Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Getto
Demek ki biz, bizlere çocukluktan itibaren söylenen tüm önyargılara ve kalıplara rağmen zihnimizin duvarlarını aşabiliyor, birbirimizi sevebiliyor ve sevilebiliyoruz. Demek ki insan, her yerde insan. Dünyanın her yerinde benzer hüzünleri, aşkları, hüsranları… Ne var ki camdan bir gettoda yaşıyoruz çoğu zaman. Farkında bile olmadan. Cam şeffaf ya, hani arkasını görebildiğimiz için zannediyoruz ki etrafımız açık, açıklık. Halbuki ha tuğla, ha cam, sonuçta katı ve donmuş, sonuçta aynı yalıtılmışlık. Gettoda hayat tekrara ve aynılığa dayanır. Her gün bir öncekinin aynıdır. Her ahbap, her arkadaş bir başkasına benzer. "Adamım" dediklerin aslında seni zihnen daraltır, ruhen kuşatır. Gettoda farklılıklar "yok" denilecek kadar azdır. Rutinden beslenmez insan. Herkesin birbirine benzediği ortamlardan sanat çıkmaz. Edebiyat çıkmaz. Felsefe çıkmaz. Yaratıcılık çıkmaz. Aynılık, sadece kendini doğurur, tek bir sesin yankılarıyla geçer zaman. Bir toplum benzerlikten, monotonluktan, tekrarlardan değil; sentezlerden, yeniliklerden, dinamik ve demokratik bir ritimden beslenir. Insan, şu hayatta bir şey öğrenecekse şayet, kendisine benzemeyenden, kendisi gibi olmayandan öğrenir.
Sayfa 75 - Doğan KitapKitabı okuyor
Kadrolu Yalnızlar için
unuttuklarınızı soruyorum hiç hatırlamak istemediklerinizi teninize iz bırakanları ve izinizi taşıyan tenleri görmesenizde sezdikleriniz var mı sizin unutmasanız da unutur gibi yaptıklarınız
Reklam
·
Puan vermedi
Charli Marlow, özellikle bir nehir vardı: Haritada görünen, çok büyük ve güçlü bir nehir. Kafası denizde, uzanmış gövdesi geniş ülke boyunca yayılan ve kuyruğu ülke içinde kaybolup giden kocaman bir yılana benzer muhteşem bir nehir. İşte bu nehir Thame Nehridir. Karanlık anlamına gelen Thames nehri duyanlar vardır. Bilmeyenler için şöyle bir dip
Karanlığın Kalbi
Karanlığın KalbiJoseph Conrad · Sms Yayınları · 20204,225 okunma
Günün Anlam ve önemine..
Sanayi toplumu- hayat planı, sevinçleri ve hüzünleri, performans kavramı, eşitsizliği meşrulaştırışı, toplumsal hukuk, güç dengesi, siyaset ve kültür bakımından- çalışma alanı dışında bile dört başı mamur bir ücretli emek toplumudur. Ücretli emekte bir sistem değişimi kapıya dayanmışsa, toplumsal bir değişim kapıya dayanmış demektir.
Sayfa 211Kitabı okudu
Ben mi? Evet... Bir gün çıkıp gideceğim kapıları, evleri, dergileri, hüzünleri bırakarak.... Bir çiçek merhaba diyecek... Hoşgeldin diyecek dağ... Orman gülümseyecek... [...] Ben mi? Evet. Çıkıp gideceğim bir gün... Tasasız, gözyaşsız, geride birşey bırakmadan ve bir şey beklemeden ilerde.... Sadece yağmur sularından pırıl pırıl bir yürek Artık kendi kendinin anlamı ve nedeni olan bir yürekle...
Sayfa 13 - Ataol Behramoğlu, Ben mi? Evet..Kitabı okudu
Hayat;
Gönüllerimizi çelen, ruhlarımızı yoldan çıkaran, varlığımızı vaadlerle bürüyen güzel, büyücü bir kadındır. Sözünü tutmayı geciktirdiğinde bizde sabrı öldürür, sözünde durduğunda bizde hüzünleri uyandırır.
Reklam
Bazı içkiler yalnızdır; yalnız başına kalındığında, yanında hiçbir meze olmadan ve tereddütsüz bir sessizlik içinde de tüketilir. Çevrenizi kuşatan hayat, dünya ve zaman, paylaşmak için başkalarına ihtiyaç duymadığınız hüzünleri, sevinçleri bencilliğiniz yüzünden terk eder; algılarınız sabitleşir; algılarınız kült kıymeti edinir; algılarınızın tahakkümü altında alkole karşı gardınız düşer ve "içiyorsam sebebi var" kıvamında, mayhoş ama ilgi çeken bir tipe dönüşürsünüz.
Sayfa 134Kitabı okudu
224 syf.
10/10 puan verdi
·
17 günde okudu
Dünyanın En Güzel Şiirine...
Vâreden’in adıyla insanlığa inen Nûr Bir gece yansıyınca kente Sibir dağından Toprağı kirlerinden arındırır bir Yağmur Kutlu bir zaferdir bu ebabil dudağından Rahmet vadilerinden boşanır âb-ı hayat En müstesna doğuşa hâmiledir kâinat Ne güzel bir giriş, dünyaya ne güzel bir geliş... Toprağı kirlerinden arındıran o Yağmur için, rahmet vadilerinin
Yağmur
YağmurNurullah Genç · Timaş Yayınları · 20192,408 okunma
664 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
35 günde okudu
Tüm acılı hikayeleri unutun, hüzünleri unutun, yarım kalmış hikayeleri unutun.. İstenmemek, hiç bir yere ait olamamanın verdiği acıyı hatırlayın. Ne kadar ait olmaya çalışsanız da, ne kadar sevilmek için çaba sarfetseniz de sizi kabullenen, benimseyen bir yurt yok. İşte Eyre de böyle bir kimsesizlik içinde. Bu acıların içinde onu çekip kurtarabilecek bir aşk ile tanışırken bile, onu öldüren bir aşka boyun eğmiş durumda Eyre. Sevdiği adamın onu aldatmasının verdiği hüzün ve acı ile kendine prangalar vuran Eyre. Aradan geçen aylar ve bitmeyen aşkın onu aynı yere döndürmesi, karşısında gördüğü aşk dolu evin harabeye dönmüş olması. Sevdiği adamın peşine düşerek onu bulduğu an da da karşısında ki adamın kör ve kütük olmasına karşın ona göz, ona el olmayı kendine görev bilen yüreği büyük Eyre. Bu aşk büyük, bu aşk sevdanın en saf hali.. Eyre ait olmayı öğrendi, aile kurmayı öğreten sevdanın soyut hali.. Büyük duygularla okuduğum bir İngiliz edebiyatı romanı. Hayranlık dolu satırları. Muhteşem bir hayat örgüsü, anlatım biçimi.
Jane Eyre
Jane EyreCharlotte Brontë · Koridor Yayıncılık · 202031,3bin okunma
Can
Siz hiç vazgeçtiniz mi yaşamaktan Hiç istenir mi ruh çıksın bedenden Cesaret ister var olmaktan vazgeçebilmek... Bir o kadar da korkak olmak lazım aslında Ruhu kırık Şiiri kısa Ve yangın dolu bir ömre devam edebilmek için Kabul edelim ki bu hayat yormuştur hepimizi Herkesin benliğini yoran,acıtan, sancıtan dertleri Büyük pismanlıkları,
Reklam
Gülen yüzlerin ardındaki hüzünleri okumak da herkese nasip olmaz elbet. Kahkahalarıyla acılarını saklamaya çalışanların yüreğindeki acılarını tebessümle hayal kırıklıklarını etrafa gülücükler saçıp evde yalnız başına ağlamak zorunda olanların kimsesiz hallerini herkes okuyup anlayamaz.
128 syf.
·
Puan vermedi
·
25 saatte okudu
Kayıp Hayat, Elvan Zeytunlu tarafından kaleme alınmış, Eyobi Yayınları tarafından basılmış, sürükleyici bir roman. Roman; benim gibi kitap seven kişilerin merakla okuyacağı bir kurguya sahip. Her şeyin aslının ne olduğunu ve sonunda kimin ne durumda olacağını merak ede ede okutan bir kurguya sahip hatta.  Yazar olmaya hevesli ve yazmaya tutku ile bağlı birinin; yaşadığı travmatik deneyimler sonrası çektiği varoluş sancılarını, gerçeği reddedişlerini ve hayal ile gerçekleri bir arada yaşamasını okuyoruz. Her karakterin kendisine has hüzünleri var ancak bir kişinin hüznü ikiye bölünmüş yine de azalmamış… Birkaç senesi kaybolmuş, başkasına  oldu sanarken aslında olan, kendisine olmuş… Ümitsizliğin, kaybedilmiş zamanın, yıkılan hayallerin ve çöküşten sonra bir insanın yeniden inşasını görüyoruz. Tökezleye tökezleye gerçeklere koşanın, gönül cebinde saklayıp zihnine kabul ettiremediği olayların acısını yaşayan birinin, hislerini hissediyoruz Kayıp Hayat’ta.  ‘’ Şöyle kitaplara gömülsem, her şeyi bir unutsam. ’’ derseniz,ya da '’Tek kalsam, yazdıklarımda yaşasam. ’’ diyorsanız, Kayıp Hayat size nasıl olabileceğini gösteriyor, lakin üzgün ve umutsuz tarafından. Bu pencereden bakmak isteyen için ideal bir kitap. Yazarın kalemi daim, okuyucusu bol olsun.
Kayıp Hayat
Kayıp HayatElvan Erdem · Eyobi Yayınları · 202332 okunma
Yalnızca var olmayan manzaralar, asla okumayacağım kitaplar dağıtıyor sıkıntımı. Hayat benim için, beynime kadar ulaşmayan bir dalgınlık hali. Beynimi ise tam aksine özgür bırakıyorum ki, hüzünleri yaşayabileceğim bir yerim olsun.
513 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.