Bir ışık yakma bu satirlara aydinlanmasın sayfalar, annen seni hic iyilestirmicek, kiz cocucu. Oglumun bu hafta keyfi hic yerinde değildi. Birkac gundur yuksek atesi var. ustelik o hastalikla cebellesirken senin bahcede tek basina oynaman canimi fazlasiyla sıkıyor. Neden iyisin? dadına kiyafetlerini ince giydirmesini sana dondurma almasını soylrdim sen kalin kiyafetleri giymeyi sevmedigin icin ve dondurmaya bayıldığın icin bu duruma cok sevindin. Gunlerdir hasta olmani bekliyorum. suan moskovanın sogugunda bahcede duruyorsun. Oglum bu denli hastayken sen iyi olamazsın kiz cocugu. seni hic iyilestirmeyecegim
Dakikalar geçikten sonra, "Bileklerim acıyor," diye acının yoğun olduğu bir sesle mırıldandım. Gözlerimi sulandırmayı başardığımda hayatımdaki en kötü şeyleri aklıma getirmiştim. “Canımı acıtıyorsun! Gerçekten canım çok yanıyor. İp çok ince ve bileklerim kesildi!" Gözyaşlarım sicim sicim akıp, yanağımdan yol almıştı. İnci gibi dökülen damlalar yanaklarımı ıslatırken ona gerçekten acı çekiyormuş gibi baktım.
Bronz'un bu sefer dikkatini çekmiş olmalıyım ki oturduğu yerde dikleşti. "Bakayım sana," dedi. Bana doğru yaklaşmış, parmakları çenemi kavramıştı. Gözlerimin içine uzun uzun baktı. Boşta kalan elini gömleğinin cebine yerleştirip siyah bir mendil çıkarttı ve gözlerimin altını sildi. Ona irileşen gözlerle bakarken, tenime yavaşça sürttüğü mendille ıslak olan her yeri silmişti. Geriye yaslandığında ellerini koltuğa yerleştirdi. "Yolculuk boyunca ağlasan da zırlasan da seni hiçbir şekilde çözmeyeceğim Hisar, inanmıyorum sana. Gözyaşlarını boş yere akıtma, yanakların ıslatınca kurulamak zorunda kalıyorum ve
bunu istemiyorum."
"Nesin sen böyle? Niye bana iyi davranıyorsun?" diye sorduğumda kalbimdeki sızının varlığı arttı. "Nasıl akan göz yaşımı silecek kadar ince düşünceli biri olabilirsin?"
"Sana demiştim Hisar, benim hiç acelem yok. Yavaş yavaş birbirimizi tanıyacağız."
"Nesin sen böyle? Niye bana iyi davranıyorsun?" diye sorduğumda kalbimdeki sızının varlığı arttı. "Nasıl akan göz yaşımı silecek kadar ince düşünceli biri olabilirsin?"
"Sana demiştim Hisar, benim hiç acelem yok. Yavaş yavaş birbirimizi tanıyacağız."
Çocuğum benim, dalsızım, kanatsız hayal rüzgârım
İnce içlenmelerle kıvrıla kıvrıla
Tenimde düğümlenen duygu çıkmazım.
Öpmesi gibi büyük suların engin kıyıları titreyerek
Tutkular köpükler içinde
İncitmeden tek bir kum taneni sürüklemeden
Çekileceğim ömrünün ak örtüsü üzerinden
Usulcacık, saygılı
Derin kuyularına büyük yalnızlığın
İzler bırakarak geride yürek çarpıntılarından
İyimser, kederli
Bir özge zaman arması gibi
Andıkça sevgiyle
Yalnızca sevgiyle ışıklanan...
Yüreği umuda sevdalanan yangını büyük olurdu.Sağa dönse alev,sola dönse kör.Yandığını bilmeden ince ince döner durur da yine de umudun sevdalığından vazgeçmezdi kimse.Umudu yanar,ömrü yanar , canı yanar…Ama ille de umuda yâr…
bir sır daha var, çözdüklerimizden başka!
bir ışık daha var, bu ışıklardan başka.
hiçbir yaptığınla yetinme, geç öteye:
bir şey daha var bütün yaptıklarından başka
niceleri geldi , neler istediler,
sonunda dunyayi bırakip gittiler.
sen hic gitmeyecek gibisin, degil mi?
o gidenler de hep senin gibiydiler..
geçmis günü beyhude yere yâd etme,
bir
Çocuğum benim, dalsızım, kanatsız hayal rüzgârım
İnce içlenmelerle kıvrıla kıvrıla
Tenimde düğümlenen duygu çıkmazım.
Öpmesi gibi büyük suların engin kıyıları titreyerek
Tutkular köpükler içinde
İncitmeden tek bir kum taneni sürüklemeden
Çekileceğim ömrünün ak örtüsü üzerinden
Usulcacık, saygılı
Derin kuyularına büyük yalnızlığın
İzler bırakarak geride yürek çarpıntılarından
İyimser, kederli
Bir özge zaman arması gibi
Andıkça sevgiyle
Yalnızca sevgiyle ışıklanan...
Yanlış kıyılarda çırpınıyor bu yaşlı deniz
Bu ağır suyu bu ince kum kaldıramıyor...
1987
ÇEKİLME
Çocuğum benim, dalsızım, kanatsız hayal rüzgârım İnce içlenmelerle kıvrıla kıvrıla
Tenimde düğümlenen duygu çıkmazım.
Öpmesi gibi büyük suların engin kıyıları titreyerek
Tutkular köpükler içinde
İncitmeden tek bir kum taneni sürüklemeden
Çekileceğim ömrünün ak örtüsü üzerinden
Usulcacık, saygılı
Derin kuyularına büyük yalnızlığın
İzler bırakarak geride yürek çarpıntılarından
İyimser, kederli
Bir özge zaman arması gibi
Andıkça sevgiyle
Yalnızca sevgiyle ışıklanan...
Yanlış kıyılarda çırpmıyor bu yaşlı deniz Bu ağır suyu bu ince kum kaldıramıyor...