Çoğu kişinin yarım bıraktığı hatta yarısına bile gelmeden sıkılıp bir köşeye attığı Tutunamayanlar'ın yazarı Oğuz Atay. Ben de Tutunamayanlar'dan başlamıştım onu okumaya. Sonra Tehlikeli Oyunlar, Oyunlarla Yaşayanlar ve Korkuyu Beklerken...
Bu kitabı okuduğumda sadece Tutunamayanlar'ın Selim'inin değil yazarının da gerek edebiyat gerekse düşünce dünyasında nasıl yalnızlığa terk edildiğini gördüm. Eserde, başlığından da anlaşılacağı üzere Oğuz Atay'ın biyografisi ile metinlerinde yarattığı -aynı zamanda yaşadığı- kurmaca dünyası içerdiği koşutluklar bakımından değerlendiriliyor. Okudukça aslında Selim'in, Coşkun'un, Hikmet'in ve diğer eserlerindeki baş karakterlerin çok büyük oranda yazarın biyografik yaşamından izler taşıdığını hatta birebir kendisi olduğunu göreceksiniz. Eserlerinde yoğun yer tutan ölüm, ölüm ve yaşam korkuları, iç hesaplaşmalar ve sisteme başkaldırı, Doğu-Batı kültür çatışması, burjuva yaşam eleştirisi gibi önemli unsurlar aslında Atay'ın da ruh dünyasında büyük yer tutuyor. Yıldız Ecevit'in bu eseri de Oğuz Atay'ın ve eserlerinin bu yönlerine ışık tutuyor.
Kitapta Atay'ın eserleri sadece içerik, karakterler yönünden değil biçim yönünden de incelenmiş. Eserlerinin ana motiflerinden oyun, ironi/parodi, metinlerarasılık, üstkurmaca gibi unsurlar ve Atay hakkında çok daha fazlası kitapta derinlemesine incelenmiş.
Şahsi düşüncem şudur ki Oğuz Atay'ı okumuş ve onu her yönüyle anlamak isteyen kişiler kesinlikle bu eseri okumalı.
Şah ve Sultan - 
İskender Pala
“Bu bab, Erdebil yakınlarında bir yerlerde yıldız toplayan çocuğun sevgiyle tanışması beyanındadır.” diye başlıyor bütün hikaye… Bakmayın adının 