Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bu kanunsuz memleketin insanları da kanunsuzluğa alışmış gibiydiler.
Sayfa 247
Bulutlarda bir damla hicrana sakladığım Duyguların tozunu üflesem yeryüzüne Susardı yalnızlığın veremli çığlıkları Görülmezdik kanunsuz ayrılıklara revâ Dünyaya ölümsüzlük taşırdık,Nuyageva Çöllerde gökkuşağı menekşeler açardı Gözlerin gökyüzünde yorulmadan uçardı
Reklam
Maddenin temel doğası gerçekten de kanunsuz olabilir miydi? Dünyanın düzeni ve istikrarı evrenin bir köşesinde oluşan geçici bir dinamik denge ya da kaotik bir akıntıda kısa ömürlü bir anafor olabilir miydi? Bilim öldürebilir miydi?
Sayfa 76 - İthaki Yayınları
Dinimiz temizliği emrederken, biz müslümanlar niye temizliğe riayet etmiyoruz, dinimiz düzenliliği tavsiye ederken biz niye kuralları çiğniyoruz; başka milletler sağlığına gözü gibi bakar, kollarken, biz niye sağlığımızı tahrip ediyor, bedenimizi hoyratça yıpratıyor, ciğerimizi zifirle dolduruyoruz; adalet mülkün temeli iken bizim toplum niye hep kanunsuz işler peşinde... Çünkü bizim toplumumuzda zihniyet bozulmuş, değer hükümleri tahrip edilmiş, hürriyetler kısıtlanmış, hakkı söyleyen tepelenmiş, zalim baş tacı edilmiş, dalkavukluk özendirilmiş, suçlu cezasız kalmış, din dışlanmış, din alimleri kötülenmiş, dinî kurumlar yıkılmış, bunların hepsi de inkılap icabı diye hoş görülmüş, toplumun örfü, âdeti, âdabı, zevki, şevki, mânevî müesseseleri, kontrol mekanizmaları, adalet teşkilatı harap edilmiş, iyi insanlar hapse veya darağacına götürülmüş de ondan işler böyle tersleşmiş. Bizim devrimcilerimiz ya dünyayı hiç tanımamış, laikliği anlamamış, medeniyeti hazmedememiş ya da düpedüz vatan haini... Buradan çok iyi görülüyor: Hayat öyle entegre, öyle muazzam bir sistem ki her şey o kadar birbiriyle ilgili ve bağlantılı ki mâna-madde, din-devlet öyle iç içe ki! Dini tahrip ederseniz, devlet de düzen de hak da adalet de elden gidiyor; her şey altüst ve herc ü merc oluyor. Allah celle celâlüh, bizim aydınlarımıza, devrimbazlarımıza, sorumsuz sorumlularımıza, devlet adamlarımıza, zinde güçlerimize akıl, fikir, ilim, irfan, iz'an versin ve merhamet ihsan eylesin, gerçeği göstersin, hakka ve hizaya getirsin!
Sayfa 178Kitabı okudu
"Kanunsuz iş şehir için pek çok kötülük doğurur. Kanun saygısı her şeyi düzenler ve uygun kılar, haksızlık edenlerin ayaklarına köstek vurur, sertliğin şiddetini azaltır, istekleri gemler, gururu kırar felaketin çiçeklerini daha açarken kurutur, eğri hükümleri doğrultur, kendini beğenmişliğe haddini bildirir, ikiliği kaldırır, korkunç kavgayı körükleyen öfkeyi bastırır. İnsanların bütün uygun ve düzgün işleri ona dayanır."
Sayfa 7 - 8Kitabı okuyor
“Alnını pencerenin camına dayayıp, yağan kar altında düğün evinden gelinliğiyle kaçan kadını gören çocuk…Senden sonra da ülkende öylesine kanunsuz, öylesine adaletsiz işler olacak ki!…
Reklam
323 syf.
9/10 puan verdi
Necip Fazıl Kısakürek tasavvuf kitapları ile ün yapmış bir yazardır. Bu alanda bir çok eseri var. Son Devrin Din Mazlumları ise bu uğurda yanlışa uğramış insanlardır. Necip Fazıl Kısakürek'te bunları kaleme almıştır. Dili ağır olsa da günümüzde biraz sadeleştirilmiştir. Ağır bir konusu ve dili yüzünden çok zorlanılacak bir kitap. Son Devrin
Son Devrin Din Mazlumları
Son Devrin Din MazlumlarıNecip Fazıl Kısakürek · Büyük Doğu Yayınları · 20082,585 okunma
" Büyük bir devlet katipsiz, kanunsuz, elçisiz olamazdı."
Sayfa 242 - Say yayınları, Sertifika No: 10962, Rusça aslından çeviren: Ahmet Zekerya, PDF okuyorum.Kitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.