Bütün bu sapkınlıkların karşısında Allah, elbette nurunu tamamlayacaktır ancak en korkacağımız şey, o safa dahil olmamak olmalıdır. Peygamber Efendimizin (sav) veda hutbesinde veda hutbesinde geçen, " Ey mü'minler! Size bir emanet bırakıyorum, ona sımsıkı sarılıp uydukça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. O emanet Allah' ın kitabı, Kur' an-ı Kerim' dir!" sözü hiç olmadığı kadar değerlidir.
İnsanların, kitabın anlamından uzaklaşıp hurafeler ve riya içinde kurtarıcı kılıklı yemlerin peşinden bu kadar sağlam koştuğu görülmüş olacak ki bugün en koyu müslüman görünümlü Türkçe konuşan hocalar, aslında tam bir Yahudi ajanı gibi iş yapıyor ve tam anlamıyla gizli bir dinsizleştirmeye hizmet ediyor. Her biri " din" adına atıp tutarken, İslâmcı görünüp Kudüs ve Filistin zulümlerinde İsrail' e küfrederken aslında tam anlamıyla İsrail' e ve onların planlarına hizmet ediyor. Bunun için özel yetiştiriliyor, önleri açılıyor ve uzun soluklu görevlerde bilerek ve bir amaç uğruna tutuluyorlar. Bu dinsizleştirme projelerinin özel isimleri; bazen cemaat lideri, bazen bir yazar, fenomen veya siyasetçi... Her alanda ve her amaç için her yere çok uzun yıllar önce bile özel olarak konuşlandırılmış olabilirler. İşimiz her zamankinden daha zor.
Ne zaman ders alacağız?