Kırk sayısının gizemi nereden geliyor?
Hemen hemen bütün kültürler sayılarla ilgilenmiş, hatta sayıların
yaşamdaki rollerini biraz da abartmişlardır. Filozoflar da her şeyi sayı ite
açıklamaya çalışmışlar, sayıların gizli, ahlaki ve sembolik güçleri olduğunu,
alemin bile belirii sayısal ilişkilere göre yaratıldığını ileri sürmüşlerdir.
‘ 1 ’
Atsız, romanda anlattığı bu ozanlar gibidir. O, âdeta modern bir ozandır. Kopuz veya saz çalmaz; fakat âdeta ozanların dili gibi bir dille eski zamanın hikâyelerini, kanlı vuruşmaları, yiğitlikleri anlatır...
Gelmesi gerekti.
Tanımlamak için
görevini gerçeğin,
çekiç yapmak için zincirleri,
kurşunları saz telleri,
ve elleri - ılık yuvalar,
ki kuşlar olsun,
ve yağmur incileri
ve yemyeşil özsuların dolaştığı
çayırları öpmek için eğilen
dudaklar,
ey sevgili özgürlük,
ki sen,
bize gelesin
ve diyesin:
«Merhaba, insanlar!»
İfadesi güç bir ruh aleti içinde uyandım. O anda bütün benliğimi dolduran acayip, esrarlı, adeta fevkattabia ‘saadet hissi’ni nasıl anlatmalı?
Henüz çalınmaktan vazgeçilmiş bir saz gibi ihtizaz (titreşim) içindeydim. Ayrıca içimde, ne olduğunu bilmediğim fakat olacağına %100 emin olduğum bir şey, çok mühim bir şey bekleyen bir hal vardı. 
Halkının her zaman düştüğü tuzağa o da düşmüştü, demin kendi ağzıyla söylediği gibi kitapta yazılı oldukları söylenenlerin kitaplarda gerçekten olup olmadığını anlayana kadar da düşeceklerdi bu tür tuzaklara. Böyle bir kumarı göze alamazdı Coyotito’nun yaşamını, sağlığını ortaya süremezdi. Yana çekildi, saz kulübeye giren doktorla uşağa yol verdi.
Dün bir cenaze gömdüm, bağrıma gizli gizli Bu, küçük bir çocuktur, sarışın, saz benizli Taş kesildi yüreğim mezarının başında.
Hiç can veriş var mıdır bundan daha elemli Yaşarken gözü nemli, ölürken gözü nemli? Ah annesiz ölüler, sevgilisiz ölüler!