Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Nasrettin Hocanın bir hikmeti: Bindiği dalı keser. Yoldan geçen biri, hoca düşeceksin, der. Yok yok! Keser ve düşer... Hemen ihtarcısının arkasından koşar, "Düşeceğimi bildin, öleceğimi de bilirsin!.."Şimdi biz bu hikmetin içinde şöyleyiz: Avrupalı bu halimize bakıp İslâm dalını kesip, kesmeye başlamış olmamızdan ötürü düşeceğimizi bilmiştir. Bilmiş, fakat belli etmemiş... Şimdi biz gitmişiz ona diyoruz ki: "Madem düşeceğimi bildin, nasıl yaşıyacağımı da bilirsin!..
Reklam
İnsanların çoğu bindiği eşeği unutup da kayboldu sanarak pazarda eşek arayan Nasrettin Hoca'ya benzerler.Onlar da mutluluğun kendi içlerinde olduğunu unutarak onu barlarda,kahvelerde ve eğlencelerde ararlar.
İnsan Nasrettin Hoca gibi ihtiyatlı olmalı. Ölünce bile dört yol ağzına gelince ben sağlığımda bu yoldan giderdim diyebilmeli.
En büyük buluşu "amelî adalet" ti. Efruz Bey: —Bu ne?.. diye sordu. "Amelî adalet" mi? —Evet. Gayet tabiî bir şey. Yani hakikî adaletin ta kendisi... —Aman izah ediniz. Müdür Bey: —Başüstüne, diye başladı. İnsanlar tabiati bozarak hayatı hafifleştirmek için kendi felâketlerini elleriyle hazırlamışlardır. Meselâ "hak, adalet" gibi tabirler uydurmuşlar, yaşayışın revişindeki ahengi bozmaya kalkmışlardır. Sözde mücerret bir hak varmış. Asırlardan beri onu ararlar! Asırlar içinde; Nasrettin Hoca'dan başka "hakk"ı anlayan gelmemiştir. —O, nasıl anlamış? —Hikâyesini biliyor musunuz? —Hayır. —Bir gün Nasrettin Hoca, yolda birkaç çocuğun kavga ettiklerini görmüş. —Ey?.. —"Niçin dövüşüyorsunuz?" diye sormuş; çocuklar da "Şuradan ceviz topladık. Pay edemiyoruz." demişler. Hoca: "Ben size pay edeyim mi?" diye sormuş. "Et" demişler. Fakat Hoca çocuklara tekrar "Hakça mı, kulca mı pay edeyim?" diye sormuş. Çocuklar düşünmüşler, hakça pay edilmesini istemişler. Nasrettin Hoca rastgele kimine bir, kimine üç, kimine beş ceviz vermiş. Geri kalanını da kendi heybesine doldurmuş. —Sonra!.. —Sonra, çocuklar: "Bu nasıl pay, Hoca?" diye şaşırmışlar. Hoca: "Hakça pay buna derler. Rastgele! Kimine az, kimine çok, kimine hiç..." —Ey sonra? —İşte bu kadar... Yani müsavat hülyasının insanlara mahsus bir vehim olduğunu Hoca daha o vakit çakmış. Evet, tabiata bakarsak adaletin gayrı mantıkî bir fantezi olduğunu sarahaten görürüz.
Sayfa 143 - İnkılap YayıneviKitabı okudu
Yatırmış kucağına, her yerimi yalıyor gece. Eski solcuları kırpıp kırpıp şair yapıyorlar diyor Nasrettin Hoca.
Reklam
Nasrettin Hoca bana sordu, "Ne söylersem söyleyeyim, yanlış anlaşılırım ve her an başım dertte; ne yapmalıyım?" "Şunu dene: Sadece sessizce otur, hiçbir şey söyleme" dedim. Ertesi gün onu hiç olmadığı kadar üzgün gördüm. "Ne oldu?" diye sordum. "Senden öğüt almamalıydım. Her gün biz kavga eder ve tartışırdık ama bu sadece sözeldi. Senin tavsiyen yüzünden dün dayak yedim!" dedi. "Ne oldu?" diye sordum. "Orada sessizce oturdum. Bir sürü soru sordu ama sessiz kalmaya kararlıydım. 'Peki, konuşmayacak mısın?' dedi. Ben sessiz kaldım. Bunun üzerine bana bir şeylerle vurmaya başladı...”
Kimin kimi tavladığının bir önemi yoktur.
Nasrettin Hoca ve karısı bir sabah tartışıyorlardı. "Dışarıda sanki bir aslanmışsın gibi yürüyorsun ve evin içindeyse tıpkı bir fare gibi görünüyorsun" dedi. Nasrettin Hoca, "Bu kesinlikle doğru değil. Şunu düzelt: Ben bir fare değilim, ben bir fare kapanıyım, fare olan sensin. Fare kapanı, onları yakalamak için farelerin peşinden koşmaz. Fareler kendileri gelip yakalanırlar. Ve aramızda olan şey de buydu" dedi. Nasrettin Hoca bu kadına yaklaşmak için yeterince cesur değildi. En başından beri korkuyordu.
Bir akşam Nasrettin Hoca karısına, "Biraz peynir getir, çünkü peynir iştahı artırır ve gözleri parlak yapar" dedi. "Peynirimiz yok" dedi karısı. "Bu iyi," dedi Hoca, "çünkü peynir dişlere ve damağa zararlıdır." "Söylediklerinin hangisi doğru" diye karısı sordu. Hoca, "Evde peynir varsa ilki, yoksa ikincisi" dedi.
Kaşe + İmza. Hepimiz geberip gideceğiz bir gün!
Kıyamet nedir? Nasrettin Hoca'nın, bacı ölürse küçük kıyamet, ben ölürsem büyük kıyamet dediği gibi herkesin ölümü kendi için bir kıyamet demektir. Bundan ötürü hepimiz için sonunda ölüm muhakkak olduğundan Halley'in bu defa ki teması tehlikesinden kurtulmakla ne ölümden ne kıyametten ebediyen Kurtulmuş sayılamayacağımıza göre birkaç sene sonra olacak bir hadisenin bugün olması ihtimaline lüzumundan çok korku ve telaş göstermek akla mantığa uygun değildir.
Sayfa 48 - İrfanKitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.