Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
YILMAZ ÖZDİL ( SÖZCÜ GAZETESİ KÖŞE YAZARI) kaleminden.
CUMHURİYET MUCİZEDİR 29 Ekim 1923 sabahı Nüfus 13 milyondu, 11 milyon kişi köyde yaşıyordu. 40 bin köy vardı, 37 bininde okul yoktu, postane yoktu, dükkan yoktu. 30 bin köyde, yani her dört köyün üçünde cami yoktu. Traktör sayısı sıfırdı, biçerdöver sayısı sıfırdı, karasaban vardı. Ayçiçeği üretimi yoktu, şeker üretimi yoktu, ekmeklik un bile
432 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Ve biliyorum, rüyalarım bile seni getirmeyecek bana
Doğrusunu söylemek gerekirse kitabı okumamın sebebi kapağını beğenmiş olmamdı. Kapağı ve yanındaki ayraçları çok güzel tasarlanmıştı.. İçindeki çizimler zaten muazzamdı, dolayısıyla sizi kendine çekiyor kapak tasarımı. Kitabın içeriğine gelecek olursak, klişe bir hikayeydi ama kendini okutuyordu. Bilirsiniz bazı kitapların sonu başından bellidir.
İzmarit
İzmaritCemal Latifoğlu · Ephesus Yayınları · 2024204 okunma
Reklam
Loş ışıkta okumak gözü bozar mı? Çocuklar battaniyenin altına girip el feneri ile kitap okumayı çok severler. Belki de bu şekilde gerçek dünyadan uzaklaşıp kitaptaki dünya ile bütünleştiklerini hissederler. Büyüyüp gözleri bozulduğunda da bunu eski çocukluk alışkanlığına bağlarlar. Annelerin çocuklarını en sık uyardıkları hususlardan biri de
Sayfa 85 - AykırıKitabı okuyor
Diriliş
Yeniden başlamak yazma sanatına Kat kat olup açılmak gök katına İndirmek yeryüzüne Allah'ı rahmetini Bir gül gibi sunmak dünya saltanatına Yeni bir zamanı indirmek kılıç gibi Günes saatine geceler saatine Varmak Rabbani ile çileye katıp çile Muhyiddin-i Arabi ve Mevlâna hakikatına Gökyüzünü dolduran meleklerin sabrıyla Kaldırmak aşk kadehini insanlık sıhhatına Harfleri ve sesleri sözleri kelimeleri Kitapları getirmek Peygamber fıtratına Merhameti ruhun en iç musikisi yapmak Ve ölümü çevirmek diriliş hayatına (1982)
Konuşurken harfleri tek tek çıkarmak... Yürürken, yavaş ve sükûnet içinde olmak... Göz göze gelindiğinde, çocuğun gözlerine dokunacak kadar sakin bakmak... Bunlar, edinerek öğrenmenin olmazsa olmaz prensipleridir. Kalıcı öğrenmenin önündeki en büyük engel, çocuğu hızlandırmaktır. "Haydi, haydi... Çabuk, çabuk... Herkes yaptı, bir sen kaldın," gibi baskılar, çocuğu psikolojik olarak gerdiği gibi bilginin içselleşmesinin de önünü kapatır.
Bana kalan tek şey bu harfler. Hikayelerimi anlatacağım 26 arkadaş. Tek ihtiyacım olan 26 harf. Onları bir araya getirip okyanuslar ve ekosistemler yaratabilirim. Onları bir araya getirip gezegenler ve güneş sistemleri oluşturabilirim. Harfleri kullanarak benim için bu dört duvardan daha gerçek gökdelenler, insanlar, yerler, eşyalar ve fikirlerle dolu metropol şehirler inşa edebilirim. Yaşamak için harflerden başka bir şeye ihtiyacım yok. Onlarsız ben olmazdım. Çünkü yazdığım bu sözler, hala yaşadığıma dair sahip olduğum tek kanıt.
Sayfa 102 - Dex YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
68 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
40 şiir ve bir (dize) / Haydar Ergülen
Haydar Ergülen
Haydar Ergülen
40 Şiir ve Bir
40 Şiir ve Bir
“gözlerimizi uzaklıklar değil ki yalnız / göze alamadığımız yakınlıklar da acıtır” 1980 sonrası Türk şiirinin önemli isimlerinden olan Haydar Ergülen’in ilk şiir kitabı 1981’de “Karşılığını Bulamamış Sorular” adıyla yayımlanır. “40 Şiir ve Bir” ise 1997’de yayımlanmış. Kitap, Necatigil Şiir Ödülü (1997), Cahit Külebi Şiir
40 Şiir ve Bir
40 Şiir ve BirHaydar Ergülen · Kırmızı Kedi Yayınları · 2020891 okunma
ahlaksız bir teklif kulağımda çınlıyor -yaşamak çok güzel, belleğim harfleri tek tek yokluyor bir varmış bir bitmiş hayat dar sokaklar adresime örseli unutulmuş bir harabeyi andırıyorum
Sayfa 15 - Klaros YayınlarıKitabı okudu
Yola standart modelle devam edelim. Belki çok zarif değil ama çok işe yarıyor, etrafımızdaki dünyayı tarif ediyor. Kim bilir belki de daha iyi baktığımızda zarif olmayan o değildir: Belki de gizli sadeliğini anlamak için doğru bakış açısından bakmayı henüz öğrenmemişizdir. Şimdilik madde hakkında bildiğimiz bundan ibaret. Varlıkla yolduk arasında sürekli olarak titreşip dalgalanan, hiçbir şey yokmuş gibi görünürken ortalıkta cirit atan, galaksilerin, sayısız yıldızın, kozmik ışınların, güneş ışığının, dağların, ormanların, buğday tarlalarının, partilerde ki gençlerin yüzlerindeki gülümsemelerinin ve gece yıldızlarla dolu karanlık gökyüzünün devasa öyküsünü anlatmak için kozmik bir alfabenin harfleri gibi sonsuz olasılıkla bir araya gelen bir avuç temel parçacık...
Yok bir şey
I yok bir şey, yani bir ölüm sonrası bu, bitecek gibi değil yıllardır sezilen bir çocuk ağlamasında anısız, başıboş, dağılgan bir tabanca sesinde belki belki de bir orman mı bu, tanımsız çiçekler açan orada ve sanki tuhaftır da sayısız kuşları beklettiği diyelim bir süre kendini dinlemek, diyelim bir süre boşluk yani upuzun kumlar, kumlarda
Sayfa 597Kitabı okudu
261 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.