mu daha uzak artık, yoksa lise yıllarım mı, diye geçirdim aklımdan. İkisi de dönmemecesine geçti gitti neticede. Daha fazla saçmalayamadan garson geldi neyse ki, elindeki çay dolu tepsiyle, “Abi, çayım yeni, vereyim mi?” dedi. Kafamı salladım, konuşmadan. Yaşlanmanın en güzel yanı bu, konuşmadan baş hareketleriyle anlatabiliyorsun neyi isteyip ne istemediğini.
Reklam
"Beni, gençlik düşlerimin de çocukluk ve ergenlik yıllarındaki gibi çocukça olmasına bakarak hor görmeyiniz. Şundan eminim ki, eğer çok uzun yaşar, bu öyküm de benimle birlikte yaşayacak olursa, yetmiş yaşında bir ihtiyar olduğum zaman bile hayallerim aynı şimdiki gibi çocukça olacaktır."
Sayfa 14 - Engin Yayıncılık 1997, Çeviri: Ahmet EkeşKitabı okudu
Benim adım Feridun' dan
İnsan aşk acısı çekerken ne aptalca, ne çocukça şeyler düşünüyor! Bir kırılgan ergenlik, bir hülyalı, hicranlı hal gelip yerleşiyor aklının, dimağının tam ortasına. O mu daha uzak artık, yoksa lise yıllarım mı, diye geçirdim aklımdan. İkisi de dönmemecesine geçti gitti neticede
Sayfa 20 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Beş yaşımdan itibaren babamın cinsel istismarına uğradım. Büyüdüğümde bu durumdan kurtulmaya çeliştim. Anneme anlattığımda bana inanmadı. Polise gidemezdim çünkü babam polisti ve oradaki nüfuzu genişti. Küçük bir kıza kim inanırdı? O yıllarda böyle şeyler sır olarak kalıyor, kimse konuşmuyordu. Ayrıca sesiz kalmazsam babam beni göndermekle tehdit etmişti. yapardı da. Allah bilir beni nereye gönderirdi. Ergenlik yıllarım boyunca çok acı çektim. Bugüne kadar gördüğünüz en feci sarhoş ve fahişe olmak üzereydim. Babamdan ve adamlarından kurtulmak için evden kaçtım ve evlendim ama beni hala rahatsız etmeye devam ediyordu. Ben yirmi beş yaşına geldiğimde bile hala bana gizlice sokuluyordu. Evliliğim elbette ki başarısızlığa uğradı. Asla kurtulamayacağımı düşünüyordum. Batıyordum ve orada öleceğimi hissediyordum. Bir süre sonra bulunduğum durumdan çıkmaya çalışmayı bıraktım ve hayatımı barlarda başka erkeklerle geçirmeye başladım. Aslında kendimi öldürebilirdim. Bu karmaşadan kurtulmak için bu düşünceyi aklıma sıkça getirdim. Hiç kimse yada hiçbir şey için gerçek bir sevgi hissetmiyordum. Varlığım için hiçbir neden görmüyordum. Hiçbir şey yararım dokunmuyordu. Hiçbir yere varmıyordum. Sadece zamanımı barlarda geçirip eğlence olduğunu düşündüğüm şeyleri yapıyordum.