Herkese merhaba.
Şu anda ilk incelememi okumaktasınız:)
Öncelikle hazırlıklı olun! Fransız edebiyatının en önemli yönelimi olan romantizm akımını buram buram hissedeceğiniz uzun betimlemeler sizleri bekliyor olacak.
Ayrıca konumuz aşk olduğu için mektuplaşmaların da eksik olmadığını söylemek gerek. İçinde bulunulan ulaşılmaz aşk durumu, karakterlerin gizli mektuplaşmalarını okurken insanda merak ve heyecan duygularını uyandırıyor. Dikkatimi çeken bir nokta olarak yazarın İngilizlere çokça eleştirilerde bulunduğu durumlar bir yana Fransızları da çokça yücelttiği anlatımlar bulunmakta.
İlgimi en çok çeken kısımlar ise kafamda kişilerin psikolojik tahlillerini yapmak oldu. Kitaba öyle daldım ki kendimi karakterlerin yerine koyup ben olsam şöyle yapardım vesaire gibi empatik düşünceler yaratmaya başladım.
Aşk konusuyla gram alakası olmayan benim dahi sevgimi kazanan kitap aşka bakış açımı değiştirdi diyebilirim:) Yazarımız yaşanılanları o kadar naif cümlelerle yansıtmış ki “Vay be böyle aşklar gerçekten de yaşanmış mıdır?” sorusunu aklıma çokça getirdi.
Her kitabın bir zamanı vardır durumuna çok inananlardanım. Eğer doğru zaman geldiyse bu kitabı okuyup hiç beğenmedim diyecek insanlar olacağını düşünmüyorum.Özellikle de aşk temalı kitapları tercih etmeyenlere önerimdir:)
Vadideki ZambakHonore de Balzac · Martı Yayınları · 201642,7bin okunma
“Düşünceler binlerce kez kırılır ama sadece bir defa küre halinde bütünleşirler.”
Tek kişilik bir tiyatro oyunu düşünün. Oyunun yazarı, seyirciye hikayenin gidişatını anlatmak için normalden fazla bir çaba göstermek zorunda - bu tartışmaya açık bir mesele olabilir belki - ama eğer seyirci birden fazla karakter ve farklı tiyatro dekorları
Öncelikle bir konuda herkesle anlaşalım. Bu soruların incelemesini 15 güne yakın bir sürede anca yazdım. Sonu nerede bu yazının, diyerek kontrol edilmeden önce, bu sitedeki en uzun inceleme bu olmuştur, diyebilirim. Kimseden bu Evren incelemesini komple okumasını beklemiyorum. Bu incelemenin %10'una sahip incelemeler bile genelde burada uzun
Beni kitaplarla tanıştıran sebepleri seviyorum.Birbirini etkileyen zincirler kümesi ne hoş! Bana her zaman hayatımın neden sonuç ilişkileriyle kusatildigini anlatıyorlar.
Bu kitabı okuma hikayemde "The True Cost " belgeselini izlememle başlıyor aslında.Buradan bu belgeseli öneren "Necip Gerboğa" hocama çok tesekkür ediyorum.Bu
Kitabı tek cümleyle anlatacak olursak: 'İnsan ruhunun dehlizlerine yolculuk' diyebiliriz.
Dostoyevski bu son romanında neredeyse bütün karakterlerinin bu dehlizlerinin kapısını açıyor ve bizi içeriye davet ediyor.
Peki bu dehlizlerde neler var?
- Şehvet, hirs düşkünü insanlar
- Tanrı öldüğü için, onu inkâr edince her şeyin mübah olduğunu