Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
DURUM: Bir tavuk, bir yolda karşıdan karşıya geçer. SORU: Tavuk karşıdan karşıya niçin geçer? YANITLAR: RENE DESCARTES: Yolun öbür tarafına geçmek için. EFLATUN: İyiliği için. Gerçek, öteki taraftadır. ARISTOTELES:
Bir Eşeğin Ölüm Vakti Hal Diliyle Söyledikleri Ah! Vücudum acıdan titriyor. Bu acımasız, zalim iki ayaklı hayvana verdiğim bütün hizmetlerin karşılığı bu işte. Bugün son günüm, bu da benim son tesellim! Sıkıntı, acı ve dert dolu bir hayattan sonra, taşınmaz yüklere, üst üste inen sopalara, yoldan geçenlerin zincirlerine, lanetlerine
Reklam
Tüyler diken diken
Felsefede hemen hemen tüm öncellerinden söz eden Platon yalnızca Demokritos'un adını, onun öğretisiyle ilgili hallerde ya da onunla polemiğe girdiğinde bile anmaz, anlaşılan Demokritos'un ölümsüzlüğüne şu ya da bu biçimde yardımcı olmak istemezdi. Eskiler bile buna dikkat çekmişlerdi zaten. Aristoteles'in çömezlerinden biri olan Aristoksenos çok daha tuhaf bir gerçeği bildiriyor. Platon, Demokritos'un yazdıklarını edinebildiği her yerden özellikle satın alıp, onları yakmış. Pythagorasçı Amyclas ve Cleinias bunu yapmaması için Platon'u ikna etmeye çalışmışlar, çünkü bunun yarar sağlamayacağını, ne olursa olsun Demokritos'un kitaplarının bir çok insanın elinde kalacağını düşünüyorlarmış. "Açık ki Platon, o zamana kadar yaşamış filozofların en iyisinin kendi rakibi olduğunu anlıyordu." diyor Aristoksenos. Platon'un günümüzdeki hayranları bu ifadeyi Aristoteles okulunun düşmanca iftirası olarak görüyorlar. Ama boşuna! Platon, 'Yasalar'ında Demokritos öğretisinin yandaşlarıyla mücadele için böylesi önlemleri aslında kendisi öneriyor: "Bazılarını ölümle cezalandırmak, ötekileri kırbaçlayıp zindana tıkmak, üçüncüleri yurttaşlık haklarından yoksun bırakmak, dördüncüleri yoksullukla ve devlet dışına sürgün ederek cezalandırmak gerekir." Bu önlemlerin, kitap yakmaktan aşağı kalır yanı yok.
Sayfa 99 - Etkin YayıneviKitabı okudu
Aristoteles diyor ki;
En büyük suçlar zaruri olanı değil de, fazla olanı elde etmek için işlenir.
Sayfa 153 - Kırmızı Kedi YayınlarıKitabı okudu
608 syf.
·
Puan vermedi
·
9 günde okudu
Gelecek...
Dünya A.Ş…. Dünyanın nasıl bir şirket haline geldiğinin tarihsel ve ekonomik verilerle anlatılmaya çalışılması bu kitabın özü. Üretimin makinelere ve dış kaynaklara yapılandırılması sonucunda, kendi kendine yeten, kendi iç dinamikleri olan Dünya’ mızı nasıl Dünya A.Ş ye evirdiğimiz, Dünya A.Ş nin ortaya çıkışından fayda sağlayan elitlerin,
Gelecek
GelecekAl Gore · MediaCat Kitapları · 201312 okunma
Bu büyük âlimlerden biri de, 8. yüzyılda yaşamış olan Cabir İbn Hayyan’dır. Esasında kimya bilimiyle başladı, ondan sonra da genişleterek tabiat olaylarıyla ilgilendi. Bu adam diyor ki bize: “Allah insana kâinatın bütün sır perdelerini yırtacak kabiliyeti vermiştir!” Yani beşer bu kâinatta her sırrın çözümüne ulaşabilir. Aristoteles ise tam tersini söylüyor: “Biz bunu yapamayız” diyor. Cabir İbn Hayyan öyle bir adam ki “kâinat, matematiksel ölçüler esasına göre yaratılmıştır” diyor. Yani “hisleri bile ölçebiliriz. Ölçemediğimiz herhangi bir şey, bilimin konusu olamaz!” diyor adamcağız. Mesela anlatıyor Galen: Hastalıkları ölçmede birinci derecede hastalık, ikinci derecede hastalık diye sınıflandırıyor. Böyle şey olmaz. Oysaki Cabir, “Biz bunu matematikle ifade etmeliyiz” diyor. Bir kat, yüz kat, bin kat gibi... Böyle bir adam...
Reklam
Aristoteles
İnsan töresel bir varlıksa, diyor, erdemin ya da erdemsizliğin bir anlamı olmalıdır. Buysa özgürlükle anlam kazanabilir. Özgür olmayanın erdeminin ya da erdemsizliğinin ne anlamı var? (Sağlam düşünce. Ama derinlemesine işlemek için, ne yazık ki çağ uygun değil.) Kaderimize bağlıyız. Ama bilgimizi genişleterek özgür görünebiliriz. Bu görünüş, erdemimizi gerçekleştirir. (Aristoteles çok güçlü bir kafa. Kadercilikten bir sıyrılabilse, erdemin de erdemsizliğin de eşitsizlikten olduğunu söyleyiverecek.)
244 syf.
9/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Herhangi bir eserde intihar konusunu anlatmak, okura hissettirebilmek her zaman için zor olan bir anlatımdır. İntiharın somut gerçekliğinin tasviri bir yana, intihar sürecinde bir insanın içinde bulunmuş olduğu zihinsel bunalımlar ve mantıksızlıkların resmedilmesi her zaman için en zor olan anlatımlardan biridir. Birçok eser, birçok felsefi metin
Düzelti
DüzeltiThomas Bernhard · Yapı Kredi Yayınları · 2018129 okunma
Kutsal kitapta, birçok yerinde geyikleri, tayları, kuzuları saygı ile anar. Zaten Mesih, sonsuz hayata kavuşturacağı insanlara koyun adını veriyor. Halbuki koyun hayvanların en aptalıdır. Aristoteles'e inanmak yerindeyse, bu ad, Greklerde bir hakaretti ve alay olsun diye kalın kafalılara, ahmaklara, koyun kafalı, derlerdi. Bununla beraber İsa kendine, bu koyun sürüsünün çobanıyım, diyor. Hatta bununla da kalmıyor, kendine kuzu adının verilmesinden hoşlanıyor. Bu unvanladır ki Aziz John onu halka şu sözlerle bildiriyor: Ecce agnus Dei, (İşte Allah'ın kuzusu). Apokalypsis de ilahi kurtarıcıyı bu hayvanın şeklinde gösteriyor. Bu kadar tanıklık bir araya gelince, en kutlularını dışta tutmadan bütün insanların deli oldukları kanıtlanmaz mı? Bizzat Mesih, Baha'nın bilgeliği olduğu halde, insanların deliliğini iyi etmek için kendini bir çeşit deli etmiş, çünkü insan tabiatıyla birleşmiş, yani insan olmuştur, ilahi kurtarıcı, günaha karşı ilaç bulmak, günahı mahvetmek için onu ( yani günahı) yüklendiği gibi deliliği de yüklenmiştir. Peki o hangi çarelerle günahı mahvetmek istiyor? çarmıh deliliği ile budala ve kaba havarilerle. Bu havarilere de durmadan deliliği öğütlüyor. Onları bilgelikten uzaklaştırmaya uğraşıyor; bunun için de onlara ömek olarak, çocukları, zambağı, hardalı, serçeyi yani ne aklı, ne sağduyusu olan ve kendilerini doğanın dürtülerine düpedüz, kaygı duymadan kaptıran birtakım şeyleri gösteriyor.
Uyumadan önce kendine şunu sor: Bugün kendime yetebildim mi? Çünkü, Aristoteles diyor ki: "Mutluluk kendine yetenlerindir."
219 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.