Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Arapça Olmadan Olur mu?
"Arapça Olmadan Âlim Olunamaz mı? Arapçası olmayan bir ilim talebesi iyi gayretlerle kendisini kültürlü bir insan olarak yetiştirebilir ama âlim olamaz. Arapça bilmek âlim olmak manasına gelmese de Arapça bilmeden de âlim olunamayacağı aprioridir. Arapça bilmeyen bir araştırmacı okumalar yaptığı İslâmî sahayla alakalı olarak sınırlıdır.
Allah'ın mesajını aktarma aracı olarak Arapçanın tercih edilmesinin kendine özgü yararları vardı: Başka hiçbir dil, sahip olduğu âhenk ve kendisine özgü sözcük yapısı, çekim kuralları, sesbilgisi vs. bakımından onunla karşılaştırılamaz. Bu, aynı zamanda en küçük aydınlatıcı bilgileri bile gözardı etmeksizin yoğunlaştırılmış bir dildir: Zamirlerin yanı sıra, fiiller de erkek ve dişi olmak üzere iki cinsi birbirinden ayırmaktadır. Sözcük dağarcığındaki inanılmaz zenginlikle ve kelimelerin farklı durumlara göre çok esnek bir biçimde çekim eki alabilmesi, Arapçaya, her türlü düşünceyi ve en ince farkları hayran olunacak bir zarafetle ifade etme imkânı sağlamaktadır. İnsanı şaşırtan bir özelliği de, Arapçanın, yüzyıllar boyunca değişime ihtiyaç duymamış olmasıdır: 1.500 yıl öncesinin düzyazı ve şiiri, ne dilbilgisi, ne kelime hazinesi ne de imlâ bakımından, çağdaş Arap nesri ve şiirinden farklı değildir. Tunus, Şam, Kahire ya da Bağdat'tan yapılan bir radyo yayınının dili, Muhammed (as)'ın kendi dönemindeki insanlara hitap ettiği dille aynıdır. Şiir için de durum aynıdır. Muhammed (as)'ın öğrettikleri, onun ilk muhatapları için olduğu kadar günümüzde Arapça konuşanlar için de açık ve anlaşılır şeylerdir. Bereket versin bu konuyla ilgili asıl metinler günümüze kadar saklanabilmiştir. Kur'an gibi kutsal bir kitap için, kendisinden sonra Allah tarafından yeni peygamberler ve yeni vahiylerin gönderilmeyeceği, ilâhî ilhama dayanan bir öğreti için istikrarsız bir dilin seçilmesi hiç de uygun olmazdı.
Sayfa 39
Reklam
Türkçe sözcüklerin Tanrı'yı ululamakta yetersiz olduğu savı da çürüktür. "Allahu ekber" deyiminde geçen "ekber" sözcüğü, Arapçada yalnızca kutsal bir büyüklüğü göstermekte kullanılan dine özgü bir deyim değildir. Araplar "ekber" sözcüğünü gündelik toplama çıkarıma işlemlerinde, söz gelimi 4 sayısının 3 sayısından büyük olduğunu belirtmek için de kullanmaktadırlar. Arapça "Allahu ekber"in Türkçe karşılığı "Ulu Tanrı"dır ; burada Arapça "ekber"in Türkçesi olarak kullanılan "ulu" sözcüğü, Türkçede sayısal bir büyüklüğü nitelemek için kullanılmaz; Türkçede 4 sayısı 3 sayısından "ulu"dur , denmez; çünkü "ulu" sözcüğü sayısal değil tinsel, kutsal bir büyüklüğü anlatır. Araplar için, bir yandan 4 sayısı 3 sayısından "ekber"dir; öte yandan "Allah ekber"dir. Arapçadaki "ekber" sözcüğünün, o dilde yalnızca Yaradan'ın büyüklüğünü dile getiren kutsal alana özgü bir sözcük olmadığı bilinip dururken; bu sözcük Türklere, sanki Arapçada yalnızca Yaradanın büyüklüğünü dile getirmekte kullanılmış gibi yutturulmuştur.
Sayfa 46 - payel yayınlarıKitabı okudu
Tanrı elçisi Muhammed, kırk yaşlarında, Tanrı'nın bir özel görevli "Cibril", "Cebrail", "Gabriel" aracılığıyla kendisine ilettiği bildirileri, kişioğullarına duyurmaya başladı. Bu kutsal bildiriler yirmi yılı aşkın bir süre boyunca bölük bölük iletilmiş, Tanrı elçisi Muhammed'in ölümünden sonra bir araya
Sayfa 58 - Payel YayınlarıKitabı okudu
KURAN’I ANLAŞILAN DİLDE OKUMAK
Kuran’ın anlattığı İslam’ın yaşanması için yapılması gereken en temel faaliyet Kuran’ın, dini yaşayacak toplumun diline çevrilmesidir. Kuran Arapça inmiştir ve orijinali Arapçadır. Fakat Kuran’a göre Arapça,kutsal bir dil değildir. Kuran, her kavme peygamberlerin gönderildiğini ve bu peygamberlerin kavimlerine kendi dillerinde mesajlar getirdiklerini söyler. Tevrat Hz. Musa’nın kavminin dilindedir, İncil de Hz. İsa’nın kavminin dilindedir. Hz. Lut’un vahiyleri kendi kavminin dilindedir, Hz.Nuh’unkiler de öyledir... Bu mesajları kutsal yapan Allah’tan indirilmiş olmalarıdır ve bu mesajların hiçbiri Arapça değildir.
İstanbul Yayınevi
EBU HANİFE'NİN VASİYETİ
Ebu Hanife zehirlendiğini anlayınca, zindanda ziyaretine gelmiş öğrencilerine, "Ölünce beni gasp edilmemiş bir toprağa gömün!" diye vasiyette bulundu ve vasiyetnamesini yazdırdı: 1-Arap olmayan müslümanların, anadilleri ile ibadet etmeleri meşrudur. 2-Bir insanının mü’min olduğunu ibadeti belirlemez. 3-Kimin cennete veya cehenneme gideceğini Allah'tan başka hiç kimse bilemez. 4-Beşeri (insani) ilişkilerde dindarlık ölçü değildir. 5-Namaz kıldırdığı için para almak helal değildir. 6-İmana dair son sözü Allah söyler. 7-Din için toprak gasp etmek (mülkiyeti başkasına ait bulunan bir malı zorla almak) meşru değildir. 8-Evlenme ve eş seçme hakkı kadının kendisine aittir. 9-Arapça kutsal dil değildir, kutsal olan anlamdır. 10-Allah'ın elçileri, Allah'ın kitabına aykırı konuşmazlar. 11-Kur’ana ve akla aykırı rivayetler, kaynağı ne olursa olsun reddedilir. 12- İslam'da evliya diye bir sınıf yoktur, mü’minler Allah'ın evliyasıdır (dostudur). 13- Cinayetin cezası, mü’min ve kafir için aynıdır. 14-Haram para ile hasenat (hayır işleri) yapılmaz. 15-Zulüm yapan idareciye hediye verilmez, hediyesi alınmaz. 16-İyiliği emretmek, kötülükten alıkoymak farzdır. 17-İslam akıl ve vahiy dinidir. Aklı olmayanın dini de yoktur.
Ebu Hanife
Ebu Hanife
Reklam
Arapça öğrenmek "kutsal" bir ilim değildir. Arapça öğrenmek, bir dil öğrenmektir. Dil öğrenmek ise bir araçtır. O araç, amaç olamaz. Araçla bir yere varılır. Gaye bilinmezse araçlar amaçlaşır. Bugün "dînî ilimlerde" bu körlük yaşanmaktadır. Medreselerde, özellikle Afganistan, Pakistan ve Suudi Arabistan gibi İslâmî ilimlerin tahsil edildiği yerlerde "araç ilimler" amaç olarak okutulmaktadır. Marifetullah dersleri yoktur. Linguistik çalışma yapmak sizin İslâm âlimi olmanızı otomatik olarak sağlamaz.
270 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
YAZIYOR YAZIYOR ÜLKENİN MAKUS TALİHİNİ YAZIYOR
PRANGA Biat, mutluluktur 21 Ocak 2021 Perşembe Fiyatı: 1 lira
100 Soruda Türk Basın Tarihi
100 Soruda Türk Basın TarihiHıfzı Topuz · Gerçek Yayınevi · 197316 okunma
192 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Şu kitap inceleme olaylarını severim ama bu incelemeleri dile getirmek ve yazmak çok farklı ya , başladık bakalım ne zamana kadar sürecek Allah bilir.. Şimdi birincisi bu kitaptaki sözde vatansever asker ve bir zamanlar kendini üstün gören şimdilerde ateşi bol olsunlardan Esat Oktay ve Kenan Evren'e daha güzel şeyler demek istesem de yeri
Kutsal WC
Kutsal WCKamber Akbalık · El Yayınları · 201315 okunma
Seyyid Hüseyin Nasr Mülakatının Tamamı
HAKİKATİN MENŞEİ KUR'ÂN'DIR İlk sorumuz "vahdet-i vücûd"a dâir görüşleriniz üzerine olacak. İrfanî tasavvuf doktrininden murad nedir? Bu soruyu cevaplandırırken öncelikle iki hususu göz önünde bulundurmak gerekmektedir; ilkin vahdet-i vücûdun anlamı sonra da vahdet-i vücûd kavramının bizâtihî kendisi. Bu kavramın içeriği Şeyh-i
Sayfa 167 - HayyKitap genişletilmiş 2. Baskı, Şubat 2012Kitabı okudu
141 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.