Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
1876 yılı... Sultan Abdülaziz'in tahttan indirilmesinden sonra yayılan "intihar etti" haberi... Sultanın şüpheli ölümü üzerine tahtın yeni vârisi olarak ilan edilen 5. Murad. Üç ay gibi kısa bir zaman sonra 5. Murad'ın ağır ruhsal ruhsal bunalım yaşadığı iddiasıyla tahttan indirilerek Çırağan Sarayı'na hapsedilmesi ve Şehzade Abdülhamid'in "Sultan" unvanıyla Osmanlı tahtına geçişi... 2. Abdülhamid Han, 31 Ağustos 1876'da tahta geçti. Mithat Paşa'ya verilen bir taahhüt olarak 23 Aralık 1876'da Kânûn-ı Esâsî'yi ilan etti. Âyan ve Mebusan meclisi şeklinde padişahın tayinleri ve halkın belirlediği mebuslar olarak tertip olunan meclis, 19 Mart 1877'de açıldı. Sultan Abdülaziz Han'a yapılan suikasta adı karışan Mithat Paşa'nın siyasî nüfuzunu kullanarak âdeta dayattığı bir sistem olan Meşrutiyet kısa zamanda zehirli meyveler vermiş, azınlıkları temsil eden vekiller sırtların dayadıkları Avrupa devletlerinin de kışkırtmasıyla Osmanlı'dan ayrılma taleplerinde bulunmaya başlamışlardı.
Sayfa 177Kitabı okudu
Sultan Abdülaziz'in intihar etmesinden sonra (ki Eşref'in babası Mustafa Nuri Bey, onun öldürüldüğüne inanırdı. Ona göre; intihar edecek bir mesele yoktu) tahta geçen Abdülhamid Han, babasının kuşlar konusunda yetkinliğini, liyakatini görünce Mustafa Nuri Efendi'yi kuşçubaşılığa getirmişti. Her şey o günden sonra daha iyi olmuştu.
Reklam
ATSIZ'DA TARİH ANLAYIŞI: Atsız'ın lisans öğrenimi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü (Edebiyat Zümresi) olduğu hâlde bilim adamı olarak tarihle daha çok ilgilenmiş, bu konuda daha çok eser vermiştir. “Türk tarihinin içinde yüzüyorum. Diyebilirim ki her günüm 27 asrın içinde geçiyor." diyecek ölçüde (Atsız 1992: 67) kendisini tarihle
Neyi kaybettiğini hatırla.....
Kafkas Kartalı Şeyh Şamil, Ruslara esir düşmüştü. Bir oğlunun Çar nezdinde rehine kalmasına mukabil, hacca gitmek maksadıyla Rusya'dan ayrılmasına müsade edilmişti. Şeyh Şamil önce İstanbul'a geldi ve Sultan Abdülaziz Han tarafından samimi bir merasimle karşılandı Sultan Abdülaziz, Şeyh Şamil'i Dolmabahçe Sarayı'nın kapısında karşıladıktan sonra: "Babam Sultan Mahmud mezarından çıksa idi, ancak bu kadar sevinç ve heyecan duyabilirdim!" diyerek Kafkas Kartalına karşı ruhundan taşan hudutsuz muhabbet ve hayranlığını ifade etti. Abdulaziz Han, Şeyh Şamil'e sordu: "Şamil efendi tüm savaşlara katılıyor muydun? Yoksa bu zaferler senin kumanda kabiliyetin yüzünden mi oldu?" Şamil oturduğu yerden kalkıp üzerindeki kafkas kıyafetini çıkarır ve Sultana yaklaşır. Sultan, Şeyh Şamil'in göğsünde ve sırtında 40'dan fazla yara izi olduğunu görünce gözyaşlarını tutamadı ve Şamil'in ellerini tutarak ona tahtı işaret etti: "bugün burada oturmaya layık olan birisi var ise bu ancak sensin" diyerek şanlı mücahidin gönlünü almaya çalıştı. Şeyh Şamil hac için Mekke-i Mükerreme'ye varır ve yoğun ilgi görür. İzdihamdan dolayı onu Kabe'nin üstüne çıkararak bu hayran kalabalığı sakinleştirmeye çalışmışlardır. Haccını bitirip Medine-i Münevvere'ye gelmiş ve çok sevdiği Peygamber Efendimize ﷺ selam vermiştir 1871 yılında burada vefat etmiş olan Şeyh Şamil, Cennetü'l-Baki'ye defnedilmiştir. Bu büyük mücahid kutsal topraklara giden müslümanlarca ziyaret ediliyor. Ruhu şad, mekanı cennet olsun inşaallah.
SIKINTIDAN KURTARMAK Sultan Abdülaziz Han. kendisinden umduğu başarıyı gösteremeyen sadrazam Ahmed Esad Paşa'yı görevden almaya karar vermişti. Mabeyn Başkatibi Atif Bey'i mühr-i hümáyúnun alınması için görevlendirdi. Atıf Bey, paşanın evine zaman zaman gidip gelenlerden olduğu için, padişah iradesinin uygulanması hususunda zor durumda kalmıştı. Ancak, ne olursa olsun padişahın emrini yerine getirmek lazımdı. Akşam yemeğinden sonra kalkıp, sadrazamın Beşiktaş/Ihlamur'daki konağına gitti. Esad Paşa, Atıf Bey'in her zamanki gibi ziyaretine geldiğini düşünerek hal hatır sordu. Muhabbete koyuldular. Sadrazam, ahvalin zorluğundan sözü, bu vazifeyi yaparken çok sıkıntı çektiğine getirdi. Mühr-i hümâyûnu ne şekilde geri isteyeceğini düşünüp duran Atıf Bey, sadrazamın bu sözünü fırsat bildi: "İşte, şevketli efendimiz de zatınızı bu zorluktan kurtarmak için, sizden mühr-i hümâyûnun alınmasına bendenizi memur kıldı." dedi. Esad Paşa biraz bozuldu ama mührü çıkarıp teslim etti.
"...Elimde silahlandırdığım askerler bana karşı ayaklandı!" şehit Sultan Abdülaziz Han
Sayfa 47 - EşikKitabı okudu
Reklam
Seraskerlik Dairesi
1826 yılında Eski Saray’ın yerine, Mimar Abdülhalim Efendi tarafından Seraskerlik makamı olarak ahşap bir bina yapılmıştı. Bâb-ı Seraskerî Meydanı’nın merkezinde bulunan bu yapı, yıkılıp yerine 1864-66 yılları arasında Sultan Abdülaziz Han döneminde kâgir bir Seraskerlik Dairesi yapıldı. Seraskerlik Teşkilatı, 1879 yılında Harbiye Nezareti’ne dönüştürülünce, bina da Harbiye Nezareti olarak hizmet vermeye başladı. Dikdörtgen planlı ve üç katlı olan yapının, dört yönden de birer girişi olup ana girişi güney cephededir. Bütün cephelerde eşit aralıklarla sıralanmış dikdörtgen pencereler vardır.
Necid şehri artık bir entrikalar merkezi olmuştu. İngilizlerin namlı ajanları ellerinde Deterdin'in altınları, aşiretler ve şeyhler arasında mekik dokuyorlar, onları Osmanlı İmparatorluğuna karşı isyana teşvik ediyorlardı. Lâkin Sultan Abdülhamid Han ağır basıyordu. Abdülâziz Bin Suud Osmanlı Ordusundan yediği darbe ile perişan olmuş ve boyun eğmişti. Diğer şeyhler ve aşiret reislerinin ise büyük bir kısmı Türkler tarafında idi.
Sayfa 106 - Turan Neşriyat Yurdu, İstanbul, 1969Kitabı okudu
İT'raille Ticari İlişkileri Kesin...
HÜDA PAR Ambarlı Limanından seslendi: "İŞGAL REJİMİ İLE TİCARİ İLİŞKİLERİ KESİN" HÜDA PAR İstanbul İl Başkanlığı, Ambarlı Limanı'nda düzenlediği basın açıklamasında, Türkiye ile işgal rejimi arasında devam eden ticari ilişkilerin son bulması çağrısında
Sultan Abdülaziz Han'ın ,bilek damarlarını saray pehlivanlarına kestirerek namussuzca bir darbe yapanlar Hristaki isimli bir Yahudi sarrafından başka kimi sevindirdiler .
380 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.