Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
( Rüya Yorumlama Sanatı )
_Yorumlanmamış bir rüya, okunmamış bir mektuba benzer. Talmud _Çevremizin bize zorla giydirdiği kıyafeti, rüyada çekip atarız. Rüyasal gerçeklik içinde artık her arzumuz gerçek olabilir. Usta bir insan, kendisini anlayabilmek için, rüyalarını anlamaya çalışır. Bu, kişiliğin genel kalitesini anlamaya yöneliktir. Emerson _Rüyamda kelebek olduğumu
_Epikürcü zevk düşkünlerine göre, Tanrıların yaşamlarından daha mutlu başka yaşamlar düşünülemez. Çünkü tanrılar hiçbir iş yapmaz; hicbir şeyle uğraşmaz; hicbir gayret sarf etmez; bilgeliklerinin tadını çıkarırlar; en derin ve sonsuz hazları tadacaklarını daima bilirler. Epikürcülükte tanrıların tam anlamıyla mutlu olduğunu, ama tam tersine
Reklam
"Homerosta okuyacaksın, Cervantes de, 1001 Gece Masalları da okuyacaksın, Mevlana da ve bugüne kadar getireceksin. Ben kendi kuşağımda, kendi dünyamda ne yapabilirim diyeceksin ama bu köke sadık kalarak yapacaksın."
Sayfa 178Kitabı okudu
Ne çektik be
Kutsal Kitap’ın ilk günah anlayışında ya da Homeros’un İlyada’sında rastlandığı gibi, kadınlar çoğu zaman her türlü kötülüğün kaynağı olarak görülmüştür. Güzel Helena’nın hikayesi, bir kadının bütün milletleri nasıl felakete sürükleyebildiğini göstermektedir. Bütün çağlarda efsaneler ve peri masalları, kadının ahlak yönünden zayıflığı, sahteliği, ihaneti ve vefasızlığı ile ilgili örnekler vermektedirler.
Sayfa 113 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Troya’ya giderken
İda Dağı, Homeros’un İlyada destanında önemli bir yer tuttuğu gibi, bu yörenin başlıca söylencelerinin merkezidir. Homeros’un İlyada destani bu bölgede doğmuş, gelişmiş, yer etmiş bir çok efsane ve masalları bir araya getiren bir yapıttır.
Homeros, Zeus hakkında çocukları korkuttuğumuz şu inanılmaz masalları uyduracağına, doğruları söylemiş olsaydı, Yunanlıların Homeros’a neler çektirebileceğini düşünebiliyor musunuz ?
Reklam
Amazonlar pek çok sosyo-kültürel ya da ekonomik tartışmayı ilginç bir zemine çekebilecek bir toplulukken, onlara duyulan ilgi daha çok cinsel alanda yoğunlaşmıştır. Homeros’a göre Amazonlar barbar akıncılardır ve Homeros onları tanımlarken sadeliğe özen göstermiştir. İlk metinlerde sahip oldukları cesareti bir kadına yakıştıramayanlar, onları erkek olarak anlatır. Ancak daha sonra başka bir öğe işlenmeye başlanır: Kadınsılık. Mevcut ilişkileri ve devleti tehdit ettikleri için yenilmeleri gerekir. Gururun boy gösterisi olan zafer, hiçbir düşman için aynı edere sahip değildir. Sobol’a göre güzellik, Atina Akropolisi’ni ele geçirmek isteyen istilacıların güzelliği olsa da takdir edilmeliydi. Bu nedenledir ki, Amazonlar heykeltıraşları ve ressamları yazarlardan daha çok etkiledi. Edebiyat savaşçı kadınlara önemsiz göndermeler yaparken, Amazonların seksi tasarımları sayısız çömleğin üzerinde gezindi. İ.Ö. 5. yüzyıldaki Yunanlılar için zorlu bir feragatle, kadınsı eğilimlerini toplumun çıkarları için kurban eden, görkemli kadınların ırkıydılar. Yunanlılar için erkek bedeni kadınınkinden üstün görüldüğünden, erkeğin güç ve zekâsını kendi bedenlerinde dokunulur hale getiren Amazonlar estetik bir meydan okumaydı. Amazonların tanrısal örneği olan tanrıça Artemis, erken dönem sanatında bütün gün kargı savurabilecek güçlü bir avcı-savaşçıyken, sonraki eserlerde narin ve çeviktir, elbisesi daha kısadır ve saçları kadınsı bir dağınıklıkla omuzlarına iner. Bu eski Yunan’ın fantazisidir, Asya töresine göre giyindiklerinde ise bedenleri boğazlarına kadar örtülüdür.
En çok suya benzeyen
Ruh tekildi Ve az. Kendi kalesinde mahsur Hiçbir şifa Benlik iksirinde bulunmaz. Seninle çoğalan, Suya, Fırtınaya benzeyen
İnkılap Kitabevi Yayınları -Ocak 2020-sayfa 45/46
Oysa edebiyat toplumun temel direği! Yaşamla aramıza koy­duğumuz bir açıklama kılavuzu, bir insan ilişkileri rehberi...Dante ve İlahi Komedyamız bir İtalya, Shakespeare’siz bir Ingiltere düşünebiliyor musunuz? Homeros’un îlyada ve Odyssea’sının okunmadığı bir Elen kültürü var olabilir miydi? Moliere’siz Fransa’yı aklınız alıyor mu? Cervantes’i olmayan bir Ispanyol dünyasının tadı tuzu kalır mıydı?Geçmişimizde Yunus Emre, Dede Korkut, Pir Sultan Abdal, Karacaoğlan, Şeyh Galib, Baki, Mefi, Nedim, Evliya Çelebi bulun- masıydı halimiz nic’olurdu?Bu dünyadan gelip geçen kuşaklar, yani milyarlarca insan, ata­sözleri, deyimler, teşbihler, mecazlar, masallar, efsaneler söyleme­se, bu muazzam mirasın eksikliğini neyle dolduracaktık?
GİRİŞLER 1174 - EDEBIYAT MUTLULUKTUR
Edebiyat çok geniş bir kavram. İçine Sadi’nin, Hafız’ın, Shakespeare’in şiiri de girer, Homeros’un destanları, Binbir Gece Masalları, Evliya Çelebi’nin Seyahatname’si de. Tiyatro oyunları, eskilerin “tecrübe-i kalemiye” dedikleri denemeler, düzyazı şiirler, hepsi o geniş edebiyat kavramının içinde.
Tabii ki edebiyat mutluluk değildir: Edebiyat isyandır.
Reklam
“Edebiyat okumamış ve okumamakta ısrar eden birisine, bu tadı aşılamak ve işin önemini anlatmak çok zor. Yaşamında hiç çikolata görmemiş ve yememiş bir insana,bu lezzetli nesneyi kelimelerle nasıl tarif edebilirsiniz ki... Oysa edebiyat toplumun temel direği! Yaşamla aramıza koyduğumuz bir açıklama kılavuzu, bir insan ilişkileri rehberi ... Dante ve İlahi Komedya’sız bir İtalya, Shakespeare ‘siz bir İngiltere düşünebiliyor musunuz? Homeros’un İlyada ve Odyssea’sının okunmadığı bir Elen kültürü var olabilir miydi?Moliere’siz Fransa’yı aklınız alıyor mu? Cervantes’i olmayan bir İspanyol dünyasının tadı tuzu kalır mıydı? Geçmişimizde Yunus Emre, Dede Korkut, Pir Sultan Andal, Karacaoğlan, Şeyh Galip, Baki, Nefi,Nedim, Evliya Çelebi bulunmasaydı halimiz nic’ olurdu? Bu dünyadan gelip geçen kuşaklar, yani milyarlarca insan, atasözleri, deyimler, teşbihler,mecazlar, masallar, efsaneler söylemese, bu muazzam mirasın eksikliğini neyle dolduracaktık.”
20 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.