Ellili yaşlarındaki edebiyat öğretmeninin #ibsen in #yabanördeği isimli klasiğini işlediği sıkıcı edebiyat dersinden bir kesitle başlayan romanın başlarında, bu kitabı okumadığım için biraz olaya dahil olmakta zorlandım. Sonrasında hocamızda bardak bir anda öyle bir taştı ki, kitap bir solukta bitti.
Hep böyle olmaz mı zaten, bazen kırılan bir şemsiye, bazen kaybolan bir anahtar, belki yeri unutulan bir cüzdan... Bizi zıvanadan çıkarmaya yetmez mi?
Minimum öğretmen maaşının 3000 euro olduğu ve mezun olur olmaz mesleğini icra etmeye başlayan, üstüne üstlük Pazartesi günü 2 ders anlatıp evine dönen (çok çalışıyor yazık) bu hocamızın derdi canının sıkılması. EYYYYY #ELIASRUKLA, sen gel de benim memleketimdeki canım öğretmenlerin yaşadıkları sıkıntıları bir gör. Atanamayan, ay sonunu zor getiren, mesleğini icra edebilmek için memleketinden kilometrelerce uzakta yaşamaya bile razı olan ülkemin çilekeş öğretmenleri... Canım sıkılıyor diyorsan sana Türk annesi cevabı vereceğim: "sıkı can iyidir, kolay çıkmaz..."
İroni bir yana, özellikle öğretmen arkadaşlarıma tavsiye etmek isterim bu kitabi. 100 sayfalık, su gibi okuyabileceğiniz bir kitap.
HAYIR HAYIR HAYIR HAYIR
Hayır hayır hayır hayır
Gökyüzünde bir çapak gibi duruyorken güneş
Evlerde oturmak bana göre değil
Elimde pergeller, gönyeler, iletkiler
Bir gülün hacmini ölçmeye kalktım
Yanıldığım kesin
Yenildiğim belli değil
Hayır hayır hayır hayır
Bütün şiirlerimi odanın duvarına astım
Ağzım kurudu tükürmekten
Ömrümü cm2'lere
Hayatında bir kez bile şemsiye taşımamakla, yağmurluk giymemekle övünen Moe Amca için yağmurlu bir gün, kutlama yapmak için sadece yeni bir sebep olabilirdi
O zaman
Güneş soğudu
Ve bereket topraklardan gitti
Ve çöllerde yeşillikler kurudu
Ve balıklar denizlerde kurudu
Ve toprak
Ölülerini kabul etmez oldu artık.
inanmak gelmiyor insanın içinden
gelmiyor dile düşünceler, sızlıyor en içten
yankılanır gibi her siren sesi,
en közlüsünden, yakar tüm bedenimi kor gibi
derdim sitem değil, haykırış değil
gökyüzümüz kirleniyor gibi günden güne,
bulutları katlayıp cebimize koyar gibi,
unutmamalıyız o öksüz mendil satan kızı,
yere savrulan o