64 syf.
10/10 puan verdi
Soner Tuna'nın Tesla'yı anlattığı grafik romanından sonra İskenderiyeli matematikçi filozof Hypatia'nın öyküsünü ele aldığı bu eserini de çok beğendim. Bir solukta okuduğum kitabı, gözyaşları içinde kapattım. Bir başka çok değerli insan ve başına gelen kahredici olaylar. İyinin, güzelin, doğrunun, kendi kafasıyla düşünebilen bir bireyin; kötü, çirkin ve yalancı sürü hayvanlarınca ezilip geçilmesi. Akla Yaşar Kemal'in şu cümleleri geliyor: "Kendine güvendiğin için yalancı değilsin. Yalan-dolan bilmediğin için yalan karşısında yenileceksin. Yalanın gücü doğrunun güçsüzlüğünden değildir. Yalan teşkilat kurmuş, doğru yalnızdır. Yalanın geleneği var, senin doğrunun her gün yeniden yaratılması gerek. Her gün bir şafak çiçeği gibi yeniden açması gerek. Sen yenileceksin. Yenilmenin tadına varacaksın. Doğru yenilmeli. Yenilmeyen doğru yenmiş sayılmaz. Doğru yenile yenile öyle keskin bir hale gelmeli ki; yüz bin yıl su altında yıkanmış, düzelmiş çakıltaşı gibi." Söylenecek fazla bir şey yok, bu güzel insan ne zaman aklıma gelse kalbim yanacak, gözümden bir kaç damla düşecek.
İskenderiyeli Hypatia
İskenderiyeli HypatiaSoner Tuna · Bilim ve Gelecek · 201443 okunma
Bak, Kaymakam, gençsin, yiğit ve namuslu ve de vatanseversin. Bunun için kendine güvenirsin... Kendine güvendiğin için yalancı değilsin. Yalan dolan bilmediğin için yalan karşısında yenileceksin. Sen bana bak, oğlum, yalanın gücü doğrunun güçsüzlüğünden değildir. Yalan teşkilat kurmuş, doğru yalnızdır. Yalanın geleneği var, senin doğrularının her gün yeniden yaratılması gerek. Her gün bir şafak çiçeği gibi yeniden açması gerek. Sen yenileceksin.
Sayfa 146 - TellalKitabı okudu
Reklam
Kendine güvendiğin için yalancı değilsin. Yalan dolan bilmediğin için yalan karşısında yenileceksin. Yalanın gücü doğrunun güçsüzlüğünden değildir. Yalan teşkilat kurmuş, doğru yalnızdır. Yalanın geleneği var, senin doğrunun her gün yeniden yaratılması gerek. Her gün bir şafak çiçeği gibi yeniden açması gerek. Sen yenileceksin. Yenilmenin tadına varacaksın. Doğru yenilmeli. Yenilmeyen doğru yenmiş sayılmaz. Doğru yenile yenile öyle keskin bir hale gelmeli ki.. Yüz bin yıl su altında, yıkanmış, düzelmiş çakıltaşı gibi."
Kucağına aldığı her yeni doğmuş bebeğin minik ayak parmaklarına, gül dudaklarına, mantı burnuna bakıp bu mükemmel yaratığın iyilikten başka bir şey barındıramayacağını düşünürdü. Öte yandan, dünyaya gelmesine yardım ettiği bebeklerin bir kısmı büyüyünce dolandırıcı, yalancı, haydut, tecavüzcü, hatta seri katil olacaktı. Eğer bir çocuğun neye dönüşeceğini bilse aralarından bazılarını doğurtmamayı tercih eder miydi? İnanması zordu ama dünyaya getirttikleri bebekleri öldüren ebeler olmuştu. Hazreti İbrahim'in hikayesinde olduğu gibi.
Kendine güvendiğin için yalancı değilsin. Yalan dolan bilmediğin için yalan karşısında yenileceksin. Yalanın gücü doğrunun güçsüzlüğünden değildir. Yalan teşkilat kurmuş, doğru yalnızdır. Yalanın geleneği var, senin doğrunun her gün yeniden yaratılması gerek. Her gün bir şafak çiçeği gibi yeniden açması gerek. Sen yenileceksin. Yenileceksin! Yenilmenin tadına varacaksın. Doğru yenilmeli. Yenilmeyen doğru yenmiş sayılmaz. Doğru yenile yenile öyle keskin bir hale gelmeli ki… Yüz bin yıl su altında yıkanmış, düzelmiş çakıltaşı gibi… Teneke-Yaşar KEMAL
Göremediklerini görebilmek için insanlar binlerce yıl boyunca yalancı altın mantardan içki damıtıp içmişler. Sonra... görebileceklerinden korkmaya başlamışlar.
Sayfa 145
Reklam
Uyup kafamın cinlerine Hayvan masalları yazdım. Başka kahramanlarla belki de Bu kadar ün kazanamazdım. Benim şiirlerimde kurt, köpek Tanrıların diliyle konuşur; Her hayvan bir kılığa girerek Türlü adamlar olur.
Sayfa 355
480 syf.
7/10 puan verdi
Pek çok görüşüne ve ürettiği kahramanların temel duruşuna itiraz etsem de Elif Şafak iyi bir romancı, bunu kabul etmek lazım. Ustam ve Ben, 472 sayfalık, kalınca bir roman. Ancak sürükleyici ve kendini okutan bir roman da aynı zamanda. Kitap, Mimar Sinan dönemine götürüyor bizi. Malumunuz, Mimar Sinan dünyanın en büyük mimari dehalarından
Ustam ve Ben
Ustam ve BenElif Şafak · Doğan Kitap · 201312,3bin okunma
Göklerin direksiz yaratıldığını nakleder semavi dinlerin anlatıları. Nakleder etmesine de, her okuyanda aynı tesiri bırakmaz bu sözler. Yedi kat gökyüzünün direksiz ama üst üste, desteksiz ama dengede durmayı başarmasını, kâinatın mucizevi nizamına kanıt olarak görmeye meyyaldir insanların çoğu. Ama işte kimileri de hayatın muntazamlığına değil, tekinsizliğine işaret sayar bu durumu. Ha düştü ha düşecek bir gökyüzünün altında yaşadıklarını düşünmekten alıkoyamazlar kendilerini. Onları yalancı çıkarmamak için olsa gerek, gökyüzü de kafalarına çöker sık sık. Hep son anda, sonlara ramak kala yükselip, ağırlığı altında ezilenlerin tekrar nefes almalarına izin vererek...
281 öğeden 271 ile 280 arasındakiler gösteriliyor.