Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
258 syf.
7/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Aşk da Tükenir
Artık Kayıp Zamanın İzinde serisiyle biraz daha barıştım. Elbette 1, 2, 3 ve 4. Kitaplar benim için zorlayıcı okumalar olmuştu ancak 5 (
Mahpus
Mahpus
) ve 6 (
Albertine Kayıp
Albertine Kayıp
) öncekilere göre kat kat daha derin ve etkileyici duygu aktarımlarının bulunduğu romanlar bence. Mahpus'ta anlatım daha çok Proust'un Albertine'e olan yüceltilmiş aşkıydı.
Albertine Kayıp
Albertine KayıpMarcel Proust · Yapı Kredi Yayınları · 20202,186 okunma
631 syf.
3/10 puan verdi
Vedat Türkali'den Bir Gün Tek Başına kitabını okumuş ve anlatımına, diline, konusuna âşık olmuştum. Büyük bir hayranlıkla kitabın son sayfasını kapatmıştım. Şimdi bu kitabı okurken nasıl iki kitabı da aynı yazar yazmış olabilir diye düşünmeden edemiyorum. Kitap konu olarak baktığımızda oldukça kapsamlı ve güzel aktarıldığı zaman ilgi çekecek
Kayıp Romanlar
Kayıp RomanlarVedat Türkali · Everest Yayınları · 20041,351 okunma
Reklam
128 syf.
·
Puan vermedi
Öyküler, romanlar, filimler, şarkı ve diğer ‘anlatılar’ , yani hikayeler insanı insan yapan bir tür ‘sihirli’ mayadır. Hikayeler çekip alındığında geriye ne kalacaktır? Bizler sadece yaşadığımız hikayelerin değil, misafir olduğumuz, kıyısından geçtiğimiz, gölgemizin üzerine düştüğü, uzaktan baktığımız ya da bir biçimde görüldüğümüz bütün hikayelerin bir toplamıyız. Tam da bu nedenle ciğerlerimizi nefes yerine hikayelerle doldurmakla kalmaz hikaye okur, hikaye dinler ve de hikaye bakarız. Yani İyi bir hikaye bizi insanlığımızla buluşturur. Tıpkı Kadir Öztopçu’nun ‘Kuş Oltası’ adlı öykü kitabında bulunan öyküler gibi. Yazar, ustalığın kalemiyle okuyucu için büyülü dünyalar yaratmış. O dünyalardan birine adım attığımızda ise, başkalarının oluşturduğu aynada kendimizi görüp kendi yürek atışlarımızı duyarız. Özellikle ‘Kadersiz’, ‘Kayıp denkler’ ve ‘Simsiyah’ adlı öykülerin oldukça ustalıklı olduğunu belirteyim… Evet, günümüzde iyi edebiyat okumak artık bir direniş biçimi. Buna insan kalmada ısrar da denebilir…. Yani bir tür mecburiyet hali…
Kuş Oltası
Kuş OltasıKadri Öztopçu · Can Yayınları · 201270 okunma
528 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
18 günde okudu
Kitaba Başkomiser Nevzat’ın anlatımıyla başlayacağım diye beklerken Müstak Serhazin isminde birinin anlatımıyla başladım. Bu yönüyle Kayıp Tanrılar Ülkesi kitabına benziyor. Daha doğrusu Kayıp Tanrılar Ülkesi bu kitaba benziyor. Ben sıralamayı bozup Sultan’ı Öldürmek’i daha sonra okuduğum için bu benzetmeyi yaptım. Romanda “Katil kim ?” sorusundan çok Fatih Sultan Mehmed ve Osmanlı Devleti ile ilgili olaylar ilgimi çekti. Zaten bu tarz kitaplarda hiçbir zaman katili bilemem. Yine bilemedim bu kitapta da. Osmanlı Devleti’ndeki taht kavgalarını, entrikaları okuduğunuzda bu devletin nasıl imparatorluğa dönüştüğüne şaşırıyor ve bu karmaşada Fatih’e bir kere daha hayran oluyorsunuz. Özellikle İstanbul’un Fethi ile ilgili bölümler ve olaylar çok doyurucuydu. Fatih Sultan Mehmed ile ilgili romanlara çok ilgi duymuşumdur esasında. Çocukken Feridun Fazıl Tülbentçi’den “İstanbul’un Fethi” isimli romanı okumuştum. Henüz okumadım ama elimde Beyazıt Akman’dan “Dünyanın İlk Günü” isimli roman mevcut. Bu gibi Fatih’i ve fetihi anlatan romanlar varsa önerilere açığım her daim. Bunun dışında Müstak’ın ruhsal durumu, üç farklı iç sesinin birbiriyle sürekli çatışması, katil olup olmadığına yönelik yaşadığı çelişkiler romanın psikolojik tarafını güzel bir şekilde yansıtıyor biz okuyuculara. Okuduklarım içinde benim en beğendiğim Ahmet Ümit kitabı olduğunu söyleyebilirim “Sultan’ı Öldürmek” romanının. Kitap sonunda bizi karşılayan tarih ve psikoloji kitaplarından oluşan 5 sayfalık kaynakça bu başarının sırrını ortaya koyuyor.
Sultanı Öldürmek
Sultanı ÖldürmekAhmet Ümit · Everest Yayınları · 201920,6bin okunma
603 syf.
·
Puan vermedi
·
10 günde okudu
Vedat Türkali'nin en çok merak ettiğim kitabıydı bu kitap. Ama çok mu sevdim? Hayır, Sevmedim mi? Hayır. Kesin olarak sevdim ya da sevmedim diyemiyorum ama çok sevmememin nedeni -çoğu kişinin aksine- karakterlerin devrimciliğe uygun olmayacak bir kişilikte olmaları değildi. Çünkü kitaptaki karakterlerin devrimciliğinin derecesini ölçmek değil amacım. Yazar da yazarken belki de -ve hatta kesin olarak- devrimcilik değil insan duyguları ve davranışlarının, düşüncelerinden farklı olabileceğini yazmış. Ya da karakolda atılmış 2 okkalı tokatın insanı sindirebileceğini, ölene kadar da bu korkaklığının utancını yaşamasını anlatmış. Kitap ölesiye utanmasına rağmen ürkekliğini aşamamış bir adam ve hiçbir zaman abisi gibi ulu bir devrimci olamayacağını düşünen; her fırsatta kendini eylemlere, dayanışmaya, çalışmalara atan (belki de abisinin 'akıllı kızı' olarak yaşamayı amaç edinmiş) bir üniversite öğrencisinin yasak aşkı etrafında dönüyor. Benim beğenmeme nedenim belki de toplumsal olayların yazarın diğer kitaplarına kıyasla daha da az olmasaydı. Misal ben "Güven" kitabını daha çok sevmiştim. Ve hatta "Kayıp Romanlar" kitabı da "Bir Gün Tek Başına"dan daha çok hoşuma gitmişti. Genel olarak okunabilecek bir kitap ama Vedat Türkali okumak isteyen birine bu kitap yerine "Güven" ile başlamasını önerirdim. Keyifli okumalar.
Bir Gün Tek Başına
Bir Gün Tek BaşınaVedat Türkali · Epsilon Yayınevi · 19975,2bin okunma
444 syf.
·
Puan vermedi
Spoiler İçermez, rahatlıkla okuyabilirsiniz.
Cengiz Aytmatov
Cengiz Aytmatov
ait olan
Gün Olur Asra Bedel
Gün Olur Asra Bedel
romanı içerisinde bir çok temayı aynı anda barındıran bir kitaptır. Roman içerisindeki insanların sosyal geleneklerine değinmiş, anlatmıştır. Yaşanılan devrin zamanında çekilen sıkıntıları, problemleri okuyucuya açıklamıştır yazarımız.
Gün Olur Asra Bedel
Gün Olur Asra Bedel
romanı tek bir konu ve tek bir hikaye içeren kitap değildir. Okuyup romanı bitirdiğinizde sanki 3-4 farklı kitap bitirmişsiniz hissiyatına kapılıyorsunuz.
Cengiz Aytmatov
Cengiz Aytmatov
roman içerisinde karakterlerin psikolojine çok iyi değinmiş, anlatmış. Ana karakter dediğimiz o hep akılda kalan kalıp yargı vardır ya “ Bu ana kahramanın yapacağı bir iş değil, ana karakter her zaman iyi işler yapar iyi şeyler düşünür.” yargısını bozmuştur.
Gün Olur Asra Bedel
Gün Olur Asra Bedel
romanı yeri gelip uzaydan da bize hikayeler sunmuş ve yeri gelmiş geçmişe gidip geçmişte yaşayan insanların hikayesine değinmiştir. Bu geçmiş ve gelecekten anlatılan hikayeler, ana hikayeyle bağdaşlaşmış, özdeşleşmiştir. Romanın içerisine dahil olup sansür yediği için çıkarılan bir bölüm var. Bölüm daha sonrasında kitap olarak başka başlık altında çıkarılmış.
Cengiz Han’a Küsen Bulut
Cengiz Han’a Küsen Bulut
kayıp olan bölüm ile ilgili incelememde #226314920 buradadır. Bazı romanlar vardır yıllar, aylar, günler geçsede unutulmaz, akılda kalır. Belki uzun süre kitabın hissiyatından içerisinden çıkamazsınız.
Gün Olur Asra Bedel
Gün Olur Asra Bedel
bu romanlar içerisindedir. Başından sonuna kadar keyifle okuduğum bu kitabı okuyuculara tavsiye ettiğimi söylemek isterim.
Gün Olur Asra Bedel
Gün Olur Asra BedelCengiz Aytmatov · Ketebe Yayınları · 202145,6bin okunma
Reklam
175 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Elena
Aykırı edebiyatın en aykırı kadın yazarı.Çoğu erkek yazarlardan oluşan aykırı edebiyatın kadın bakış açısından ,hemde erkeklere kafa tutarcasına cesur ve güçlü anlatımı.Elena ‘da karakterlerin ruhlarına dokunmadan bedenlerine dair hislerinin en iyi anlatıcısı Nin. Anais Nin'de erotizm, hem sıcak hemde soğuk bir kavramdır: Yaşanmış hali veya düşünme hali sıcak olmakla birlikte, dile dökme haliyse soğuk bir durum­dur. Körelir insanın beyni... Anais Nin'de anlatım uçurumdur. Okuyanı alır sürükler. Konuşmak istemez­sin... Çünkü söz artık farklılaşır! Çünkü Anais Nin'de kavramlara karşı söylem ayıptır! Soğuk bir nesnellik erotik duyguların da anlatılmasında başarısızlığın en büyük nedenlerinden biridir. Anais Nin'de sıcak, sıcacık bir satırlar toplamı yatar... Davetkar ve günahkardır dil ve o dilin dışa vurumudur buralarda anlatılmak istenen... Erotizmin nesnel bir anlatımı ça­bası, bu alanda bir nesnelliğin olduğu varsayımı üze­rine inşa edilir. Bir cinsellik ve seks yaşamı, bir aşk oyunu nasıl kurulur?.. Seks nerede kendini dışa vurur ve başlar... Merak ve sonrasındaki acı nasıl oluşur? Anais Nin bunların yanıtını öyle bir dille veriyor ki; okurken kendini kayıp etmemek için sık sık ara vermek ve derin soluklar almak gerekir. O anlatının şenliğini gözler önüne seriyor. Yeni yüzler, romanlar, öyküler, düşler, fanteziler, müzik, dans, şarap... ve Anais Nin...
Elena
ElenaAnais Nin · Chiviyazıları Yayınevi · 200312 okunma
72 syf.
·
Puan vermedi
Marcel Proust ile tanışma kitabım olan bu kısa klasik, aslında "Kayıp Zamanın İzinde" adlı dizi romanının beşinci cildi olan "Mahpus" tan alınmış 66 sayfalık bir bölüm. Konusu; kahramanımızın, Albertine isimli bir kadına olan aşkı ve onunla birlikte iken, Albertine'in onu başka erkekler ve hattâ kadınlarla aldattığı-aldatacağı şüphesi. Öyle ki kitap bitene kadar bu şüphe devam ediyor. Kitap, bir romanın alıntısı olmasına rağmen anlaşılmada bir zorluk yaratmıyor ve kolay okunabiliyor. Davranış analizlerinin ve ruhsal çözümlemelerin anlatımı-ifadesi-içeriği fena olmamakla birlikte bunların gereksiz yere uzatılması (bence), yazarın 'iyi bir yazar' olduğunu kanıtlama çabası gibi geldi biraz. Duyguların, davranışların ayrıntılı ve tekrarlı çözümlemeleri, okumaya devam etme konusunda isteksizlik uyandırdı. Kitabın devamında olacakları hiç merak etmedim çünkü zaten belli bir olay yoktu.Belli bir konuya oturmayan, sırf duygu ve düşünce akışı tarzındaki romanlar çok soyut kalıyor ve gerçekdışı bir kimliğe bürünüyor bana göre.(Gerçeklikten uzaklaşan romanları sevemedim bir türlü) Sanki Marcel Proust'un tarzının bu şekilde olduğunu (kaliteli fakat gereksiz-sıkıcı uzatmaların bolca bulunduğu) iyi biliyormuşum gibi Proust okumayı bu zamana kadar geciktirmişim.Proust pek çok kişi tarafından yere göğe sığdırılmasa da bu kitabını zevkle okuduğumu söyleyemem.Tabii ki 1-2 romanını baştan sona okumadan yazar hakkında kesin yargı oluşturamam.Ama maalesef başlangıçtaki önyargımı kıramadı bu kitap.
Kıskançlık
KıskançlıkMarcel Proust · Can Yayınları · 20201,922 okunma
408 syf.
9/10 puan verdi
·
18 günde okudu
Bu aralar tarihi romanlar okumayı çok seviyorum. Tarihten esintilerin olduğu ama tarih kadar acımasız olmayan biraz kurguyla okunabilir olan eserlere zaafım var bu ara. Burada da Kıbrıs'ı yavru vatanımızı okuyoruz. Türk ve Rum komşuların savaş yüzünden düşmanlaşmasını, kan gölüne dönen adayı, yitip giden aşkları, kayıp kalan canları okuyoruz. İlk gençlik aşkından gerçek aşka yolcuğuluğun tanıklarından incir ağacınıda dinliyoruz ara ara bu benim en çok hoşuma giden kısımlardandı. Ara ara mitolojik alıntılar yapması ekstra hoşuma gitti. Ben bütünüyle eseri çok sevdim ve Elif Şafak okumayı ne çok özlediğimi fark ettim. Büyülü bir hikayeydi, büyüsüyle içimden şunu geçirdim bittiğinde -mutlu incirde birer kadeh rakı içmek ne de keyifli olurdu şimdi-
Kayıp Ağaçlar Adası
Kayıp Ağaçlar AdasıElif Şafak · Doğan Kitap · 20231,565 okunma
256 syf.
·
Puan vermedi
Romantik Yalan ve Romansal Hakikat
Romantik Yalan ve Romansal Hakikat
Rene Girard
Rene Girard
Ana fikir: Girard'a göre romantik kurguda anlatılan "aşk" kavramı aslında sahtedir, gerçekte altında yatan şey rekabettir. Bu durumu "romantik yalan" olarak tanımlar. Ana kavramlar: - Mitagonik rekabet: Bireylerin birbirini taklit etmesiyle ortaya çıkan rekabet. Girard'a göre toplumsal
Romantik Yalan ve Romansal Hakikat
Romantik Yalan ve Romansal HakikatRene Girard · Metis Yayıncılık · 201358 okunma
Reklam
631 syf.
·
Puan vermedi
Doktor Nahit yıllar süren siyasi sürgünün arkasından tutkuyla bağlı olduğu İstanbul'a yerleşir. Sanat etkinlikleri ve çeşitli seyahatlarle geçirmeyi planladığı ömrünün son yılları hiçbir kalıba sığmayan Esmeyle tanışmasıyla değişir. Tutkulu bir aşk macerasına sürüklenen doktor ülkenin yıllardır süregelen siyasi sorunlarına kafa yorarken aynı zamanda yurt dışında biriktirdiği yüklü miktardaki parayı en doğru örgüte kanalize etmenin yollarını aramaktadır. Ülkenin siyasi çalkantılarının gölgesinde güzel bir aşk romanı okumak istiyorsanız Kayıp Romanlar doğru bir adres. Herkese keyifli okumalar diliyorum.
Kayıp Romanlar
Kayıp RomanlarVedat Türkali · Everest Yayınları · 20041,351 okunma
408 syf.
10/10 puan verdi
SÜRGÜN VE SAKINCALI BİR YAZARIN KAYIPLAR ROMANI
Kayıp Ağaçlar Adası metaforik anlatımlı, tarihi konuları kurgu romanlar içinde okumayı sevenler için akıcı bir kitap. Ben Elif Şafak’ı severim.Fikirleri beni bağlamaz ayrıca yargılandığı Baba ve Piç romanıyla Türklüğe hakaret suçlamasından suçun yasal zemininin oluşmaması ve delil yetersizliği ile beraat etti.Kendimizi güncelleyelim arada
Kayıp Ağaçlar Adası
Kayıp Ağaçlar AdasıElif Şafak · Doğan Kitap · 20231,565 okunma
631 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Vedat Türkali yine bildiğimiz yerden geliyor, tutkulu bir aşk hikayesi okutuyor bize ama ardında neler saklı. İdeolojik bir çatışmanın ortasında kalıyoruz, siyasi partilerin doğuşu, yıkılışı, kimlik arayışları, ülkemizde yaşanan ayrıştırmanın ilk adımları karmaşık günler… Kitabın ilk sayfalarında kitap sizi içine çekmiyor, kafanız karışıyor belli bir noktaya kadar ama sonrası çorap söküğü gibi diyebilirim. 70li yaşların sonunda olan kahramanımız Doktor Nahit sürgün edilip yıllarca yaşamını yurt dışında geçirmiş ve artık yasal sorunlar halledilince Türkiye’ye geri dönüyor. Karşısına Esme çıkıyor, ondan yaşça çok küçük 20li yaşlarda olan hayat olarak bambaşka, ideoloji olarak farklı olan bu kıza doktorumuz aşık oluyor. Aralarındaki aşk bana geçti mi tartışılır ama yazarı okumak zevkliydi. Şimdi zaman kaybetmeden Güven kitabını okumak istiyorum çünkü bu kitabın ilk kısımlarında da bol bol o kitaba atıf vardı, merak ettim. "Bitmeyen ne var ki? Dünya da bitecek. Güneş bitecek. Yıldızlar bitecek. Kıpkırmızı umudumuz, sevgi yüklü tomurcuk, sen bitmedikçe hiçbir şey bitmeyecek…’’
Kayıp Romanlar
Kayıp RomanlarVedat Türkali · Everest Yayınları · 20041,351 okunma
288 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
Dönem kitapları okumak tarihi romanlar hikayeler beni çok etkiliyor ve çok seviyorum Uluslararası çok satanlar listesinde bulunan kitabın biraz içeriğine bakalım 1943 yıllarına gidelim Kitap ismini kurt lakaplı Hitlerin hizmetkârları çeşnicilerinden alıyor, sofralarına konulan yemekleri zehirlenme olasılığına karşı üç öğün onlardan önce yemekle görevlendirilen on kadın, on birbirinden bağımsız hikaye.. KURDUN SOFRASI.. Kitap bizi ikinci dünya savaşı yıllarına götürüyor. Evlendikten bir yıl sonra eşini savaşa gönderen Rosanın hikayesi ile başlıyoruz evini kiraya verip annesinin yanına taşınır ve bir patlamada annesini kaybeder. Eşi savaşta ve annesini kaybeden Rosa yalnız kalır eşinin ailesinin yanına gider, bu süreçte eve gelen subaylar Hitler’e hizmet için alırlar kendisi ile birlikte on kadın sofra görevlisi olarak zorunlu bir şekilde çalışmaya başlıyorlar. Bir kısmı Hitler hayranı Fanatikler, bir kısmı da hergün yedikleri yemekler ile hayatlarını onun için tehlikeye atmalarına rağmen Nazi olmadıklarını iddia ederler. Farklı karakterlerden, yaşamlardan biraraya gelmiş bu kadınların arasında gelişen bağ hayli ilginçtir Rosa’nın eşi Gregor ile ilişkisi önce kayıp haberi geliyor. Savaşın bitiminden üç yıl sonra ise sağlığını kaybetmiş şekilde geri dönüyor. Ama evliliklerini devam ettiremiyorlar. Kitap 45 yıl sonra yeniden bir araya gelmeleri ile sonlanıyor. Yaşanmış bir hikayeyi ele almış yazarın bu hikâyeyi yazma sebebi de hayli ilgi çekici.. Bu tarz okumayı sevenlere keyifli okumalar
HavvaHatun
HavvaHatun
Kurdun Sofrası
Kurdun Sofrası
Rosella Postorino
Rosella Postorino
Kurdun Sofrası
Kurdun SofrasıRosella Postorino · Salon Yayınları · 2023147 okunma
185 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.