Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ben
Psikoloji bilimine göre id ile süperegonun arasında ki çekismeyi azaltmak için can hıraş uğraşan ve aracı görevi görüp zeval görmemek için, biraz ondan biraz bundan görünen içsel denge merkezi “ego” Felsefeye göre salt kendi çıkarları için hareket eden ve dayatmacı mantıkla kendi istek ve arzularını gerçekleştirmek isteyen “bencilik” Tasavvuf ilmine göre nefs ile ruh arasında, doğru ile yanlışın kavgasının ortasında ve ruh’a güvenirse arş’a, nefse inanırsa arzda kalacak olan “kalp” Tıp biliminde vücutta ki siyah nokta. Dil biliminde yapan eden 1. tekil kişi. . Sendeki ben hangisi? Ertan YAVUZ
176 syf.
9/10 puan verdi
·
32 saatte okudu
Yine Tunç İlkman yine mükemmel bir kitap! Yazarın bir önceki kitabı Herkesleşme'den sonra bu kitaba daha da büyük bir beklentiyle başlamıştım. Hatta ara ara kendime onun gibi ters köşe yapmak bir daha zor, beklentini bu kadar yüksek tutma falan diye kızıyordum. Yanılmışım... Bu sefer daha büyük bir ters köşeyle karşı karşıya kaldım. Hatta öyle ki kapağı kapattıktan sonra biraz durup düşündüm. Kitabı baştan sona geçirdim aklımdan, doğru mu anladım acaba diye emin olmak istedim. Tunç İlkman'ın kitaplarına bakınca kısacık, hemen okunup bitecek kitaplar görüyorsunuz dışarıdan ama işin içine girince olay hiç de öyle olmuyor. Evet kısalar, evet hemen bitiyor ama saatlerce, günlerce kafanızın içinde oluyor hikaye. Şu an kitabın konusuna girmeyeceğim, ben hiçbir fikrim olmadan okudum ve kitap öyle daha çok etkiliyor okuyucuyu. Siz de hiçbir şey bilmeden başlayın bence kitaba. Her kitap sonrasında yazarın beklentimizi arşa çıkardığı düşünülürse bir sonraki kitapta bizi neler bekliyor deli gibi merak ediyorum. Parla kesinlikle çok iyi bir kitaptı. Ters köşe sevenler mutlaka okumalı.
Parla
ParlaTunç İlkman · Olimpos Yayınları · 2017672 okunma
Reklam
244 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Hahoo ho! Hahoo ho! Evet doğru okudunuz... Bu parolayla yazıya başlamanın, Pal Sokağı Çocukları'na yakışır olduğunu düşünüyorum. Bu nida onların kendileri arasında bir parola. Birbirlerini bundan tanıyorlar. Kitabı okurken, çocuğa bürünüp okudum ama bitirdiğimde yeniden yetişkin halimdeydim ve gözlerim sızıntı içindeydi. Macaristan'ın yoksul bir semtinde geçen hikayede, bir Pal Sokağı çocukları var, bir de onların ezeli rakipleri Kızıl Gömlekliler. İlk önce bilye savaşıyla başlıyor ardından yürekten bağlı oldukları oynadıkları arsayla. İki grubun kıyasıya mücadelesiyle kazanılacak bir arsa! Oyun oynamak için başka bir yer yok çünkü. Kitabı Hakan Günday'ın sevdikleri arasında görüp, not etmiştim. İyi ki okumuşum diyorum şu an. Çocuk kitabı olarak adlandırılan romanı, yetişkinlerde çok rahat okuyabilir ve o küçücük, demir karakterli çocuklardan çok şey öğrenebilirler. Janos Boka, Pal sokağı çocuklarının lideri olarak hayran olunası bir çocuk. Hele en küçükleri kahraman Nemecsek, ah Nemecsek üzdün, dağıttın beni. Gereb, yaptıklarına rağmen bile, gözümden düşmedi.Öyle ki, Kızıl Gömleklileri oluşturan çocuklara bile yeri geldi saygı duydum. Çocukluklarına bakmadan, kendilerinden büyük davranış sergilediler. Çoğu büyük insanda arzulayıp, göremediğimiz şeyleri... Ben bu tarz kitapların, içimizdeki çocuğun okuması gerektiğini düşünürüm her zaman. Bir şeyleri hatırlamak, üzerinde düşünmek iyi geliyor insana. İyilik, dürüstlük, gerçek arkadaşlık, bağlılık. Siz de, Ferenc Molnar'ın bu başyapıtını mutlaka okuyun.
Pal Sokağı Çocukları
Pal Sokağı ÇocuklarıFerenc Molnar · Yapı Kredi Yayınları · 201924,6bin okunma
Ismail Onay
Kanatlandır kalbini uç Rabb’ine doğru Kardeşim Miracın mübarek olsun Mazlum Müslümanları düşün girsin kalbine ağrı Kardeşim Miracın mübarek olsun Kıl namazını, semaya doğru uruc eyle Kır nefsin bendini esaretten huruç eyle Yükselmeyi seç sürünmeyi kendine suç eyle Kardeşim Miracın mübarek olsun Bu gün indi dünyaya Kur’an Bu gün yükseldi semaya
Allah'ın Sevmediği Amel ZULÜM
Allah'ın Sevmediği Amel ZULÜM Zalim:Haksızlık ve zulüm eden, kötü kıyıcı, merhametsiz, gaddar kimse demektir. Zulüm:Haksızlık, eziyet, işkence, baskı, adaletsizlik demektir. Zulüm: bir şeyi kendine ait olmayan yere koymak, sınırı aşmak doğru davranmamak, günah işlemektir. Mazlum:Zulüm görmüş, zulme, haksızlığa uğramış kimse
22 Aralık 1984 Eğri mülkiye', 'Kirli mülkiye', 'Kanlı mülkiye' demelerimden alınıyorlar kırılıyorlar, birşey demeseler de doğrudan açıkça, hissediyorum ben, tanışıklığımız olanların içinde epeyce var böyleleri Ne söylüyorum ben? Eğriyse düzeltilmeli, kirliyse arındırmalı kanlıysa kazına kazına temiz yeri ortaya çıkarılmalı demiyor muyum? Aklımızla irdelenecek mülkiyetin temize çıkması olanaksız bence tek başına Bir de, daha köklü irdelenmesi gerekiyor mülkiyetin vicdanımızla. Ona başvuralım vicdanımıza Oluşum süreçlerini vicdanımızın süzgecinden geçirelim Birikmiş, yığılmış mülkiyeti danışalım vicdanımıza Mütemadiyen, vicdanında, kendi kendini sorgulamayan hiçliğe doğru hızla kayıyor demektir. Arşa en yakın duran duâdan sonra boyuneğmeyen edebiyattır iblis'e, Çünkü, insanın vicdanına bağlıdır damarları yarım stop - Atak adağım olsun" dedim iki elimle çekip geceyi
Reklam
Büyülü Ceket
Giyim kuşam zarifliğine değer vermekle beraber, hemcinslerimin üzerindeki elbiselerin dikimindeki kusursuzluk derecesine hiç aldırış etmem çok kere. Ama bir akşam, Milano’da özel bir toplantıda tanıştığım kırk yaşlarında görünen bir adam, sırtındaki elbisenin pürüzsüzlüğü ve kesilişindeki mutlak güzellikle gerçekten göz alıyordu. Bilmiyorum
77 syf.
8/10 puan verdi
okunmalı bence. büyük resim? 80-90 sayfa diye bakmayın. toplumun tamamını bir örnekle açıklamış bence. hikayenin konusunu bırakın kenara. zengin var herşeyi istiyor. fırsatını bulan balta sapı kendini çok önemli gösterebiliyor. ve ruh hastası kişi. kabiliyetli olabilir. ama yeteneklerini malların saklanmasında kullanıyor. ama bulunduğu şartlar onu
Satranç
SatrançStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020236,9bin okunma
(Uzun olduğunu biliyorum fakat zaman harcamaya değecek çok güzel bi hikaye okumanızı tavsiye ediyorum.) İYİLİK VE KÖTÜLÜK Bir varmış bir yokmuş. Allah’ın kulu çokmuş. Günün birinde biri İyilik biri Kötülük diyorlarmış iki kişi varmış. Bunlardan biri sürekli iyilik yapma gayretinde öteki kötülük yapma gayretindeymiş. Bir gün böyle bizim gibi
Kitabı kapatıp sırt çantamın içine attım. Sonra çanta önümdeki koltuğun altına doğru ittirdim. Yolun geri kalanında da camdan dışarıyı seyrettim. Bina, ağaç, araba, minibüs, boş arsa, minibüs... Her şeyi en ince ayrıntısına kadar inceleyerek gördüğüm şeylerin içinde bir düzen bulmaya çalışıyordum. Yeterince dikkatli bakarsam belki de dünyanın parçaları bir araya gelip anlayabileyeceğim bir bütün oluşturur umuduyla yapıyordum bunu.
827 öğeden 811 ile 825 arasındakiler gösteriliyor.