Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hoca’nın, en eski fıkrası, Ebül-Hayr-ı Rûmî'nin, Cem Sultan adına yazdığı «Saltuk-Nâme»sindedir. Bu fıkraya göre Hoca, Akşehir’de yatan Seyyid Mahmûd-ı Hayrânî’nin dervişidir. Pirdaşı Sarı Saltuk, pirini ziyaret için Akşehir’e gelmiş ve Hoca’ya konuk olmuştur. Hoca, Sarı Saltuk’a altın ve gümüş sahanlarla yemek çıkarmış ve bizzat kendisi hizmet etmiştir. Sarı Saltuk, bir aralık, acaba bunlar, Hoca’ya babadan mı kalma, yoksa kendi mi çalışıp kazandı da aldı diye düşünürken Hoca, onun gönlünden geçeni anlamış, hepsi de demiş, babadan kalma. Benim, ancak üç malım var, onlarla geldim bu dünyaya, onlarla giderim. Sarı Saltuk, nedir onlar diye sorunca bir y...., iki t.... demiş. Sarı Saltuk, böyle olgun bir adam abes söz söylemez. Bu söz, şüphesiz ki bir remiz, amma neyi kasdetti acaba diye düşünürken Hoca, düşünme, düşünme demiş, bu üç şeyle inancı, ameli ve ihlâsı kasdettim.
Sayfa 11 - ÖnsözKitabı okuyor
"Yaşadığımız, yaşamın kısa bir bölümüdür." Dolayısıyla bu kısa aralık yaşam değil, sadece zamandır.
Sayfa 47 - İş Bankası Kültür Yayınları, 16. Basım
Reklam
1939 Aralık ayında Almanya'nın toplam 3.240 muharip uçağına karşılık İngiltere'nin toplam olarak sadece 1.736 uçağının olacağı belirtiliyordu. İngiltere'nin hava yarışında Almanya'ya yetişemeyeceğini fark eden Churchill bu kez enerjisini Nazizme karşı birleşik bir cephe oluşturulmasına yöneltti.
Sayfa 690 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, çev. Süha SertabiboğluKitabı okudu
Türk Fırtınası diyor ki;
Yaşamda her leke çıkarıbilir. Unutulabilir, silinebilir. "Bir tek kalk karası çıkmaz." Mahşer tufanı ve canlı ölüler ibreti* ile dünyada ki tüm zalimler tanrının gazabına uğrayarak kalpleri karartıldı. Önder Karaçay *15 Aralık 2015 ~ 21 Ocak 2016 tarihleri arasında bu tufan yaşandı. Mustafa Kemal Atatürk sonrası zulüm gören Türk ulusu adına insanlığın yeryüzünde yeniden Türkler ile iyiliğin hakim olması sağlandı. Zalimler bugün tamamen bitene kadar yaşattıkları zulmü yaşıyorlar. Bunu bildikleri için de zulümlerini sürekli arttırıyorlar.
Suyun başını tutanların kişisel emelleri için dini kullandığı sayısız tarihî örnekten biriyle karşılaşınca, Ankara da elinin armut toplamadığını göstermekte gecikmeyecekti. Nasıl askeri ve sivil kadrolar arasında kendisine müttefik bulabilmişse, Mustafa Kemal ulema arasında da devlet memuru olmanın ötesine geçip sorumluluk alabilen vatansever müttefikler bulmuştu. Aralık 1919'daki o zor günlerinde kendisine sonuna kadar destek olan Ankara Müftüsü Börekçizade Mehmet Rifat Efendi'nin riyasetinde toplanan birçok müftü, kadı ve müderris, Dürrizade'ye karşı fetva ile cevap verecekti. Bu fetva, Rifat Efendi'nin de İstanbul'un idamlıklar listesine eklenmesine yol açmıştı.
Cengiz Han'ın ölümünden sonra küçük oğlu Tuluy yeni kağanın seçimine kadar saltanat naipliği yaptı (1227-1229). 1229 İlkbaharında Kerulen Irmağı kenarında toplanan kurultayda Cengiz Han'ın vasiyeti doğrultusunda üçüncü oğlu Ögedey büyük han seçildi. Ogedey daha sonra merkezini Karakurum'a (günümüzde Harhorin) nakledince
Reklam
Gerekli Açıklama
Eserlerine hayran olduğun "bir" yazar mutlaka vardır. Hani diğer tüm yazarlardan ayrılan, metinleriyle çok daha derin bir ilişki kurduğun, asla toz konduramadığın o yazar, bildin mi? Hah! Şimdi onu düşünmeni İstiyorum. Çünkü bırak tozu, onu çamura bulayacaksın. Evet sen. Bu köşenin tek bir kuralı var: Biricik yazarını alabildiğine eleştirmek. Katiyen övemezsin. O iş bende. Benimle anlaşamazsın. "Anlaşırsak ben yokum."*
Aralık, aralık Türkler yerine Osmanlılar diyorum. Türk yerine Osmanlı sözcüğünü ilk, Namık Kemal kullanmıştır. Ziya Gökalp de Diyarbakır'da yazdığı yazılarda onu izlemiştir : - Çeşitli öğelerden, bireylerden oluşan ve gücünü Müslümanlıktan alan Osmanlı ulusu, tıpkı Amerikan ulusu gibi gerçek olabilir. Gökalp'ın bu sözlerini Aptullah Cevdet, Süleyman Nazif, Faik Ali de desteklemiştir. Ne var, Hilmi Ziya, 1911'de Ziya Gökalp’ın bu düşünceden döndüğünü, arkadaşlarının ise, sonuna dek aynı giysiyi giydiklerini söyleyecektir.
Sayfa 19 - ADAM yayınları, 1995Kitabı okuyor
Papatya çayı iç :)
Gece karanlık Uykular kaçık Gözler aralık Sancılı ışık Midede seksek Acep ne etsek..
24 Aralık
Tıpkı beklediğim gibi büyükelci bana sınırsız sıkıntılar çıkartıyor..
Reklam
Türk Fırtınası diyor ki;
FENERBAHÇE'Yİ KULLANARAK ALGI DEĞİŞTİRMEYE KALKAN DENSİZLİĞE İNSANLIK AHLAKINI YAŞATAN BİR TÜRK'ÜN YANITLARI Bu yazı ile bugün yeryüzü yerinden oynayacak üzerinde insan olarak yaşayanlar silkinip kendine gelecek. ilmi sır gereğidir. Görülen lüzum üzerine yaşattıklarını sırayla yaşatan ahlakın ihtiyaç duyulan yeni tokat yanıtlarını
Dedi ve gitti
Kapıda durup döndü “Kapıyı aralık bırakayım mı?? Evet, anlamında basımı sallayabildim; çünkü sesim çıkmıyordu. “Işığı söndüreyim mi?” “Açık kalsın.” “ Eldivenle elini kaldırdı, saati ışıkta parladı “Elveda canım Zeze.” “
Sayfa 221Kitabı okudu
Ergenekon davası subayların canını çok yaktı. Aslı astarı olmayan suçlamalar, düzmece delillerle çok sayıda emekli subay Silivri Cezaevi'ne konuldu. Tam da o günlerde sıradan İtirafçıların bile eline su dökemeyeceği Abdullah Öcalan'ın akrabası, eski PKK'lı Abdülkadir Aygan'ın yeniden saf değiştirdiği görüldü. PKK'dan JİTEM'e oradan da tekrar PKK saflarına geçen Abdülkadir Aygan, sığındığı İsveç'te birden Türkiye'nin en itibarlı adamlarından biri haline geldi. Önüne geleni suçladı. Suçladığı isimler arasında emekli Albay Abdülkadir Kırca da vardı. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in elinden 23 Aralık 2004'te "Devlet Övünç" madalyası alan Kırca, "itibarlı" itirafçının iddialarıyla daha yargı karşısına çıkmadan hükmen mahkûm ediliyordu.
Sayfa 164 - Kripto Yayınları 22. BaskıKitabı okudu
Ben hayatı bilmiyorken ölmeyi öğrendim, sen ölmeyi bilmediğin için yaşadığını sanıyorsun.
Sahi, çiçeğin nasıl koktuğunu anlayabilir miyim mezarıma çiçekler dikerseniz?
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.