Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Beni bir hareketinizle cennetin yedinci katına çıkarabilecekken böylesine canımı sıkarak bana acı vermeniz ne zalimce! Ruhum gece yarısından bile daha karanlıktı ki kaleminiz, "Işık olsun" dedi ve sözünüzün emriyle ışık oldu..
216 syf.
9/10 puan verdi
·
5 günde okudu
SABRIN DEMİ
Çayı deminden anlarsın, yâri ise ayrılık vakti boğazında bıraktığı düğümden; bu yüzden beklemek değil bizimkisi demlenmek ve biliriz ki birbirine kavuşanlar değil ancak muhabbetle demlenenler aşka ulaşabilirler çünkü bazı şiirler hatırlamak için değil, unutmamak için yazılır. Demlenmek yavaşlamaktır biraz; içine kazımak, silinmez bir kalemle
Elif Gibi Sevmek 2
Elif Gibi Sevmek 2Hikmet Anıl Öztekin · Hayy Kitap · 20176,9bin okunma
Reklam
144 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Sen Leyla değilsin, o da Mecnun değil...
》"...Her facianın zaman zaman komik anları olduğu gibi, her komedinin de sizi kahkahalarla güldürdüğü zaman dahi ardında gizli gözyaşları olabilir." diyor yazar kitapta. Adını da buna binaen koymuş anlaşılan. Ama içerisinde ironi de olduğu muhakkak. Çünkü kitapta komedi olduğu kadar bolca trajedi de mevcut. 》İçinde kaos, entrika,
Sevda Sokağı Komedyası
Sevda Sokağı KomedyasıHalide Edib Adıvar · Can · 2011558 okunma
“Aşk mühim mesele. Kendi yolundan akmak gibisi var mı? Sevmediğin ve layıkıyla yapamadığın bir işte her gün çalışmak acı vermez mi hayatta? Sürekli akıntıya karşı kürek çekmekten­ se, akıntıyla aynı yönde giderse coşkuyla ilerlemez mi insan?”
Doğa açısından insanın tek önemi türünü devam ettirmesi Joseph Campbell Bu yüzden çocuğu olduktan sonra bir insan doğa bakımından ölü sayılır diyor ne acı değil mi . Dostluğun insancılığın sanatın ve bilimin kalıcı değer ölçülerini vurguluyor bunca tedirginlik ve kıvranma içinde huzur bulabilmeni tek yolu bu ölçekte düşünebilmek . Sürüden ayrılan
Duyum yaşama rehberlik eder.
Kendime gelince, ne hasta olmaktan ne üzülmekten ne de aşk acısı çekmekten pişmanlık duydum. Duyum yaşama rehberlik eder: Acı ölüme karşı uyarır. Acının sağır eden ulumalarını yeterince dinledim. Her şeyi bu acı sınırı belirler.
Sayfa 44
Reklam
Benim Adım Feridun
Yaşa, işe, güce, itibara en ufak hürmeti olmayan bu acıya aşk acısı diyorlar. Kim olursan ol, seni saklandığın yerde er ya da geç buluyor, gelip göğüs kafesini ateşle sıvazlıyor ve sen içeride kapkara kurum tutuyorsun. Ağzını açsan, alevler püskürüverecekmişsin gibi, ciğerlerine damla damla kurşun eritiyorlarmış gibi. Kolay kolay geçmiyor, geçtiğinde de sen geçmiş olduğunu bile fark etmiyorsun. Yağmurlu havalarda sızlayan eski bir kırık gibi şızlayıp duruyor, kendini hatırlatıyor. Bir tadı, bir kokusu, bir eti var hatta, bir kütlesi; gelip göğsüne oturmasından belli. Kokusunu, kütlesini hesap edemiyorum ama bir tadı varsa bence o genizde kalmış greyfurt tadını andırıyordur. Çok sevdiğin bir şeye benzeyen, ama o olmadığını da bal gibi bildiğin bir tat; acı, buruk, portakala benzeyecek neredeyse, değil ama işte. Hani kelime çok havalı olmasa, "kekre" diyeceğim. İstediğin kadar yut- kun, üstüne istediğini ye, iç; geçmiyor, genzinden aşağı yuvarlanıp gitmiyor. Ne yediğinden anlıyorsun ne içti- ğinden. Allah belasını versin.
Sayfa 23
Her insan kendine bir değer biçer, atfeder ve vehmeder. Sonra kendine biçtiği bu değere şahit arar. Bu değere şahitlik edenleri sever. Biçtiği bu değerden bile çok değerli olduğunu iddia edip şahitlik edenlere ise âşık olur. Çektiği acıların kaynağı budur. İnsan yüreğine bakarsa dikkatlice, ayan beyan görecektir ki, çektiği en büyük acı, ona hak ettiği değerin başkaları tarafından verilmemesi, bu değer iddiasına şahitlik edilmemesidir. İnsanlar yalancı şahit arar dururlar. Bazen bulurlar, en başlarında sevgi duyarlar, bazen de aşk yaşadıklarını iddia ederler ve sonunda cayır cayır yanar yürekleri. Yalancı şahitlik kısa sürede biter zira.
Otisten ücretsiz terapi
- Bak bazen sevdiğimiz kişiler bizi sevmez ve bu acı verir ama bu konuda yapabileceğimiz bir şey yok . - Anlamıyorsun. - Anlıyorum.Seni anlıyorum.Birinin seninle aynı şeyi hissetmemesi nasıldır bilirim .Yani düşünmeden edemediğin birinin . Acı verir ama senden zorla hoşlanmalarını sağlayamazsın . - Ondan hoşlanmıyorum.Onu seviyorum. - Biliyorum.Ama aşk büyük jestlerle ilgili bir şey değildir ya da ay ve yıldızlarla .Şans eseri olur .Bazen de aynı şekilde hisseden biriyle tanışırsın .Ve bazen şanssız olursun ama bir gün seni olduğun gibi beğenen biriyle karşılaşacaksın .Yani gezegende 7 milyar insan var. Bence bir tanesi senin için aya tırmanır. - Sahi mi ? - Evet :) - Sen harikasın.Sen çok kararlısın . Bir gün birini çok mutlu edeceksin . - Ama o ben olmayacağım. - Kesinlikle Lizzyi değil ama birini .Ve eğer aydan düşüp ölürsen bu olmayacak . 🎬 Sex Education
Söz verdiğimiz gibi birlikte olamayabiliriz ama paylaştığımız anılar için de minettarım. kısa bir süreliğine de olsa beni dünyanın en mutlu insanı yaptın ve bunun için sonsuza kadar minnettarım. Sana veda etmek bana acı veriyo fakat yapmak zorundayım. Birlikte geçirdiğimiz zaman hayatımın en güzel bölümüydü. Kahkaha aşk ve unutulmaz anılarla dolu bölümü.. Yollarımız artık ayrılmış olsa da varlığının sıcaklığı sonsuza kadar kalbimde kalacak. Sana veda ederken bunu içim burkularak yapıyorum. Ama yinede içimde kaderimizin bizi tekrar karşılaştıracağına dair bir umut var ve tekrar karşılaştığımız zaman seni bir kez daha kucaklamak için burada bekliyor olacağım.
Reklam
—Öf...Bu aşk gibi bir sigara. —“Sersemletiyor ha?” diye sordu Kamil. — Ve acı.
Sayfa 142
Hem aşk mutluluğunun ruhu neredeydi? Thelma'nın acı çekmesi beni şaşırtmamıştı, çünkü aşka her zaman acı bulaşır; ama onun aşkı korkunç derecede dengeden yoksundu -aşkının hiç keyifli bir tarafı yoktu- yaşamı tümüyle bir işkenceydi..
Kişi ne zaman kendisiyle tanışır?. S 76
Demek oluyor ki ayrılığı farkettiren hasret ise, belki sona değil ama sonuna erdirecek olan da aşktır. Hasılı dört menzile sahip bir dairenin içindeyiz: ayrılık menzili, hasret menzili, acı-ızdırab menzili, aşk menzili. Dikkat edilirse düz bir çizginin, bir doğru'nun içine bu menzilleri yerleştirmekten kaçınıyorum; yani 'önce'
Sayfa 76
Kişi ne zaman kendisiyle tanışır?. S 75
Hasretin nedeni ne ola ki ya yoksunluk ya ayrılık! İnsanlar yoksun oldukları şeylerden, neyse o şeyler onlardan ayrı kaldıklarından dolayı hasret çekerler: sevgiliden ayrılık, aileden ayrılık, memleketten ayrılık, vs. Hasretin nedeni ayrılık, peki ya kendisi?!?! Hasret ayrılığı farketmek demek, ayrı olduğunu hatırlamak, ayrılığı unut(a)mamak demek... Hasret insana sadece kendisinden ayrı kaldıklarını, ayrı olduklarını değil, bizatihi ayrılığın kendisini farkettirir. Çünkü 'ayrılık' hasretle farkedilir. Nasıl ki ayrılık hasrete, hasret de yanmaya, ızdıraba yol açıyorsa, ızdırab da kişinin ayrı kaldıklarına kavuşma, onlara dokunma, onları tutma arzusu duymasına yol açar; kısaca aşk'a. Ayrılıktan aşka giden yolun menzilleri kabaca böyle... (a) önce ayrılık... (b) sonra ayrılığın farkına varmak, yani hasret... (c) derken hasretin verdiği acı.... (d) ve en nihayet son menzilde aşk... Demek oluyor ki ayrılığı farkettiren hasret ise, belki sona değil ama sonuna erdirecek olan da aşktır.
Sayfa 75 - Cenab-ı Aşka Dair Dücane Cündioğlu KAKNÜS YAYINLARI
Acı her zaman içimde olacaktı. Korku da. Ama acı ve korku hayatım değildi. Onlar sadece andı.
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.